"Errbody say La la la la la (La la la la la)
Say La la la la la (La la la la la)
Soneul deureo sorijilleo burn it up
Bultaoreune"Kim Taehyung, telefonunun zil sesiyle uyandı. Dün gece, beynini kemiren düşünceler yüzünden uyumakta zorlanmıştı ve o anki uyku sersemliği de eklenince bir süre gözlerini açamadı. Ama arayan ısrarcıydı. Fire şarkısını üçüncü kez duyduğunda, telefonu açtı.
"SONUNDA!" Duyduğu sesin şiddeti yüzünden kulağı acımıştı. Yüzünü buruşturdu. Hattın diğer ucundaki konuşmaya devam etti. "Taehyung, bu saate kadar uyuyor muydun? Neden açmadın telefonunu?" Sakin olmaya çalışıyor gibiydi.
"Uyuyordum, Yeeun." Esnedi. "Kaç kere aradın ki?"
"Sen bak." Yeeun'un sesi sinirliydi. Taehyung telefonu kulağından uzaklaştırıp önce saate baktı. 12.34'tü. Ardından kilidi açıp toplam yirmi cevapsız arama ve on beş mesajı gördü. Bunların bir kısmı Yeeun'dan, diğer kısmı da bilmediği bir numaradandı. Mesajlara bakmaya fırsat bulamadan Yeeun tekrar konuştu.
"Gördün mü? Seninki sabahın köründe beni aradı. Manyak benim numaramı almak için Hana'yla konuşmuş, sonra da benimle konuştu, yalvardı daha doğrusu.. senin numaranı vermem için-" Yeeun öyle öfkeliydi ki, çok hızlı konuştuğunun farkında değildi. Taehyung tarafından sözü kesildi.
"Seninki mi? Ne anlatıyorsun hiçbir şey anlamıyorum. Biraz yavaş konuş." Gözlerini ovuşturdu. Bu sırada Yeeun'un derin bir nefes aldığını duydu.
"Tamam. Teker teker anlatacağım." dedi bıkkın bir sesle. "Tatilim ilk günüydü, geç saatlere kadar flörtleştiğim kızla mesajlaştım. Çok mutluydum. Ayrıca planım öğlene kadar afedersin kıçımı devirip horlaya horlaya uyumaktı."
Taehyung'un aklından tek bir cümle geçiyordu. "Ne saçmalıyor bu?" Ama Yeeun anahtar kelimeyi söyledi sonra.
"Jungkook beni arayıp durmasa öğlene kadar uyuyacaktım. Numaramı eski kız arkadaşından almış. Peki neden? Sana ulaşabilmek için! Ah, uykumu kaçırdığı yetmiyormuş gibi beni kullandı!" Konuşmanın sonunda sesi cırtlamış olsa da, Taehyung onun adını duyduğundan beri daha dikkatli dinliyordu.
Yeeun devam etti. "Numaranı istedi. Verdim. Düşündüm ki, artık rahat bir uyku çekebilirim. Ama hayııır! Seni aramış, mesaj atmış cevap vermemişsin ve endişelenmiş. Bunlar olurken saat daha erkendi! Tam uyuyacağım, beni aradı. Seni aramamı söyledi. Tanrım bir saattir uğraşıyorum. Çocuk çatlak, anlamıyor saatin erken olduğunu, senin uyuyor olabileceğini-" Yeeun'un sözü bir kez daha kesildi.
"Sonuç olarak? Sonucu söyle bana."
Yeeun homurlandı. "Ay cidden ikiniz de aynısınız. Beni kullanıyorsunuz! Kalbimi kırdın Taehyung.." Sesi üzgün çıkmıştı ama hemen sonra düzeltip ekledi. "Mesajlara bak işte. Ben uyuyacağım iyi eğlenceler size, çifte kumrular.."
Taehyung onun güldüğünü duydu. Tam telefonu kapatacaktı ki Yeeun tekrar konuştu. Sesinde daha önce Taehyung'un duymadığı bir ciddiyet vardı.
"Taehyung-ah.." dedi üzgün bir sesle. "Konuşmamız gereken bir konu var.." Sesindeki ciddiyet yavaş yavaş kayboluyordu. "Sen daha iyilerine layıksın.. Sorun sende değil bende.." Yavaş yavaş gülmeye başlamıştı. "Sanırım ayrılmalıyız-HAHAHA" En sonunda kahkahayı bastı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i can't think straight
Fanfiction[ kim taehyung x jeon jungkook ] #1 taekook © 2020 | jigeumun