🍒 AY ÇIĞLIK ATACAĞIM ŞİMDİ🍒 🍒 BU BÖLÜM BİR KAÇ ŞEYİN SPOİSİNİ VERDİM AMA İTALİKLEMEDİM ÇÜNKÜ ÇOK BÜYÜK SPOİLER 🍒
"Al!" Donghyuck yanında dikilerek ona bir zarf uzatan Mark'a baktı. Zarfa uzanırken sordu. "Ne bu?" Zarfı aldı ve açmaya başladı. "Köyünden geldi, yakın arkaşınevleniyormuş..." Donghyuck aniden zarfı açmayı kesti. "Ya-yakın arkadaşım mı?" Mark onaylanmasına kafa salladı. "Törene katılmanı istiyorlarmış. Gelmen konusunda ısrarcılar. "
Donghyuck zarfı açtı ve gözlerini üzerinde gezdirdi. "Sigma NaJaemin ve Beta Lee Jeno..." Donghyuck daha fazla okuyamadı. "Bu harika!" dedi gözlerinin yaşarmasına engel olamamıştı. Hızla ayağa kalktı ve göz yaşlarını sildi. "Onun içinçok mutluyum! Zaten evleneceklerini biliyordum!"
Mark, Donghyuck'a deliymiş gibi baktı. Omega mutlu gözükmüyordu. Hatta oldukça üzgündü çünkü Reddedilmişlik gibi kokuyordu. Reddedildiğini hissediyordu."Ağlıyorsun?"
"Mutluluktan Alfam, buçok güzel haber. Jaemin ve Jeno benim canımdan daha öte arkadaşlarım."
Mark, omega'ya inanmadı. Omega bu eve geldiğinde beri ondan adeta kaçıyordu. Mark'a sabah, öğlen ve akşam yemekleri hazırlıyor ve odaya kapanıp tüm gün uyuyordu. Omega'nın çoğunlukla her gün ağladığınında farkındaydı. Kesinlikle ondan bir şey gizleniyordu.
Zaten hangi sürü lideri, bir omega'yı hediye verirdi ki. Kesinlikle bu omega'dan kurtulmak istedikleri için 127'ye vermişlerdi. Bu Omega'nın yaptığı bir hata vardı. Ve Mark, şu an o hatanın Omega'nın canını oldukça yaktığını fark ediyordu. Omega yanından koşarak gittiğinde ise kesinlikle olaya el atması gerektiğinin farkındaydı. Bu işin altından Omega'yı öldürümesine neden olacak bir şey çıkmasından aşırı korkuyordu.
O Kan seven bir lider değildi. Barışçıldı, abisinin aksine. Ama abisi öğrense Mark'ın haberi bile olmadan Omega'nın güzel canına kıyabilirdi.
Mark, Omega'nın arkasından gitti o merdivenleri çıktıkça Omega'nın ağlayışının sesi artıyordu. "Senden nefret ediyorum Lee Jeno" Omega'nın ağlayışlarının arasından söyleyip durduğu bu söz olayın farklı bir boyutu olduğunun kapılarını aralamış bulunmaktayıdı. "Sana aşık olurken aklımdan ne geçiyordu."
Mark kapıyı açıp içeriye girdi ve ateşi körükleyecek bir şey daha söyledi, oldukça kısık bir sesle. "Ve bir de sanırım Sigma hamileymiş..." Donghyuck'un ağlayışı daha daha şiddetlenirken Mark ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Omegası bastırıyorum Kendi Omegasıbir başkası için ağlıyordu. "Öyle dememeliydim, ona öyle söylememeliydim. Ondan bunu istememeliydim! Ben söylemeseydimbilmeyecekti!"
Mark, Donghyuck'un yanına gidiyordu ki omega oldukça hızlı yerinden kalktı ve koşarak banyoya girdi. Çarpan ve kilitlenen kapının ardından öğürme sesleri geliyordu. Mark kapyı tıklatacaktı ki bir şeyi hatırladı. Siktir!
. • • .•°*☆.•°*☆ ☆*°•.☆*°•. • • .
Jaemin, köyün girişinde gördüğü arkadaşı ile küçük bir sevinç çığlığı atmış minik karnıyla ona doğru koşuyordu. Sıkıca sarıldı, "TANRIM, TANRIM, TANRIM, TANRIM SENİ ÇOK ÖZLEDİM!!!" Donghyuck arkadaşının sarılışına karşılık verilirken yan gözle ona bakan Mark'a bakıyordu. Mark omuz silkip yanlarından ayrıldı.
Jaemin arkadaşının boynunda ki izi gördüğünde bir çığlık daha attı! "EVLENDİN Mİ? HEM DE BEN OLMADAN!!!" Donghyuck kulaklarını tıkadı, Jaemin'in bağırışı geçince açtı. "Ama zaten biraz şe-ELİNİ VER HEMEN BANA!" Donghyuck ellerini arkasına sakladı. "Elini ver dedim Hyuckiie~ lütfen~" Donghyuck elini uzattığını Jaemin tek kaşını kaldırmıştı. "Avcunu aç, biliyorsun niye söylettiriyorsun."
Donghyuck, elini Jaemin'in avcunun içine koydu ve avcunu açtı. Jaemin diğer boşta kalan eli ile bir kaç sözle beraber şekiller çizdiğinde Donghyuck'un eli kendiliğinden kapandı. "Do-dong? Tanrım! Na-nasıl. Bu-bunu istedin mi yoksa zo-" Donghyuck arkadaşını susturdu. "Jamie lütfen, lütfen yalvarım sus lütfen konuşma ne gördüğünden bahsetme sus!"
Jaemin'in gözleri oldukça irileşmişti. "O biliyor mu?" Donghyuck yutkundu. "Bilmesine gerek yok zaten ölecek." Jaemin arkadaşının dediğini yanlış anladığı için elini ağzına kapattı ve geri geri bir kaç adım attı koşup bunu Jeno'ya söylemeye hızlanıyordu ki Donghyuck gene konuştu. "Laneti biliyorsun. Boşu boşuna kimseyi ümitlendirmeye gerek yok."
Jaemin tekrar arkadaşına yaklaştı."Bu lanetin 6 veya 8.ayda etki ettiğinide biliyorsun hattaha bazen doğumu bile buluyor. Bu lanetin yaptığı tek şey sahibini delirtmek! Niye yaptın bunu?" Jaemin kafasını iki yana salladı. "Niye o gün Johnny'e gittin! Niye bunu yaptın Hyuck? Çok güzel bir ailen vardı. "
Donghyuck dolan gözlerini kırpıştırdı."Ben gitmedim..." tekrar etti, tekrar etti ve tekrar etti. "Yemin ederim ben gitmedim. Yemin ederim Jaemin..."
Jaemin arkadaşına acıyarak baktı. "Donghyuck buna kimse inanmaz. Sana kimse inanamaz. Bu köyde senden nefret eden o kadar çok kişi var ki! Eskiden her kafadan seni dinlerdik." Donghyuck, o zaman fark etti Jaemin onu ölesiye kıskanıyordu, işte beklediği ihanet geliyordu Jaemin Sigmalığına yenik düşmüştü.
"Donghyuck şöyle bir çocuk, Donghyuck öyle bir çocuk, buDonghyuck! Güzel hissettiriyor muydu?" Jaemin'in dedikleri ile Donghyuck titredi. Bunları söyleyen, kendi öz kardeşinden geri tutmadığı çocuktu. "Şimdi gittiğin yerde nesin? Zorundalık ile evlendirilen bir çöp!"
🍒 JAEMİN NASIL DA İÇİTEN İÇE KÖPEK GİBİ KISAKANMIŞ 🍒 DONGHYUCK GİDİNCE ONUN GÖLGESİ OLMAKTAN ÇIKTI. 🍒 HERKES ARTIK ONU GÖRÜYOR 🍒 NASIL DA YILAN AMA TÜH SANA 🍒
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
