eleven

850 44 37
                                    

Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra at kuyruğumu sıkılaştırdım. Lavabodan çıkmak için kapıyı açtığımda karşımda Shawn vardı.

Geçmesi için yol verdiğimde tam ağzını açmıştı ki, bir şey demeden tekrar kapattı ve sessizce bir şeyler mırıldanarak lavaboya girdi.

Aşağıya indiğimde Karen kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı. Karen'la da bu konu hakkında konuşmuştum fakat şu anlık eve gitmeyi pek düşünmüyordum.

Ölüm korkusundan bir taraflarım tutuşuyordu.

Kahvesinden bir yudum alam Karen'ın yanağına öpücük kondurarak yerime oturdum. "Günaydın."

"Günaydın, bebeğim." dediğinde tostumdan bir ısırık aldım. Tostumu ve meyve suyumu bitirdikten sonra ayağa kalktım. "Ellerine sağlık."

Odama çıktığımda dolabımı açtım ve siyah bir kot pantolon ile füme rengi tişörtümü çıkartarak üzerime geçirdim. Eşofman üstümü de giydikten sonra kartımı ve telefonumu cebime koyarak aşağıya indim.

"Ben alışverişe gidiyorum. Geç olmadan gelirim."

Deri ceketimi alırken Karen'ın sesini duydum. "Tatlım, lütfen Shawn da seninle gelsin. Yoksa aklım hep sende kalacak."

"Aslında hiç-"

"Lütfen." dediğinde mecburen başım ile onayladım. Shawn montunu giydikten sonra evden çıktık. "Nereye gidiyoruz?"

"Bilmem," diyerek omuz silktim. "Herhangi bir alışveriş merkezine." başıyla onaylayarak sağa döndü.

Kulaklığımı çıkartarak telefonuma taktım ve rastgele bir şarkı açtım. Kulaklığın tekini Shawn'a uzattığımda, Elvis Presley'nin sesi kulaklarımı doldurmuştu.

Fools fallin' in love in a hurry.
Aptallar acele ile aşık olur.

Seai biraz daha yükselttiğinde karşıya geçtik.

Fools give their hearts much too soon.
Aptallar kalplerini erkenden verir.

Bana biraz daha yaklaştı.

When they should be right back in school.
Tam okulda olmaları gerektiklerinde.

Bir lisenin yanından geçerken zil çalmıştı ve çocuklar bahçeye çıkmışlardı. Kenarda birbirine sarılan sevgilileri görünce gülümsedim.

I used to laugh but now i'm the same.
Gülmeye alışkınım ama artık aynı değilim.

Bolca graffitilerin bulunduğu sokağa girdiğimizde Shawn esmer bir kız ve oğlanı görünce hafifçe duraksadı.

They've got their love torches burning.
Aşklarına sahipler, meşaleler yanıyor.

Daha sonra ise hiçbir şey olmamış gibi hızlı adımlar ile sokaktan çıktık ve sağa döndük ve aynı anda birbirimize baktık.

Take a look at a brand new fool.
Yepyeni bir aptala göz atıyorum.

Alışveriş merkezine gelmiştik.

arkadaslar cok sıkildim ve yazmak icin yazdim sorgulamayin sjqndjqkoqiskqjs

sucker | mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin