twenty one

651 35 26
                                    

Shawn ile konuştuğumuz günden sonra eskisi gibi konuşmamazlık yapmıyorduk. 

O gün her ne kadar onlarda kalmam için ısrar etse de kabule etmemiş, kendi evimde kalacağımı söylemiştim.

Artık yapmadığını söylediğinde ilk başta inanmasam da sonradan o kadar kötü, pişman duruyordu ki içimdeki tüm inanmama hissi yok olmuştu.

Sadece pek fazla güvenmiyordum.

Bugün Karen, daha doğrusu Angela ile beni görmek istedikleri için evlerine davet etmişlerdi.

Kısa bir duş aldıktan sonra odama geçerek mavi bol pantolonum ile sarı sweatimi giydim. Saçlarımı kurutup şekil verdim ve mutfağa girerek kendime kahvaltı hazırladım.

Bilgisayarımdan videolar izleyerek kahvaltımı bitirdim. Tabakları tezgaha koyduktan sonra tekrar odama çıkarak çantamı hazırladım ve montumu giyerek evden çıktım.

Metro durağına geldiğimde sıradaki metronun ne zaman geleceğine baktıktan sonra telefonumu çıkardım.

Ariana-Lewis

Ari: Selam!

Selam!

Ari: Ne yapıyorsun, bebeğim?

Lewis: Ariana,
Kıskanıyorum.

Ari: Tamam bebeğim, bir daha Tonia'ya bebeğim demem.

Shawn'lara gidiyorum.
Ayrıca,
Konuşmanızı okuduktan sonra kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
Vıcık vıcıksınız.

Lewis: Kıskanma.

Metro geldiğinde telefonumu cebime atarak metroya bindim ve boş bir yer bulup oturdum.

Lewis ve Ariana konuşurken mesajlara bakmadım ve kulaklığımı çıkartarak listemden bir müzik açtım.

Ed Sheeran'ın sesi kulaklarımı doldururken başımı arkamdaki cama yaslayarak gözlerimi kapattım. Bir sürü şarkı çalıp biterken şarkıları dinleyemiyor, kendi düşüncelerimde boğuluyordum.

Metro durduğunda indim ve merdivenleri hızlı adımlarla çıkarak kendimi dışarı attım.

Tanıdık yollarda ilerlerken kenardaki pastaneye girerek birkaç şey aldıktan sonra yoluma devam ettim.

Shawn'ların evine geldiğimde zili çalarak bekledim. Kapıyı esmer bir kız açtığında hafifçe gülümsedim. Bu kızı bir yerden tanıyordum.

Bolca graffitilerin bulunduğu sokağa girdiğimizde Shawn esmer bir kız ve oğlanı görünce hafifçe duraksadı.

They've got their love torches burning.
Aşklarına sahipler, meşaleler yanıyor.

Daha sonra ise hiçbir şey olmamış gibi hızlı adımlar ile sokaktan çıktık ve sağa döndük ve aynı anda birbirimize baktık.

"Ben Shawn'a ve Karen'a bakmıştım?" diye sorar bir tavırla konuştuğumda kapıyı geçmem için biraz daha araladı. "Shawn duşta, Karen, yani annem ise markete gitti. Beş dakikaya kadar gelir." diyerek gülümsedi.

Annem derken Angela'nın kendi kızı olduğunu düşündüm. Ona karşılık olarak tekrar gülümsediğimde içeriye geçtim.

"Bu arada," diyerek elini uzattı. "Ben Aaliyah." daha sonra ise içeride oturan esmer adam gösterdi. "Babam, Manuel."

İkisi ile de selamlaştıktan sonra adımı söyledim. "Ben de Tonia."

Oturduğumda Aaliyah üst kata doğru seslendi. "Abi! Tonia geldi! Ne zaman çıkacaksın?"

Abi mi?

merhababbababab

sucker | mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin