six

1.2K 55 78
                                    

Ariana'nın Lewis'ı sevdiğini öğrendikten sonra Shawn ile onu vazgeçirme kararı almıştık.

En yakın arkadaşımın kötü işlere bulaşmasını istemiyordum.

Kapı çaldığında oflayarak dizimi durdurdum. Ne zaman izlemeye başlasam kapı çalıp yarım kalıyordu.

Kapıyı açınca karşımda duran Karen ile gülümsedim. "Merhaba,"

"Merhaba tatlım." diyerek sarıldı.

İçeriye geçtiğimizde yerime oturdum fakat tekrar ayağa kalkmak zorunda kaldım. "Tonia, oturma. Kıyafetlerini alıp gitmemiz lazım. Lewis peşini bırakmamış."

"Ne?" Tanrım, neden hayatımda normal şeyler olmuyordu? Ya da bu çocuk neden bela gibi peşimi bırakmamıştı?

Bıkkın adımlar ile odama ilerleyip çantamın içine kıyafetlerimi doldurmaya başladım. Gerçekten bıkmıştım.

Üzerime rastgele kıyafetler geçirip at kuyruğumu düzelttim ve Karen'ın yanına ilerledim.

Duvardaki ragın üzerinde duran fotoğrafımıza bakıyordu. "Ailen mi?"

Tebessüm ederek başımı salladım. "Evet."

"Eğer hazırsan çıkalım. Shawn bizi aşağıda bekliyor güzelim."

Montunu giydim ve çantam ile boşaltmadığım küçük bavulumu elime aldım.

Anahtarımı aldıktan sonra evden çıktık. Asansöre bindiğimizde sessizlik oldukça sinirimi bozmuştu. Ayağımla yerde ritim tutarken asansörün kapısı açıldı.

Shawn'ın geçen beni beklediği yerde duran arabasına doğru ilerlerken Shawn, arabadan inip bagajı açtı.

Arka koltuğa oturup telefonumu çıkardımve Ariana'nın mesajına cevap verdim.

Selam bebek!

Selam!

Tanrım, Archie mükemmel.
Böyle bir varlık yarattığın için sana minnettarım.

Of, ben hâlâ daha izleyemedim.

Ayrıca kendine gel,
Ama Jughead...

Sen sus ve önündeki Shawn ile ilgilien.
En ateşlisi o.

Önümdeki?

Tanrım, o gün Lewis'ın bana öyle demesinden sonra her şeyi yanlış anlamaya başlamıştım.

Shawn ne alaka?
Ayrıca Lewis duymasın.

Aslında duysa iyi olurdu.

Lewis demişken,
Onunla buluşmaya gideceğim yarın.
Sen de gelir misin?

Tanrım! Bu kız cidden salağın önde gideni. Bir insanın elinde uyuşturucuyu gördükten sonra ne diye tekrar onunla buluşmaya gidersin ki?

"Shawn," diye seslendiğimde bana aynadan baktı. "Ariana yarın bir arkadaşı ile buluşmaya gidecekmiş. Ve beni de çağırdı."

Kaşlarını kaldırarak devam etmemi ister gibi bana baktı. "Buluşacağı kişi Lewis."

Direksiyonu kavrayan parmak boğumları beyazlamıştı. "Bilmediğini söyle. Ama gideceksin."

Dudaklarım şaşkınlık ile araladı. "Ne? Yani, eğer Lewis beni görürse-"

"Sadece Ariana'lar ile gitmeyeceksin. Onların arkasında olacağız. Bizi fark etmeyecekler."

Dudaklarımı ısırarak başımı salladım ve telefonuma döndüm.

Uhm, bilemiyorum.
Eğer gelirsem haber veririm.

Tamamdır, aşkım.
Ben Archie ve Jughead'le aşk yaşamaya gidiyorum.
Görüşürüz!

Görüşürüz.

Telefonumu kilitleyip çantama koyarken araba durmuştu. Arabadan inip etrafıma bakarken kendimi başka bir ülkeye taşınmış gibi hissediyordum.

Shawn bavulum ile birlikte yanıma gelince elini belime koyarak beni ileriye ittirdi. "Hadi, içeri gir de üşüme. Hava soğudu."

Bir an için midem beni düşündüğü için kasılsa da sonradan bunu herkes için yapacağını düşündüm.

Çocuk iyilik meleği gibiydi.

Karen'ın bizim için açık bıraktığı kapıdan içeri girerken etrafı inceledim.

Koluma giren kollar ile yan tarafıma döndüm. Karen gülümseyerek konuştu. "Mendes ailesine hoş geldin, Tonia."

buugüün yirmii üç nisaaan hep neşeyle doluyoor insaaann

ayrıca yazdığım en uzun bölüm:o

sucker | mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin