Aşk insanı henüz kaçındayken bulur?
Aşk ilk görüşte mi olmalıdır yoksa her görüşte mi? Peki ya bir insan yıllar sonra birine aşık olur mu?
Leyla illa Mecnun'a, Kerem illa Aslı'ya mı aşık olur?
Kerem ve Leyla birbirini sevemez mi?
Leyla abi dediği Ke...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Sezon Finali'
Günümüz
Mahalleye girdiklerinde yorgun ve tedirginlerdi. Taksi sokağa giremedi. Çünkü sokakta olağanüstü bir araba kalabalığı vardı. O yüzden ellerinde valizler ve çantalarla sokağın girişinde indiler.
"Hayırdır acaba? Ne bu kalabalık?" diyen Kerem Leyla'nın elindeki çantaya uzanıyordu bir yandan da. Leyla kendini geri çekti. Kendi çantasını kendi taşıyabilirdi. Ancak Mihriban kocaman valizi elbette Rıdvan'a taşıttı. Rıdvan'ın çantasını da kendisi aldı.
Tüm bunlar sözsüz bir şekilde gelişiyor, onların doğasındaki bir olgu gerçekleşiyordu adeta.
"Amcama mı bir şey oldu ki? Telefonlarını da açmıyorlar dün akşamdan beri?" diyen Leyla korkuyla ilerideki evlerine baktı. Kendi evlerinin önünde de diğer evlerin önünde olduğu gibi araba vardı.
Teori üretmek yerine yürüdüler eve doğru. O sırada sokağın arasındaki bakkaldan çıkan Mahallenin ağır demirbaşlarından Dilan Hanımla karşılaştılar. Leyla ve Kerem ilişkisinde en çok emeği olanlardan biriydi.
"Dilan Teyze, hayırdır? Neler oluyor?" diye atıldı Mihriban öne doğru. En spekülasyonsuz, en temiz bilgiyi alabileceği kaynaktı Dilan Teyzeleri.
"Sormayın hiç kız! Neler olmadı ki? Dünden beri mahallede kıyamet kopuyor. Şu garibanların ahı tuttu tabi!" diyerek Kerem ve Leyla'yı gösterince kafaları daha çok karıştı.
"O ne demek Dilan Teyze'ciğim. Bugün niye böylesin hem sen? Şimdiye çoktan giriş ve gelişmeyi geçmiş sonuç kısmının son cümlesinde olman gerekiyordu!" diyen Leyla artık isyan etmişti.
Dilan Teyze iyice yanaşıp başladı olanları anlatmaya.
"Şimdi bu şırfıntı Şule'nin adı bir zamandır ortada dolanıp duruyordu. Evli adamlarla düşüp kalkıyormuş falan diye ama tabi ki gözümüzle görmediğimiz için biz de pek bir şey demiyorduk bu konuda."
Pek bir şey dememekten kastı 'sadece birkaç hafta gittiğimiz her günün ana konusu olmuş daha sonraları konuşmayı bırakmasak da artık ana konumuz yapmıyorduk' oluyordu.
"İşte dün sabah bir kavga kıyamet hepimiz dışarı koştuk. Meğer bunun düşüp kalktığı adamlardan birinin karısı dayanmış bunların kapıya. Nasıl bağırıp çağırıyor ama. Ne şırfıntısı kaldı ne yollusu... Daha fena şeyler de söyledi ama şimdi söylemeyeyim onları. Meğerse bu Şule bu kadının kocasından hamile kalmış. İlla benimle evleneceksin karını boşayacaksın diye de tutturmuş. Adam da zorla tehditle çocuğu aldırmış. Şule akılsızı da gitmiş şikâyet etmiş."
"Niye akılsız diyorsun Dilan Teyze? İyi yapmış! Adam evli, kendi yemeseymiş o naneyi! Zorla kürtaj mı yaptırılır canım!" diyen Leyla'ya diğerleri de hak verdi.
