☽ p r o l o g |i n t i k a m v e ç a m l a n e t i🍷

2.1K 142 107
                                    

geçmişten not:
*başlarken nasıl başlamam gerektiğine karar veremedim. Donghyuck'un geçmişinde çok şey var ve geleceği de aynı şekilde olacak zaman içinde geçmişten mi bahsetsem yoksa geçmişle mi giriş yapsam bilemedim.*

not:
*Şimdi ise geçmişten,yani en baştan olmasada, baştan başlama kararı aldım.*

medya

*Kitaba adını veren şarkı*

SONRADAN EKLENEN ÖNEMLİ NOT
*⚠KARAKTERLERE SÖVMEK KATİYYEN VE ZİNHAR YASAKTIR⚠*

artı olarak hiç hoşuma gitmeyen bir fic ama ilk ficim diye kıyamıyorum...


Donghyuck, elini ağzına kapamış duyduğu şeylerden sonra ağlayarak ormanlık alnının içine doğru koşmaya başlamıştı. Kendini en kuytu yerde, yere atıp hıçkırıklarını gökyüzüne küser gibi avuçlarına bıraktı. Sinirli bir kurt uluması duyduğunda ağaca daha çok sokuldu. Onu öldüreceklerdi... Yüce'leri onun boynunu pençeleri ile parçalayacaktı. Jeno onu terk edecekti...

Bir uluma ve adının yüksek sesle bağırıldığını duyduğunda yerinden sıçradı. "DONGHYUCK!!!" Bu ses Jeno'ya aitti... Sesler ona yaklaşıyordu. "Nerede o? Doyoung Hyung gördün mü Donghyuck'u?"

Kokusu bu kadar mı değişmişti. Jeno onun sadece biraz gerisindeydi, Donghyuck bunu hissediyordu. "Ağlayarak ormanın içine gittiğini görmüş bir grup beta."

Jeno'nun derin bir nefes aldığını duydu. "Abim ona ulaşmadan onu dinlemek istiyorum! Ama kaçıyor!"

Donghyuck şaşkınlık bir 'huh..!' sesi çıkardı. Jeno bunu duymuş olmalıydı, hassas beta kulakları... "Donghyuck çık! Sana zarar vermeyeceğim bebeğim, çık karşıma!" Donghyuck yavaşça yerden kalktı ve elini karnına koydu. "Lütfen sesini çıkarma. Lütfen kıpırdama!" Bebeğin onu duyduğunu biliyordu. Eğik kafası ile ağacın arkasından çıktı. Jeno ona doğru hızla koşup sarılmıştı ve kafasını boynuna gömüp kokusunu özlemle ciğerlere çektiğinde bir şeylerin yanlış olduğunu farketti.

"Ya-yanlış bir şeyler var kokunda?"
Donghyuck kafasını hafifçe yukarı kaldırıp Jeno'nun yüzüne baktı. Karnında ki elini hızla çekip arkasına sakladı. "Donghyuck?" Jeno kaşlarını çatmıştı kasabada konuşan kurtlara inanmamıştı ama şimdi Donghyuck'un kokusu her şeyi ele veriyordu. O hamile bir omega gibi kokuyordu. Dudakları titrerken zorla konuştu. "A-abim ikinizide öldürecek!"

Gizlemeye çalıştığı şeyde başarısız olunca kendini sıkmaktan vaz geçip sarsıla sarsıla ağlamaya başlamıştı. "Be-ben hiç bir şey hatırlamıyorum!" Jeno işaret parmağını kendi dudaklarına koyup sus işareti yaptı ama Donghyuck devam etti. " E-en son sadece o-onun kapıma ge-geldiğini hatırlıyo-yorum."

Jeno dolan gözlerini yumup sus işareti yaptığı elini tekrar dudaklarına yerleştirdi. "Sus!" Donghyuck konuşmaktan ısrarcıydı. "Be-ben gitmedim ye-yemin ederim ben gi-gitmedim. A-abin, -yüce geldi be-ben gitmedim Je-jeno yemin e-ederim be-ben masum-sumum." Jeno elini hızla yanındaki ağaca vurdu ve oldukça kalın gövdeli olan ağaç çatırdayarak kırıldı ve sağ taraf düştü. "SUS!!" Donghyuck sıkıca gözlerini kapamış ve korku ile çığlık atmıştı. "Sus dedim sana Donghyuck kapa çeneni! Kapa! Kapa! Kapa! Kapa! KAPA!"

.
.



.•°*☆.•°*☆
☆*°•.☆*°•.



.
.

Johnny, Jeno ve Donghyuck'un karşında oturmuş her kelimesi ile Donghyuck'u suçlu, kendini haklı çıkaracak anlatımlarda bulunuyordu. Donghyuck ise Yüce'nin sözünü bölemeyeceği için haksızlığa göz yumuyordu. Onun için en iyi cezaya karar vermeye çalışan ihtiyar heyeti bir birbirlerine danışıyorlardı.

Olayın üzerinden oldukça zaman geçti, doğuma da az kaldı. Bence öldürelim, ikisinide.

Doğumu bekleyelim, sonra Donghyuck'u öldürürüz.

Jeno'yu ondan ayıralım.

Bağlarını bozmadan Jeno'yu başkası ile evlendirelim.

Bundan sonra hiç bir kızışma döneminde yanında kimse olmasın.

"Doğumu bekleyip bebeği ödürelim, sonra Donghyuck'u Jeno'dan ayırıp sınır dışı ederek başka biri ile evlendirelim?! " onaylar bir çok mırıltı çıktı. "Ona çam laneti uygulayalım?" Bir çok onaylar mırıltı daha. "Karar verildi!" dedi en büyük heyeti üyesi. "Yücem siz açıklayın." Johnny, eşinin masanın üstünde ki elinin üstüne, elini koydu.

"Lee Donghyuck doğuma kadar hâlâ sürümüzün bir parçasıdır. Doğumdan sonra doğacak olan kurt öldürülecek ve Lee Donghyuck'u sürüden sınır dışı edeceğiz. Eşinden ayırarak başka biri ile evlendirilecektir. Lee Donghyuck'a en uygun görülen ceza ise çam lanetidir. İtirazı olan şimdi konuşsun, yoksa sussun."

Donghyuck konuşmak için yanıp tutuşuyordu Jeno'ya baktı, Jeno kafasını çevirdi. Yüce'lerinin eşi, Yüce Beta Taeil'e baktı,Taeil ise kafasını iki yana salladı çünkü eşinin söylediklerine %100 inanıyor erkek kardeşine gram inanmıyordu. Donghyuck en son doğruları söylemesi için yalvaran gözlere ile Yüce'sine baktı. Johnny gözlerini ondan söylediği yalanlar yüzünden utançla kaçırdı.

"-yücem bunu yapamazsınız! Ye-yeni doğan ma-masum bir bebeği ö-öldüremezsiniz! A-acımanız yo-yok mu sizin? O-" Donghyuck zorla yutkundu. Derin bir nefes aldı sinirden çıkmış olan pençelerini avucuna batırdı.

"O-o senin çocuğun! Bu-bu kadar ka-kalpsiz de-değilsin sen. Sen-si-siz, ben be-benim tanıdığım Yüce Alfa Jo-Johnny bu de-değil! Siz merhametler e-efendisisiniz! Ne-den ben?" Johnny, Taeil'in elini tuttu ve onu kaldırdı odadan çıkarken Donghyuck ayağa kalktı ve arkasından bağırdı.

"ABİ BİR ŞEYLER SÖYLE!!!" Donghyuck abisi Taeil'e bağırdı!

"19 yaşındayım ben daha! Çam laneti benim hayatımı mahvedecek! NİYE TÜM HAYATIMDA Kİ ÇOCUK SAHİBİ OLMA İMKANIMI ELİMDEN ALIYORSUNUZ!!!" Donghyuck yüksek sesli bir hıçkırık serbest bıraktı. Johnny ve Abisi odadan çıkarken dizlerinin üstüne düşmek üzere kendini yere bırakırken Jeno onu tutmuştu. "Sakin ol..." sesindeki soğukluk Donghyuck'un içinde ki kurdun delirmesine yetmiş ve acı ile ulumuştu.

" sesindeki soğukluk Donghyuck'un içinde ki kurdun delirmesine yetmiş ve acı ile ulumuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

!!Lütfen, lütfen, lütfen yorumlarınızı bildirmeyi unutmayın!!

2019 /11 Mayıs, 12.33

╰🍂▸ ❝If I Killed Someone For You❞ ♰ MarkhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin