"Kim Taehyung!" İnce bir ses yankılandı sınıfın içinde. Taehyung da daldığı kısa uykusundan uyandı. Sınıfta uyukladığının farkına vardığında kendine gelmeye çalıştı. Az önce bağıran öğretmeninin yüz ifadesini gördüğünde ise fazla dikkat çekmediğini umarak özür diledi.
Kadının yüzündeki ifade bununla beraber yumuşadı ve ardından sakince sordu. "Neden dersimde uyuyorsun? Ayrıca pek iyi görünmüyorsun. Neyin var?"
Taehyung cevap vermek için ayağa kalktı. Tüm bakışları üzerinde hissediyordu. Hatta ön sırasında oturanların, belki gece boyunca onu uyutmayan bir erkek vardır yanında diyip gülüştüklerini bile duyuyordu. Taehyung asla yeterince özgüvenli olamayacağını düşündü. İnsanlar böyle kötüyken, nasıl ilgi çekmeyi isteyebilirdi ki? Hepsinden kaçmak, kimsenin olmadığı bir yerde yaşamak istiyordu. Belki Çavdar Tarlasında Çocuklar'daki Holden Caulfield'ın hayalini yaşamak güzel olurdu. Emin olamadı. Ama kesinlikle bu insanları istemiyordu.
Boğazını temizleyip cevap verdi, "Part-time işe girdim, bir kafede garsonluk yapıyorum. Gece biraz geç gittim eve, o yüzden.. Özür dilerim, tekrar yaşanmayacağına emin olabilirsiniz."
Öğretmen bu sırada gülümseme ve acıma arasında bir ifade takınmıştı, tekrar konuştu. "Sorun değil, hangi kafede çalışıyorsun? Evine uzak mı?"
Taehyung bu ilgi yüzünden gerildi. İlgi çekmekten nefret ettikçe ilgi çekiyor gibiydi.
"Eve biraz uzak ama okula yakın. Hemen ilerdeki, West Coast kafede. Okuldan sonra oraya gidiyorum."
Cevabını verdikten sonra yerine oturdu ve dikkatlice dersi dinlemeye başladı. Artık ilgi kesilmişti ve bu onu rahatlatmıştı. Tek problemi yorgunluğuydu. Cidden çok yorgundu ve gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu. Ama öğretmenini tekrar kızdırmak istemiyordu. Kadının süper güçleri var gibiydi, Taehyung en arka sırada oturmasına rağmen uyuduğunu fark edebilmişti.
Böylece Taehyung gözlerini açık tutabilmek için büyük bir mücadele verdi. Ta ki öğretmen hem sevdiği hem de nefret ettiği bir ismi söyleyene kadar, "Jungkook!"
Sadece sekiz harften oluşan bu tek kelime uykusunu kaçırmaya yetti. Meraklı bir şekilde bir Jungkook'a bir öğretmene bakıyordu.
"Neden gevezelik yapıyorsun? Dersimin önemsiz olduğunu mu düşünüyorsun?"
Jungkook da az önce Taehyung'un yaptığı gibi özür dilemeye başladı.
"Kalk ordan. Taehyung'un yanına otur. Bundan sonra hep orada oturacaksın."
Taehyung'un yanı okullar açıldığından beri boştu. Yanında herhangi birinin oturması bile onun etkilenmesine sebep oluyorken bir de bu kişinin Jungkook olması... Taehyung'un kalbi patlayacak gibi oldu. Sesli bir şekilde yutkundu, ama sakin olmalıydı. Jungkook'u kızdırmak ya da onun kendisi hakkında kötü şeyler düşünmesini istemiyordu. Benim hakkımda zaten kötü şeyler düşünüyor..
Yine de kendisini sakinleştirdi ve yanına oturan Jungkook'a bakmamaya çalıştı. Başarılı olamadı elbette. Göz ucuyla da olsa, ona bakmaktan alıkoyamıyordu kendisini.. ve Jungkook sürekli elindeki aynayla saçlarını düzeltiyordu. Evet, Jungkook kusursuzdu ve bu yüzden her dakika aynaya bakmasını garipserdi Taehyung. Fakat tabi ki bununla ilgili tek bir kelime bile etmedi. Sonuçta Jungkook onunla konuşmasını istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i can't think straight
Fanfiction[ kim taehyung x jeon jungkook ] #1 taekook © 2020 | jigeumun