XVIII

4K 414 54
                                    

Hastalığım ilerliyor günlük. Bugün ilk kez onu korumak için bir şey yaptım.

Okul çıkışıydı. Felaket yağmur yağıyordu. Onu gördüm. Şemsiyesi ya da onu yağmurdan koruyabilecek hiçbir şeyi yoktu. Adım atıp atmamak arasında ikilemde kaldığını gösteren yüz ifadeleri çok tatlıydı.

Sonunda adım attı.. ve o an, günlük. O an ben çok endişelendim. Islanıp hasta olmasından korktum. Bir saniye bile düşünmeden üstümdeki hırkayı ona verdim.

Ve işte o an fark ettim ne yaptığımı. Ona iyi davranmamam, ondan uzak durmam gerekliydi. Ona kötü davranmalıydım. Ama ben kendimi tutamayıp ona yardım etmiştim. Yanlış anlaşılmaktan, daha doğrusu gerçeğin ortaya çıkmasından korktum günlük..

Aklıma bir fikir geldi, çok aptalcaydı. Taehyung inanmayacaktı bile, belki de. Ama yaptım. Hırkamı verdiğim kişinin Taehyung olduğunu bilmiyormuş gibi yaptım.

Benim için çok zor oldu. Ona bu kadar yakın olma fırsatını bir daha bulamayacaktım. (Burada yazı karışık görünüyordu, sanki sayfa ıslanmış gibiydi.)

Ağlayıp gözyaşlarımla seni ıslattığım için üzgünüm günlük. Ben.. Benim neyim var bilmiyorum. Duygularım gittikçe yoğunlaşıyor..

Her neyse, bir şekilde ona bakmamayı başardım. Ama o bana bakıyordu. Bunu hissediyordum. Mutlu oldum, hem de çok. Bakması benden nefret etmediği anlamına geliyordu sonuçta. Nefret etse bakmazdı, değil mi?

Nefret edip etmemesinin benim için önemi ne peki? Asla birlikte olamayacağız sonuçta. Neden bu kadar takıyorum? Hay sikeyim yine ağlayacağım galiba..

(Burdan sonrası farklı bir kalemle yazılmıştı. Taehyung, Jungkook'un o cümleden sonra ara verip farklı bir zamanda devam ettiğini tahmin etti.)

Bu yıl yaşadığım şu ana kadarki en güzel anımı berbat bir şekilde yazdım. Cidden.. Senden nefret ediyorum Taehyung. Ne yaptın bana?

Beni üzen şeyleri bir süreliğine kenara bırakırsam, çok mutlu olduğumu söyleyebilirim.

Onunla birlikte yürüdüm.
Onu yağmurdan korudum.
Bana baktı.
Bana teşekkür etti.

Ah evet, bana teşekkür etti. Etrafıma baktım o an. Şimdi sesini duyduğum için tepki vermem gerekiyordu. Yani olumsuz olarak. Neyse ki otobüs durağına ulaşmıştık. Bundan sonra hırkama ihtiyacı yoktu.

Kısa süreli mutluluğumu o an sonlandırdım. "Ah be! Sen miydin? Fark etmemişim. Sen olduğunu bilsem hırkamın uğruna ıslanmasına izin vermezdim. Pis eşcinsel. Islan bundan sonra."

Kabul ediyorum. Çok amatörceydi. Kimse yemezdi bu numarayı. Ama Taehyung.. Öyle saf ve masumdu ki. İnandığına emindim.

Ve hızlıca yürürken arkamdan baktığını da biliyordum. Ama onun bilmediği çok şey vardı.

Mesela, yürürken onu koruduğum için gülümsemem gibi.
Ya da aynı anda, onu üzdüğüm için ağlamam gibi.

i can't think straightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin