🌕 14|l a n e t🍷

893 81 52
                                    

🍒🍒
10 GÜN SONRA GERİ DÖNDÜM YEY
🍒🍒

DÜZENLEMELER SONUCUN DA 2 YIL ATLAMA OLMAMIŞ OLDU.
🍒 🍒
Başı- sonu- aralarda bazı yerler değişti bir, bölüm aynı.
🍒 🍒

Donghyuck, eski evini geri almanın mutluğu ile odasında yatıyordu. tavanını izliyordu. Kulağına çarpan eski sesleri dinliyordu. Jeno'nun evin içinde tıkılıp kalan kahkahaların dinliyordu... Yatağından kalktı ve Heyeti'ye gitmek zorunda olduğu için evden çıktı. Ormanın kenarından yürüyordu çünkü kimse görünmek istemiyordu.

"Baba!!" Donghyuck duyduğu sesle yerinde kaskatı kesilmişti. Tüm kanın çekildiğini hissediyordu. Başının döndüğünü. Olduğu yerde sendeledi. Ayakta durmaya çalışırken bir daha sendeledi ve arkasında ki ağaca çarptı sırtı. Omega'ların bebekleri çok hızlı büyürler di bir yıl içinde 2 yaşına gelirlerdi.

"Gel bakalım buraya Felix!" Burada kalmaya başladığından beri oğlunu bir kere bile görememişti.
Yani sadece bir kere sesini duymuştu. Johnny oğlunu ondan resmen kaçırıyordu. Donghyuck bu sesin oğluna ait olduğunu biliyordu.

"Baba beni de!" Donghyuck bu sevimli kız sesinin ise abisinin kızı olduğunu biliyordu. "Gel bakalım Myoryun!" Donghyuck ciddi anlamda bayılacak gibi hissediyordu. Karnı kasılıyordu. 3 ayında olmasına rağmen bebeği ona rahat vermiyordu. Derin nefesler almaya çalıştı ama aniden ağacın dibine bayıldığında Felix'in bağırışını işitmişti tüm köy. "EYVAH!!"

Johnny çocuklarını kucağından indirip bayılan kişiye bakmaya gittiğinde onun Donghyuck olduğunu görmesi sinrinin tekrar kabarmasına yol açmıştı. Ama Donghyuck bu sürünün bir üyesi olduğu için ona herkesle eşit davranmalıydı. Kucağına aldığı Omega'nın hamile olduğunu fark ettiğinde adımlarını hızlandırdı. Donghyuck'u, Mark'la olan o tartışmadan beri görmemişti en az 4 ay?

Yanına koşarak gelen Yukhei ve Renjun'i gördü. İkisi de Johnny'nin adımlarına uyarak yanında yürümeye başladılar. "Hyung onu bana ver ben götüreyim. Eşi onu senin kucağında görmesin." Johnny Donghyuck'u Yukhei'ye devretti. "Renjun! Git Mark'a haber ver! Şifacı konağına gelsin!"

Yukhei, kucağında Donghyuck ile hızlı adımlarla Şifacı konağına ilerliyordu. Renjun ise Mark'ın evine koşuyordu. Johnny mi? Olduğu yerden geri dönmüş ve Felix'i kucağına aldığı gibi Evine götürmüştü. "Taeil! Ben sana ne dedim!!! Felix niye bu evden çıktı! Sana çıkmayacak demedim mi? " Taeil, eşini 4 aydan sonra ilk defa görmenin heyecanını yaşayamadan yediği azarla olduğu yerde kaldı. "Donghyuck'un onu görebilme ihtimalini hiç mi düşünmedin!!!"

" Johnny, Donghyuck hamile olduğu için evden pek çıkmıyor. Çıktığında yanında Mark oluyor." Johnny kafasını sinirle iki yana salladı. Taeil, Johnny'de değişen bir şeyin olduğunu hissetti. "Niye böylesin?"

.



.•°*☆. •°*☆
☆*°•.☆*°•.


.

"Donghyuck?" Mark uyanıyor gibi olan eşine seslendi. "Donghyuck, iyi misin ne oldu?" Donghyuck elini hızla karnına götürdü. Mark ise elini elinin üstüne koydu. "Hey, sakin ol. O iyi." Mark hâlâ Felix'in Donghyuck ve Johnny'nin oğlu olduğunu bilmiyordu. Ama en kısa sürede bunu öğrenecekti. "Sadece biraz başım döndü, iyiyim. " Mark, Donghyuck'un başını okşadı.

"Kendine sıkıntı yaratma... Bu onun için iyi değil." Donghyuck ağırca kafa salladı. Cidden bu bebek tüm enerjisini çekiyordu. Oldukça zayıflamıştı. Mark Donghyuck'un endişesin korkusunu anlayabiliyordu. Eğer bebeğe bir şey olursa, bu onların 4. Kaybı olacaktı. Donghyuck buna daha fazla katlanamazdı.

Ve Atalardan gelen, yazılı olmayan, doğal kanunlardan birinde: Eğer bir Omega'nın 5 kaybı olursa Alfa'nın onu Ormanın ruhuna kurban etmesi gerekirdi. Ve bu ayin omega'ya dokunmuş ya da yakın olan her hangi bir üç Alfa tarafından yapılırdı.

(Hımm....)

Donghyuck bebeğini korumak istiyordu. Donghyuck ölmek istemiyordu. Donghyuck Mark'ın onu bırakmasını, ölümünün Mark'ın elinden olmasını istemiyordu. "Donghyuck bana bak! Çok iyi gidiyorsun. İyisin, o da iyi. Başaracaksın..."

Donghyuck kafasını iki yana salladı. "Korkuyorum..."

"Lanet üzerinde kalktı Donghyuck bunu hissettiğini sen söyledin!"

"BENİM NE KADAR ACI ÇEKTİĞİMİ SEN BİLİYOR MUSUN??!" Mark, kalbinin sıkıştığını hissetti. Donghyuck'un ne hissettiğini tırnağına kadar biliyordu. "Sakin! Sakin! Sakin ol Hyuck!" Donghyuck Mark'ın kollarını ittirdi. "Dokunma bana!"

Mark ne kadar uğraşırsan uğraşsın Donghyuck ondan hoşlanmıyordu. Ya da o öyle sanıyordu. Mark, Donghyuck'un elini sıkıca tuttu. Donghyuck ise oldukça boş bir bakışla Mark'a baktı. Aklından geçen ilk şey. Küçük yeğenine ve Na Jaemin'in canından bile sakındığı oğluna hissettiği nefretti. "Benim için Myoryun'u ya da Cheol'ü öldürebilir misin?"

Mark yutkundu. "Karşılığında ne alacağım." Donghyuck bu sorunun geleceğini biliyordu. "Senden sakladığım sırrı öğrenirsin Yüce." Mark kafasını salladı. "Cheol!"

🍒DONGHYUCK NEFRET KUSUYOR🍒🍒
DONGHYUCK NİYE YEĞENİNİ SEVMİYOR SİZCE
🍒
🍒CHEOL' DEN NE İSTİYOR🍒
🍒
MARK NİYE BÖYLE
🍒

🍒DONGHYUCK NEFRET KUSUYOR🍒🍒DONGHYUCK NİYE YEĞENİNİ SEVMİYOR SİZCE🍒🍒CHEOL' DEN NE İSTİYOR🍒🍒 MARK NİYE BÖYLE 🍒

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
╰🍂▸ ❝If I Killed Someone For You❞ ♰ MarkhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin