Donghyuck'un, güzel uykusunu kesen şey mide bulantısı olmuştu. Bünyesi hâlâ hassastı. Yataktan hızla kalktı ve lavaboya koştu. Büyük ihtimalle dün yediği şeyler arasında midesine dokunan bir şey olmuştu. Kusmanın verdiği rahatlık ile derin bir nefes aldı. Oldukça bol su ile elini yüzünü yıkadı. Yere oturdu ve duvara yaslandı sol kolu yukarı kıvırdığı bacağının üstüne koydu.
Çenesinden damlayan suları diğer elinin tersi ile aldırdı. Bebeğinin ağlama sesini duyduğunda hızla ayağa kalktı, asılı havlu ile yüzünü ve ellerini silip yatak odasına doğru koştu. Bebeğini hızla kucağına aldı ve ona gülümsedi. "Şşşht, ağlama." Donghyuck bildiği tek ninniyi söyledi bebeğine, annesinin ona söylediği ninniyi...
" Benim küçük tatlı sevgilim, huzurum ve sevincim," Yaşaran gözlerini sıkıca yumdu ve yatağa oturdu. Ninniyi tamamen söyleyip bitirdiğinde bebeği tekrar yatağa yatırdı. Saat oldukça erkendi. Gün daha yeni doğuyordu. Alfaların ve baskın Betaların koşusundan çıkan gürültüyü duyabiliyordu. Pasif Beta ve Omegaların kahvaltı için hazırladıklarının kokusunu alabiliyordu.
Bu saate kalkmaya bünyesi alışmıştı. Her an kapının açılacağını ve Jeno'nun "Abimin acıması yok!" diye sürünerek eve girmesini bekliyordu. Mutfağına gitti kendine kadar bir kaç şey hazırladı. Canı hiç bir şey yemek istemiyordu. 4 gün olmuştu. Yongbok hâlâ yanındaydı ama alınacağını biliyordu.
Tabağını ittirdi ve yemekten vazgeçti zaten oldukça da kilo almıştı biraz yemese bir şey olmazdı.
Kapının açıldığını hissettiğinde arkasını döndü. O kendini bile koruyamazdı ki? Ama girenin yakın arkaşı Jaemin oluğunu görünce gülümsedi. Küçük Sigma'nın elinde bir tabak vardı. "Yalnız kahvaltı yapmana içim el vermiyor..." Sesinin burukluğu Donghyuck'un kalbinde bir sıcaklık oluşturmuştu. Karşısında ki Jeno'nun boş sandalyesini gösterdi Jaemin'e "Otur."
Donghyuck Jaemin'in kızarmış yanaklarını fark ettiğinde buraya gelirken bir şeylerin olduğunu anlamıştı. "Jaems, duydum ki Jeno ile flört* dönemindeymişsiniz?" Jaemin utançla kafasını eğdi.
Flört* Evli bir Alfanın ya da Betanınevliliği sürerken veya ayrıldıktan hemen sonra bir başkaOmega ya da beta tanımak istemesidir.
"Ke-kendi geldi ve beni tanımak istediğini belirtti. Sa-sadece küçük bir şey. Bir il-"
"Jaemin sakin ol sana kızmıyorum, bunu Jeno'dan ben istedim."
"O-oh! Onu sevdiğimi biliyor mu?" Donghyuck kafa salladı ağır ağır. "Biliyor."
" A-ama o senin eşin?"
"Ayrıldık!" Donghyuck hamileliği öğrenildi gibi bakanlığa yakın bir yere taşınmıştı tüm sürecini orada geçirmişti şimdi köye döndüğü içinde zavallı arkadaşının hiç bir şeyden haberi yoktu. "Ne-neden? Senin hamile olduğun söyleniyordu?"
" Öyleydi zaten. Gel sana göstereyim." Jaemin hızla ayağa kalkmış ve Donghyucktan önce yatak odasına girmişti. Uyuyan bebeği gördüğünde ona doğru koşturdu."İlk defa bebek bir kurt görüyorum." Donghyuck Jaemin'in bebeği hemen sevmiş olmasına şaşırmıştı. . "Adı ne demiştin?"
"Felix" "Yongbok"
Jaemin duyduğu ikinci sesle hızla arkasını dönmüştü. "Hoş geldiniz yücem" Dizlerinin üstüne çöktü ve kafasını eğdi. Donghyuck'ta aynısını yaptı ve Johnny'den gelecek olan 'Kalkın' emrini beklediler. Johnny hızla onların yanlarından geçip yatağa oturdu.
'Kalkın!' Dedi bir fısıltıyla. "Uyanmadı mı?" Jaemin gözlerini kocaman açıp arkadaşına döndü. O sırada Johnny, bebeğin uyandığını boş boş bakındığını gördüğünde kucağına alıp yatak odasından çıkmıştı."Geri getireceğim Donghyuck!"
Jaemin fısıltı ile konuştu. 'Bana sakın bebeğin Yüceden oluğunu söyleme!" Gözleri odanın kapısı ve Donghyuck arasında gidip geldi. "Ve onunla flört ettiğini!' Donghyuck kafasını iki yana salladı. "Onunla flört etmiyorum." Jaemin elini alnına bastırdı ve ovdu! "Bunu nasıl yaparsın!!"
Ve Donghyuck ona olan her şeyi anlatmaya başladı sınır dışı edileceği de dahil.
. • • .•°*☆.•°*☆ ☆*°•.☆*°•. • • .
Tam iğleşmediği halde, diğer herkes gibi alanda tören için oturmuş 127 sürüsünün Yücesini görmeyi bekliyordu. Donghyuck ayağını sinirle yere vuruyor. Daha 5-6' ay öncesine kadar kendinin oturduğu o yerde Jaemin'in oturduğunu görmek. Üstüne üstlük bebeğini, kendi bebeğini, Abisinin kucağında görmek onu sinirlendiriyordu.
Jaemin ona baktı ve el salladı. Donghyuck elinde olmadan gülümsedi. Kendi canı ile eş değer tuttuğu arkadaşı mutluydu sonuçta buna ne kadar sinirlensede, mutlu olduğumu inkar edemezdi. Jaemin sanki Donghyuck'un derdini anlamış gibi, Yücelerinin eşi, Donghyuck'un abisi Yüce Taeil'in elinden bebeği aldı.
Jaemin, Jeno'nun kulağına bir şeyler söyleyip bebekle ayağa kalktı. Donghyuck kaşlarını çatmıştı ama yanına geldiklerini anlayınca gülümsedi. "Donghyuck o ne kadar senin oğlun olsada geleceğin Yücesi" Donghyuck bunu biliyordu. Her Yüce'nin tek bir oğlu olurdu bu da anlaşmazlığın çıkmasını engellerdi. Donghyuck Johnny'nin bebeğini öldürmeyeceğini biliyordu. "Jaemin abimin o iğrenç işler yaptığı eli ile oğlumu tutmasını istemiyorum!"
Jaemin düşünür gibi yaptı. "Yüce ile konuşurum, bebeğe bakmak istediğimi söyleyebilirim." Donghyuck kafasını iki yana salladı yüzüne hoşnutsuzluğunu belli eden bir ifade vardı. "Yüce'nin yanında olması daha iyi-"
Johnny'nin tok sesi duyuldu. "Sessizlik" Jaemin arkadaşının omzunu pat patladı ve yerine doğru gitti. Donghyuck kafasını çeviri yan yana duran iki yüce'ye baktı. Bu da ne skmdi böyle! Yüce'nin en az kendi ile yaşıt olduğuna emin olabilirdi! "Sizlere 127nin yeni Yücesini takdim ediyorum Lee Min-" Genç yüce, Johnny'nin sözünü kesti. "Mark!" Johnny anlayış ile kafa salladı. "Lee Mark!"
Donghyuck bu çocuğu hamileyken bir çok kez gördüğüne yemin edebilirdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mark'ı son anda soktum... Bu arada sınav haftam yarın itibariyle başlıyor ve iki hafta sürüyor. Sınavlarım bittikten sonra izin alıp gitmeyeceğim ve o zaman kadar da bölüm atamayacağım, üzgünüm... 🍒🌸🌈
