four

1.3K 63 93
                                    

Acilen buraya gelmen gerekiyor. Lewis kapımın önünde.

Tanrım, ne?
Hemen geliyorum.

Bavulumun fermuarını kapattıktan sonra yatağa bıraktığım açık renk kot pantolonumu ve mor, uzun sweatimi üzerime geçirdim.

Yatağıma oturup stresli bir şekilde bacağımı sallarken Shawn'dan gelecek mesajı bekliyordum.

Lewis hâlâ orada mı?

Olduğum yerden kalkıp yavaş adımlar ile cama ilerledim.

Sanki hızlı adımlar ile gidince nerede olduğumu fark edecek gibi hissediyordum.

Pencerenin kıyısından hafif bir şekilde eğildiğimde hâlâ daha orada olduğunu fark ettim.

Evet.

Odamdaki fotoğraflarıma göz gezdirirken telefon titredi.

Kahretsin.
Tamam, ön kapı haricinde başka bir giriş var mı?
Aksi taktirde Lewis'ın gözünün önünde kaçmış olacağız.
Ki bu imkansız.

Dediği şey oldukça mantıklıydı.

Arka tarafta, deponun giriş kapısı.
Hiçbir şekilde gözükmezsin.

Yatağımın altından arkadaşlarımdan kalma hatıralar ile dolu olan kutumu çıkartıp kapağını açarak yatağımın üzerine koydum.

Duvarımdaki fotoğrafları tek tek çıkartarak kutuya koyuyordum.

Eh, Ariana Grande ya da Nick Jonas ile fotoğraf çekinirkenki mutluluğumu özlemiyor değildim.

Kutunun kapağını kapatıp çantama koyduğumda montumu giydim.

Aşağıdayım.

Shawn'ın mesajı ile bavulumu alıp alt kata indim. Kapının deliğinden apartmanı kontrol ettikten sonra anahtarımı aldım ve evden çıktım.

Asansöre binip depo katına tıkladıktan sonra beklemeye başladım.

Kısa bir süre içerisinde depo katına indiğimde asansörün önündeki karaltı ile ürpersem de tereddütlü bir şekilde asansörden çıktım.

O kişinin Shawn olduğunu gördüğümde derin bir nefes verdim. O kadar rahatlamıştım ki kendimi tutmasam gidip sarıkacaktım.

"Hadi," diyerek bavulumu elimden alarak arabaya yerleştirdi ve arabaya bindik.

Sokağa çıktığımızda biraz da olsa hızlı bir şekilde ilerlerken Shawn'ın, "Sikeyim," diye mırıldanmasıyla ona döndüm.

"Tonia, aşağıya eğil. Lewis şu an tam karşımızda."

Hızlı bir şekilde aşağıya eğilirken gözlerimi kapatmış, dua ediyordum.

Arabanın yavaşça durmasıyla vücudum titredi. "Merhaba, Shawn."

"Merhaba, Lewis." dişlerini sıkarak konuştuğu ses tonundan belli oluyordu.

"Sen buralara uğrar mıydın?" Lewis'ın sorusuyla Shawn biraz duraksasa da hemen cevap vermişti.

"Annemin bir arkadaşına uğradım."

İmalı bir şekilde "Anladım," dedikten sonra devam etti.

"Ah bu arada, Tonia. Benim elimden kaçacağını düşünmüşsün, yazık. Şu anlık Mendes ile gitmene izin veriyorum. Ama seni en kısa sürede bulacağım, güzelim."

Siktir.

Koca bir siktir.

sucker | mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin