twelve

834 48 52
                                    

bir onceki bolumde yaptigim gondermeyi kimse anlamamis uzuldum

Ellerimizde poşetler ile dönerken oldukça yorulmuştuk ve Shawn ile tekrar eskisi gibi davranmaya çalışıyorduk.

Lewis'ın ailesinden öğrendiğim şey ve beni sevdiğini söylemesinden önceki gibi.

Sonunde eve geldiğimizde zili çaldık. Karen kapıyı açtığında ikimizde hızlı adımlar ile içeriye geçip kendimizi koltuklara bıraktığımızda Karen'ın yaptığı şey gülmekti.

"Çok acıktım," diyerek sızlanan Shawn'ı başımla onayladım. "Siz yemişsinizdir diye düşünerek bir şey yapmadım ve şimdi çıkmam lazım. Eğer yemek yaparsanız umarım evi batırmazsınız."

"Yemek yapmayı biliyor musun?" diye sorarak Shawn'a döndüm.

Ellerini havaya kaldırarak, "Tek bildiğim şey yumurta kırmak." homurdanarak önüme döndüm ve başımı arkaya yasladım. "Sanırım, pizza bizi bu durumdan kurtarabilir."

Pizzalar geldiğinde domatessiz olanı öğrendikten sonra ücreti ödeyip, yakışıklı çocuğa iyi akşamlar diledim ve içeriye geçtim.

"Hayırdır, yüzünde güller açıyor?" pizzasını ona uzattıktan sonra mutfağa geçtim. "Pizzacı çocuk yakışıklıydı da, onunla konuştum biraz." tek yaptığımız şey iyi akşamlar demekti.

Kolaları doldurup tekrar içeri geçtiğimde kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu. "Şaka yapıyorum, birazdan yemek yiyeceğim için mutluyum."

Pizza kutusunun kapağını açarak bir dilimi elime aldım ve yemeye başladım (canim cektiiii).

Bitirdikten sonra arkama yaslanarak ellerimi karnıma koydum ve gülümsedim. "Tanrım, mükemmelsin,"

"Ben mi?" diyen Shawn'a dönerek küçümseyen bir bakış attım. "Hayır, pizza."

Başını sallayıp gözlerini kapattı. Trip atıyor olamazdı, değil mi?

"Hadi sana küçüklük anılarımı anlatayım," dedim bana dönmesi için. Beni tınlamayıp telefonunu çıkarttığında ofladım, "İyi, ankatmıyorum."

Gülerek bana döndü. "Tamam, tamam. Anlat hadi," dediğinde gülümseyerek ona doğru dönerek oturdum.

Aklıma gelen anım ile gülümseyen yüzüm solmuştu. "Bir köpeğim vardı, adı Brown'du," dediğimde dikkatlice beni dinliyordu.

"Bir keresinde onu dolaşmaya çıkarmıştım ve tepeye gitmiştik. Tabii o zamanlar on yaşında falanım. Neyse, bir kedi gördü ve o kadar hızlı gitti ki tasmasını tutamamıştım," deyip hafifçe kıkırdadım.

"Kedi bahçedeki bir çukurun içine girince normal olarak Brown'da gitti. Ama uzun süre orda kaldı. Tabii ben de nefes nefese gittim oraya. Sonra işte çukurdan Brown'ın ölüsünü çıkardık."

Gülmeye başladığında, "Gülme," dedim gülerek. "Çok ağlamıştım o zaman."

"Tamam," dedi kendini gülmemek için zorlarken. Daha sonra ise kahkaha atmıştı.

Abartısız beş, on dakika kahkaha atmış, ve ben de o güzel kahkahasını dinlemiştim.

sucker | mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin