Tony söylenerek gemiden indi ve Natasha'ya döndü "Cidden uzayın bir köşesine gelmemize gerek var mıydı?"
"Söylenmeyi kes. Dediğim gibi Galaksinin Koruyucuları son olaylar yüzünden bize teşekkür etmek istiyor."Tony birkaç adım daha ilerleyip Nat'in önünde durdu "Eğer bize teşekkür edeceklerse Dünya'ya gelmeleri daha mantıklı değil mi?"
Steve inerken Natasha'nın omzuna yavaşça vurdu "Ona katılıyorum."
"Şükürler olsun tanrım. Sonunda mantıklı düşünen biri."Kızıl saçlı kadın Steve'e dönüp gülümsedi ve kısık bir sesle "Neden ona katıldığını biliyorum, Rogers." Steve ensesini kaşıyarak onları karşılamaya gelen koruyucuların yanına gitti.
"Captain America!" diye bağırdı elinde müzik çalar olan adam. "Küçüklüğümden beri bana senin hikâyelerin anlatılırdı! Hiç tanışacağımı düşünmedim be-"
Yeşil tenli kadın adamın omzuna vurup onu kendine getirdi "Kusura bakma. Çok müzik dinlemekten beynini kaybetmiş olabileceğini düşünüyorum."
Steve güldü ve havadaki eli tuttu "Steve Rogers."
"Gamora." Quill biraz da olsa kendine geldiğinde Steve'in ona uzanan elini tuttu "Ve sen?"
"Quill. Peter Quill."Daha yapılı ve vücudunda desenler olan adama yaklaştı ve elini uzattı "Steve Rogers."
"Drax." eli tutmayıp bıçaklarıyla uğraşmaya devam etti. "Peki."Antenleri olan kıza yanaşırken -harbiden ne garip bir yer burası- kızın sallandığını gördü ve elini uzatmadan selam verdi.
"Hey! Buraya baksana sarışın!" Steve sesin geldiği yeri anlamak için etrafına bakındı "Yere, seni moron."
"Rocket!"Quill her an üzerine atlayacak bir şekilde Rocket'e bakıyordu. Rakun minik elini uzattı "Ben de senin gibi kaptanım. Rocket."
"Steve-"
"Rogers biliyorum."Küçük rakunun sert tavırları ne kadar onu garip hissettirmiş olsa da ona birini hatırlatıyordu ama çıkaramadı.
Diğer takım üyeleri de selamlaşırken Tony tabletiyle kenarda uğraşıyordu. Steve usulca yanına yaklaştı "Selam vermeyecek misin?"
"Ah, selam Cap."
"Senin dahi olduğuna emin miyiz?"Tony gözlerini devirip tableti kapattı ve Steve'in eline tutuşturdu. "Selam, Quill. Selam, Gamora. Selam, Rocket. Selam, Drax ve Selam böcek kız."
"Mantis."
"Anlamadım?"
"Adım Mantis."
"Ah, selam Mantis."Arkasını dönüp gitmek üzereyken küçük bir şey bacağını çekiştirdi. Boyuna göre gayet güçlüydü. Arkasına baktı "Ağaç mı? Nereye geldik biz?"
Küçük ağacı eline aldı. Sevimliliği onu gülümsetmişti "Ve sen?"
"Ben Groot'um."
"Harika! Tanıştığımıza memnun oldum Groot."
"Ben Groot'um."Tony kaşını kaldırıp ağaca baktı "Biliyorum, ayaklı fotosentez."
"Ben Groot'um."Gözlerini diğer grup üyelerine çevirdi "Ne diyor?"
"Tanıştığına memnun olmuş."
"Ben Groot'um."
"Ve en çok seni sevmiş."
"Ben Groot'um."
"Arkadaki sarışın- Çok ayıp Groot! Bize ne bundan?!"Küçük ağaç gözlerini -Tony nasıl olduğunu anlamasa da- doldurup esmer adama baktı "Ah, yapma böyle ama." Ağacı omzuna yasladı ve diğerlerinin yanına döndü.
Rocket kollarını önünde birleştirip dil çıkardı. Gözlerini devirirken söylendi "Groot gel buraya!"
"Ben Groot'um."
"Evet aynen öyle." dedi Tony omzundaki Groot'a bakarak.Rocket iç çekti "Aman. Ne hâlin varsa gör. Onlar gittiğinde yine bana geleceksin zaten."
"Ben Groot'um."
"Hey! Dilini topla!"•