XIII

4.5K 442 89
                                    

Yeeun elinde ikişer tane sandviç ve meyve suyuyla birlikte sınıfa girdi. Beklediği gibi Taehyung yalnızdı. Öğle yemeğinde sınıfta oturmayı seven tek insanın o olduğunu düşünüyordu.

"Al bakalım Kim Taehyung." Meyve suyu ve sandviçlerden birer tanesini çocuğun önüne koydu. Taehyung kaşını kaldırdı.

"Kim Taehyung? Ne zamandan beri resmi konuşmaya başladın?"

Yeeun güldü. "Adın çok havalı, soyadınla birleşince daha da havalı oluyor. Hem sadece ben sana öyle sesleniyorum." Çok komik bir şey söylemişçesine güldü.

Taehyung gözlerini devirdi. Onun bir takma adı vardı ve insanların ona öyle seslenmesini istiyordu. "Bana TaeTae de!"

"Iyy o ne be. Benden bile daha tatlı bir takma ad." Sandviçinden bir ısırık alırken söyledi.

Taehyung bir an için ona uzunca baktı. Gerçekten ondan hoşlanıyor olsa, ilişkileri gerçek olsa daha güzel olurdu her şey. Onunla dalga geçen insanlar olmazdı. Ama insanlar anlamıyordu, bu onun elinde değildi. O da isterdi onlar gibi sevgilisiyle insanların önünde rahatça el ele yürüyebilmeyi. Görüyorsunuz ya, bırakın erkek arkadaşıyla sokakta yürümeyi Kim Taehyung, sevdiği çocuğa kendisini kabul bile ettirememişti.

"Yeter baktığın, yüzümü eskiteceksin. Biliyorum çok güzelim ama o kadar da bakılmaz ki." Yine güldü. Neşeli bir kızdı bu yüzden Taehyung onu seviyordu. Ama evet, gıcık da oluyordu çünkü şakaları sinir bozucuydu.

"Sadece düşünüyordum. Gerçekten düz olsaydık ve bu ilişki gerçek olsaydı... Yaşadığım kötü şeylerin hiçbirini yaşamamış olacaktım. Bunları hak edecek ne yaptım ki ben?"

O an Yeeun da ciddileşti. Elindekileri masaya bırakıp başını Taehyung'un omzuna koydu. "Bak, bunları fazla düşünme. Biz böyle doğduk. Neden bana bunu yapıyorlar diyip durursan moralin bozulur. Benim gibi ol. Benim yönelimimle bir problemim yok. Korkmuyorum lezbiyen olduğum için. Sadece insanlara söylemeye hazır değilim. Ama olduğum kişiden mutluyum. Ben bir eşcinselim, sen de öylesin. Korkma, senin tek suçun Jungkook'tan hoşlanman..."

Yeeun son cümlesinden sonra tekrar ciddiyetsizleşmeye, Taehyung'la dalga geçmeye başlayacaktı ki dünyanın en absürt olayı oldu.

Güm!!!

Yeeun ve Taehyung ikilisi sesin kaynağına döndüler. Jungkook kafasını tutarak sıranın altından çıkmaya çalışıyordu. Bu görüntü, eşcinsel olduğunun öğrenilmesinden korkmayan Yeeun'u korkuttu. Hemen ayağa fırladı. Yüzündeki dehşet ifadesi kendisine eşlik ediyordu.

Taehyung da korkmuştu, Jungkook'un alnının kanadığını gördüğünde... Korkuyla Jungkook'a koştu. "İyi misin?" Cebinden çıkardığı mendille kanı temizlemeye başlayacaktı ki, Yeeun verdiği tepkiyle bunu engelledi. Çünkü deli gibi bağırıyordu.

"Sen neden oradaydın?! Konuştuklarımızın ne kadarını duydun?! NİYE ORADAYDIN?!" Evet evet, Yeeun kesinlikle eşcinsel olduğunun ortaya çıkmasından korkmuyordu.

Öte yandan Yeeun'un tepkisi Taehyung'un jetonunun düşmesini sağlamıştı. Gözleri kocaman olmuştu. "Jungkook.." diyebildi sadece.

Bu arada Yeeun yalvarıyordu. "Ne olur kimseye söyleme Jungkook-sshi." Jungkook'un yüzündeki afallamış ifade görülmeye değerdi. Her zamankinden çok daha fazla kafası karışıktı ve üstüne başının acısı da eklenince oldukça tuhaf bir durumdaydı.

"Kimseye yönelimleriniz hakkında bir şey söylemeyeceğim." dedi sonunda. "Ama Taehyung, seninle bir şey konuşmalı-"

Yeeun ikna olmamıştı. "Yemin et!"

"Yemin ederim Yeeun. Kimseye söylemeyeceğim." Tekrar Taehyung'a döndü. "Sana söylemem gerekenler var."

Taehyung heyecanlandı. Ne söyleyecekti ki? Ama sonra Jungkook'un alnındaki yaranın hâlâ kanadığını fark etti. "Önce şunu bir temizleyelim, olur mu?" Aynı anda Jungkook yerinde kıpırdandı, Yeeun gerildiği için tırnaklarını yemeye başladı ve Taehyung da mendilini tekrar çıkardı.

Nazikçe Jungkook'un alnına değdirdi mendilini. Oldukça hafif bir dokunuştu bu ama Jungkook'un titrediğini hissetti. Acıtmış mıydı canını? "Canını mı yaktım?"

"H-Hayır..." Jungkook'un yüzünde tekrardan o şaşkın ifade vardı ve ilk karşılaşmalarında olduğu gibi yarayı temizleyen Taehyung'dan bir saniye bile ayırmıyordu gözlerini.

Taehyung işini bitirdiğinde bir saniyeliğine gülümsedi. Jungkook ise kaşlarını çattı. Kızgın görünmüyordu. Bunu tarif etmek biraz zordu, sadece daha şaşkın görünüyordu. Ama Taehyung onun kızgın olduğunu düşündü. "Yoksa Yeeun'un sana bağırmasından dolayı mı kızgınsın?"

Jungkook ağzını açıp bir kelime etmek istedi. Ama dili tutulmuş gibi bir süre sadece anlamsız şeyler söyledi. "Hayır.. Ben.." Sonunda konuşmaya başladı. "Bunu sana karne gününde söyleyeceğim, o zamana kadar bir şey sorma."

Hemen ayağa kalktı ve hızla sınıftan çıktı. İlk andaki kadar olmasa da hâlâ gergin görünen Yeeun da "Gözün üstünde olsun. Ona güvenmiyorum." diyip sınıfı terk etti.

Şimdi Taehyung sınıfta yalnızdı. Yaşadıklarını gözden geçirince şok oldu. Her şey bir anda nasıl da gelişmişti.. Aklını kurcalayan en büyük soru ise, Jungkook'un söyleyecekleriydi.

Dört gün sonra karne günüydü.. ve o güne kadar gözüne uyku girmeyeceğine emindi.

i can't think straightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin