Emir akşam evine gelip kapısını açıp içeri girip elindekileri mutfağa bıraktı. Daha sonra içeri girdiğinde görmeye hala alışık olmadığı birini gördü. Onun burada olmasına hala alışmış değildi.
Şuan koltukta uyuyordu, elini kafasının altına koymuştu. Kendisini büzmüş olduğu için çok küçük duruyordu. Koltuğun yanına gelip ona bakmaya başladı. Yüzüne baktığında bile çok acı çektiği belliydi. Kim kaldırabilirdi ki ailesinin evinden kovulmayı?
"Pişttt uyan!"
Eymen hemen gözlerini açıp ne olduğunu anlamaya çalışmıştı. Tamam onu uyandırmak istemiş olabilirdi ama neden bağırıyordu.
"Neden bağırıyorsun ya?"
Eymen oturur pozisyonuna gelmiş ve yüzünü ovalıyordu.
"Uyan diye. Hadi kalk birşeyler yiyelim."
Eymen bir an pamuk gibi olmuştu. Onu yemek yiyelim diye uyandırıyordu. Gülümseyerek karşıdaki gence bakıyordu.
"Oğlum neden sikcek gibi bakıyorsun?"
"Ne yuh?"
Eymen bir an kıpkırmızı olmuştu. Emir ne dediğinin sonradan farkındaydı. Normalde karşındaki bir insana küfür etmek için söylerdi.
"Lan! O manada denemedim lan ben. İstemiyorsun değil mi öyle şeyler? Hele iste öldürürüm seni! Lan ben niye saçma sapan şeyler söylüyorum."
Eymen şuan biraz sinirliydi.
"Emir, ben sana cinsellik olsun diye aşık olmadım. Ben senin kalbine aşık oldum. Kişiliğine, karakterine, ruhuna aşık oldum. Yani dediğin şeyler umrumda falan değil."
Hızla ayağa kalkıp elini yüzünü yıkamaya gitti.
"Sürekli beni yanlış çıkarıyorsun! Bu sinirimi bozmaya başladı. İsteyemezsin zaten, kusarım şurada."
Emir sürekli onun haklı konuşması sinirini bozuyordu. Hızla ayağa kalkıp onun peşinden geldi.
"Seni dövesim var şuan."
"Cidden mi?"
"Hıhı"
"Artık gerçek Emir ile tanışmak istiyorum."
Emir sinirinin çoğalmaya başladığını hissediyordu. Kaşları çatılmış bir şekilde karşıdaki gence bakıyordu. Elini yumruk yapmıştı. Sıkıyordu, bu çocuk çok fazla sinirini bozuyordu.
"Sürekli benim söylediğim şeylere zıt şeyler söylüyorsun."
"Düşüncem zıttır belki."
Onunla böyle ukala konuşması onu deli ediyordu. Ağzının yüzünün kanlar içinde kalmasını istiyordu ta ki eli havada kalana kadar. Karşıdaki genç gene hiçbir tepki vermeden gözlerini kapatmıştı. Hala sinirliydi ve bu yumruğu bir yere atmalıydı, bu yüzden arkasını döndü ve duvara indirdi.
Eymen gözlerini açıp ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.
"Geri zekalı! Neden vurmuyorsun?! Şu yumruğu suratıma at herşey bitsin. Bana umut vermeyi kes!"
Omuzlarından onu geriye doğru itti. Şuan ikisi de sinirliydi.
"Dua edeceğine böyle mi yapıyorsun?!"
"Evet böyle yapıyorum? Hani çok sinirli bir insan diyorlardı bu Emir nerede? Nerede sinirin?"
"Burada burada!"
Emir Eymen'in çenesinden tutmuş, sertçe duvara yaslamıştı. Sırtını acı içinde hissediyordu.
"Benim sinirim burada ama sen mantığın burada değil!"
Eymen sert sert bakıyordu.
"Benimde mantığım burada. Anlamıyorsun değil mi? Sıçtığım şeyi bitsin istiyorum. Bana daha fazla umut verme istiyorum!"
Hala çenesini sıkıyordu. İkisi de birbilerine çok sinirli bakıyordu.
"Salak! İşte bu yüzden sana vurmak istemiyorum. İnatla bitsin de bitsin diyorsun. Ayrıca ben sana umut vermiyorum. Sana bir sarıldım diye bunu umut anlaman senin suçun!"
"İstesende istemesende benden nefret edeceksin. İstesende istemesende bana vuracaksın. Çünkü asla benim istediğim gibi beni sevemezsin."
"Evet öyle sevemem ama belki seninle arkadaş olmaya çalışıyorum. Salak mısın? Sana neden yardım edeyim o zaman?"
"Ya ben kimseye güvenmiyorum tamam mı? Canımdan can dediğim insanlar bana onlarca şey yaptıktan sonra hiçbir insana inanmıyorum ben!"
"Bu benim sorunum değil!"
"Bu yolun sonunu biliyorum ben. Bu yolun sonunda benden nefret eden sen olacaksın. Bırak şimdiden yapda da az acıtsın. Şimdi vur da senden ayrılmak daha kolay olsun. Salak! Alışmaya başladıktan sonra daha zor olacak!"
"Hayır!"
"Evet!"
"Hayır!"
"Evet hadi yap şunu! Yap şunu! Döv beni!
"Yapmayacağım!"
"Yap!"
"Bana birşey yapmamı söyleme!"
"İyi yapmana zorlarız o zaman!"
Eymen bir anda Emir'e yaklaşıp, dudaklarını onunla birleştirdi. Kısa bir süre de olsa aşık olduğu gencin dudakları ile kendi dudakları birleşti. Karşıdaki genç şok olmuş gibiydi. Hemen Eymen'i kendinden uzaklaştırıp dudaklarını sildi.
"Ne yapıyorsun lan sen?!"
Emir hızlı hızlı nefes alıyordu. Yüzü sinirden kıpkırmızı olmuş biçimdeydi.
"S-seni öpüyorum."
Her ne kadar herşey bitsin istese de şuan ciddi anlamda korkmuştu.
"Birşey söyleyeyim mi? Sana sadece vurmak istemiyorum. Bu kadar, vurmak istemiyorum. Belki ölmeni istemiyorumdur. Herşeyi bitirmeni istemiyorumdur. Belki de ilk defa artık bu kadar sinirli olma diyorumdur. Erkek bile olsa birinin bana aşık olması hoşuma gidiyordur belki. Şunu anla seni lanet olası şey, sana vurmuyorum. Tamam mı? Hala ölmek istiyorsan git mutfakta bıçak var. Git kendine sapla.
Ama şunu düşün, annen baban abin sana kötü davransa da sana iyi davranmaya başlayan biri vardı. Ve o bana hiçbir şey yapmamıştı. Aşık olduğum genç bana birşey yapmadı ama ben ergen gibi davranıp intihar etmek istiyorum de. Hadi de bu!"
Eymen birşey söylemek için ağzını açtığında Emir onu susturdu.
"Ayrıca berbat öpüyorsun..."
Yazar,
Ben bile şuan ne yazdığımı bilemiyorum. Sanki elim kendimden bağımsız gibi yazdı. Neyse beğendiniz mi? Düşünceleriniz neler?
Sizi seviyorum.
Sizde Emir ile Eymen arasındaki ilişki nasıl? Onları seviyor musunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinirli Yarim •bxb•
Teen Fiction"Hemen sinirlenip insanlara saldırmaya başlayan ben, ona vuramıyordum."