~Tercih~

19.6K 1.4K 977
                                    

Eymen bakışlarını aşağı indirdi, eliyle oynuyordu. Sevdiği çocuk karşısında yeterince düşük görülmüştü zaten, bu saatten sonra herşeyini anlatsa pek birşey değişmezdi zaten diye düşünüyordu.

Belki herşeyi anlatırsa biraz olsun rahatlayabilirdi.

"Yaklaşık bir hafta kadar falan."

"Arkadaşın falan da mı yok?"

"Vardı ama ta ki abimin onlara erkeklerden hoşlandığımı söyleyene kadar."

Emir'in kaşları çatıldı.

"Abin neden senin hayatına karışıyor ki?"

"Bilmiyorum ama galiba artık benden nefret ediyor. B-bana tiksinerek bakıyor."

Hala kafası eğik bir şekildeydi. Hala da eliyle oynuyordu.

Emir karşındaki gencin çok acı çektiğini görebiliyordu. Kalbinin çok incindiğini anlıyordu. Ama nasıl teselli edeceğini bilmiyordu, sinirlenmişti. Şuan sadece abisini öldüresiye dövmek istiyordu.

"Birşey soracağım, erkeklerden hoşlandığına emin misin? Neden erkekleri tercih ettin ki?"

Emir'in eşcinsellik hakkında en ufak fikri yoktu sanırım.

Eymen bakışlarını kaldırıp, karşısındaki genç ile gözlerini birleştirdi. Şimdi sinirlenen kendisiydi.

"Tercih? Tercih mi? Sence oradan bu iğrenç hayatı tercih ettim gibi mi gözüküyor?!

Ben Allah'ın her günü dua ettim, Allah'ım şunu içimden al diye. Olabilecek herşeyi denedim. Ama olmuyor lanet olsun ki.

Gözleri gene dolmuştu.

Bende isterdim kızlardan hoşlanan biri olmayı. Zamanı geldiğinde aile kurardım. Kendi evimden kovulmayı mı tercih ettim yani?

Abimin benden nefret edercesine bakmasını mı tercih ettim?

Annemin bana hayalkırıklığısın der gibi bakmasını mı tercih ettim?

Babamın artık evladım değilsin demesini mi tercih ettim?

Bunları niye tercih edeyim ben? He neden edeyim söylesene?!

Ama o lanet okula her gittiğim de seni görüyordum. Sıçtığımın kalbi de gitti sana aşık oldu.

Her gün daha fazla aşık oldum, kendimden nefret ettim biliyor musun? Kabul etmedim başta,

Eliyle kalbinin olduğu tarafı gösterip.

ama seni her gördüğünde deli gibi atıyor. Ailem öğrendikten sonra sana mesaj attım. O sıralar cidden o hikayelerden okuyordum, sonra onların yaptığı gibi mesaj atmak istedim sana.

Derin bir nefes aldı.

Keşke vursaydın bana. Keşke dövseydin, öldüresiye dövseydin. O zaman daha kolay olurdu."

Emir şaşkınlık içerisinde Eymen'i izliyordu. Şuan adı kadar emin olabilirdi, bunun bir tercih meselesi olmadığına Şuan sinirlenmesi gerekiyordu, çünkü karşındaki genç ona bağırmıştı. Ama şuan hiç sinirli değildi.

"Eğer ben sana vursaydım, sevdiği çocuk tarafından da kabul edilmedikten sonra kendini öldürecektin değil mi? O zaman herşey bitebilir diye düşünüyordun doğru mu?"

"Belki öyle olmalı."

"Saçma sapan konuşma be, ölmek mi istiyorsun cidden?"

"Evet istiyorum! Herşeyin bitmesini istiyorum!"

"Ya sinirlendirme beni, sana vurmayacağım. Ya of ben bilmiyorum ki bir insan nasıl sakinleştirilir."

"Sakinleştirmene gerek yok, sadece sende benden nefret et! Artık sevilmek falan istemiyorum. Hadi artık döv beni, sonuçta bunun sonunda beni hiç sevmeyeceksin.

Hiçbir zaman bana aşık olmayacaksın, daha fazla acı çekmektense şimdi vur bana! Herşeyin bitmesini istiyorum diyorum anla."

Ayağa kalkmış onun vurmasını istiyordu. Onu sinirleneceğini ve kendisine vuracağını biliyordu. Bu yüzden sadece onu sinir etmek ile uğraşıyordu. O normal de bu kadar ona bağıran bir insanı çoktan etkisiz hale getirmişti.

Emir de ayağa kalkmış, karşındaki genci anlamaya çalışıyordu.

"Hadi yap şunu artık!"

Emir sinirliydi ama ona vurmak istemiyordu. İstemsizce elini yumruk yapıp sıktı.

"Seni daha fazla sinir mi etmeliyim. Okulda anlatılan, herkesin korktuğu Emir bumuymuş?  Kendisi bir yumruk bile atamıyor!"

Emir sıktığı yumruğunu havaya kaldırdığında Eymen gözlerini sımsıkı kapatıp suratına inecek yumruğu bekledi. Bu yumruk onu öldürmezdi ama bu yumruktan sonra ölecekti.

Hala gözleri kapalı ve sadece suratına yumruk atılmasını bekledi. Ama bir yumruk bekliyordu kendisine sarılmasını beklemiyordu. Emir kolları ile Eymen'i sarmıştı, bir insan böyle sakinleştirilirdi sanırım.

Eymen de ona sarıldı, ondan destek almayı beklemiyordu. Ama şuan şu sarılmaya o kadar çok ihtiyacı vardı ki. Karanlık bir gece de bir mum gibiydi. Bir umut ışığı gibiydi.

Eymen ağlamasını durduramadı, kafasını Emir'in omzuna koymuş ağlıyordu.

"Bana umut verme."

"Vermiyorum."

Emir daha fazla sardı Eymen'i. Daha önce hiçbir erkeğe böyle sarılmamıştı. Doğru düzgün arkadaşı bile olmazdı ki.

"Emir ben sadece yoruldum. Anlıyor musun? Yoruldum, hiçbir şey yapmak istemiyorum."

"Anlıyorum, ama senin yaşaman lazım. Neden biliyor musun?"

"N-neden?"

"Bunun bir tercih olmadığını insanlara anlatmak için."

Emir nasıl böyle olabiliyordu. En ufak şeye sinirlenen genç şuan neden pamuk gibiydi. Şuan ona vuruyor olması gerekiyordu sarılması değil.

Ama ona vurmak istemiyordu, ilk defa bir insana vurmak istemiyordu.

Emir, Eymen den ayrılıp onun suratına baktı. Gerçek anlamda karşısındaki çocuk bitikti. Gözlerinin altı kıpkırmızı, ve çok zayıftı. Baygın baygın bakıyordu. Çok yorgun olmuş olduğu belliydi.

Ama o yorgun bakışların ardında kendisine farklı bakan gözlerde vardı. Kimsenin ona bakmadığı gibi bakan. Gerçekten aşkına inanabileceği bir bakıştı.

Gözlerini birleştirdi genç çocuk ile.

"Burada kalabilirsin, istediğin kadar..."

Yazar,

Hello, bölümü beğendiniz mi? Oy verirseniz çok sevinirim. Sizce nasıl gidiyor hikâye?

Hoşunuza gidiyor mu?

Sinirli Yarim •bxb•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin