Dönüp ona sarılmak istiyorum sonsuza kadar ona sarılı kalmak.
Fakat sanki her seyi ilk defa yasar gibiyim ilk defa dünyaya gelir gibi.
Ondan tek bir adım değil binlerce adım bekliyorum.
O tek bir adım atsa on adım değil ona karşılık bir adım atacak bile halim yok.
Bunu bilir gibi davranıyor aceleci adımlarıma aldırmıyor.
Belimi iki yandan tanıdık eller kavrıyor.
Dünyaya yeni gelmişim gibi bir his bu.
Her şeyden habersiz annemin kucağında gibi hissettiriyor.
"Lütfen daha fazla gitme Deniz. Nefes alamıyorum sensiz, yaşaamıyorum."
Gözlerimden iki damla yaş süzülüyor.
Kalbini yaraladığım bir adam var.
Sıkıca tutuyor belimden.
Annesinin elini hiç bırakmak istemeyen bir çocuk adeta.
Onu terkeden annesini her şeye rağmen affeden bir çocuk.
Ona dönmek için kıpırdanıyorum yerimde anlamış olacak ki kaçmama musade etmeden hafifce ayırıyor ellerini belimden.
Yavaşça dönüyorum ona her sey ağır çekim bir araba kazasındaki gibi öleceğim ama sanki bir kac sanoyem daha var gibi.
Yüzü gözleri kaşları burnu dudakları her şey hafızamda kazılı olan gibi.
"Özür dilerim." diyebiliyorum.
Ancak bu kadarını becerebiliyorum.
Oysa sadece birkaç saniye bana bakıp dudaklarını dudaklarıma kapatıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYI
Short StoryBir kaza, bir hafıza kaybı, bir kaçış, bir hastalık, yan yana dans eden iki kalp, arada yüzlerce kilometre. Bir adam ölümle dans ediyor. Bir kadın, kadın ölüm. Yaşam, ölüme aşık olmuş. Ölüm ilk defa birinden korkmuş, kaçıyor. Ölüm, yaşama elini u...