"Rogers! O bulaşıklar kendi kendini yıkamayacak!" Patronu yanından sinirle geçerken dişlerini sıkıp elinde kalan birkaç parçayı yıkamaya koyuldu.
"Takma onu." Bucky omzuna vurup tabakları yanına bıraktı. "Bunlar sonuncu. Çıkışta benimle geliyorsun." Steve sıkıntıyla nefes verdi. "Yorgunum. Başka zaman gideriz."
"İtiraz yok. Gidiyoruz dediysem gidiyoruz."Adam elindeki son tabağı da yıkadıktan sonra ellerini belindeki önlüğe sildi. Önlüğün düğümünü çözüp katladı ve dolabına yerleştirdi. Üzerindekini de değiştirip onu bekleyen arkadaşının yanına gitti.
"Senden nefret ediyorum."
"Hayır etmiyorsun." Steve dil çıkarıp arkadaşının arabasına bindi. Dışarıya dalgınca bakarken Buck onu farketmişti."Sorun ne?"
"Yoruldum. Dediğim gibi." burun kemiğini ovarken gözlerini sıkıca yumdu. "Hayır başka bir şey var. Benden bir şey gizlememen gerek. Şu hoşlandığın çocuğa ne oldu?"Steve elini havada salladı "Unut onu, kız arkadaşı varmış." Bucky dudaklarını birbirine bastırdı "İğrenç bir durum."
"Biliyorum." acınacak hâline güldü "Herkesten daha iyi belki de."***
"Hazırlan artık bebeğim. Bunca insan seni bekleyecek değil ya." Adam güldü. "İzlemeye geliyorlarsa bekleyecekler tabii." Yanından geçen kadın gülerek adamın kalçasına vurdu. "Seni çekecek adam bulabilecek misin acaba?"
Yanından geçen kadın peruğunu takmak için yardım istedi. Tony ona yardım ederken sohbeti bırakmamışlardı "Sendeki bu göt ile hepsi dizilir, hayatım."
Adam gülerek işine odaklandı. Aralarına alınan tek erkekti ve arkadaşlarının hepsini çok seviyordu. Aynaya bakıp peruğu düzeltti ve kadının yanağına bir öpücük kondurdu "Pom, hep benim favorim oldun. Bunu biliyorsun değil mi?"
Kadın güldü "Ben herkesin favorisiyim. Otur şuraya." Sandalyeden kalkıp adamın oturmasına izin verdi. Eline aldığı fırçayı paletteki toprak tonlarına sürdü. Adamın elmacık kemiğini öne çıkarırken abartmamaya özen gösterdi.
Bambi'nin gözleri gibi olan gözlerin kapaklarına hafifçe uyguladığı parıltı ve sürme ile makyajı bitirdi. Adamın yanaklarını sıkıştırdı. "Şu tipe bakın. Koş hadi, senin sahnen."
***
"Kafam kaldıracak durumda değil, Buck. Lütfen gidelim."
"Hadi ama." Arkadaşını içeri ittirdi. Bir masa bulduklarında Steve oturup kafasını ellerinin arasına aldı. "Şu Paul da sinirimi bozdu zaten. İstesem bir sürü iş bulurum, ona mı kaldım."Bucky kaşını kaldırdı "İş bul çıkalım. O kadar kolay mı sanıyorsun?"
"Evet kolay. Ve hatta-"Yükselen alkışlar ile sahneye çıkan kişiye baktılar. Yüzünü kapatacak kadar koca bir şapka takmıştı. "Bu bar...?"
"Evet öyle."He left no time to regret
Hiç vakit vermedi pişman olmaya
Kept his dick wet
Kuyruğunu dik tuttu
With his same old safe bet
Eski emin tavrıylaKafasını kaldırdığında zar zor da olsa yüzünün bir kısmı görünüyordu. Üzerindeki simsiyah takımı vücuduna tam oturmuştu. Bucky'nin ne zaman söylediğini bilmediği içkisini yudumladı.
Me and my head high
Ben, başım yukarıda
And my tears dry
Kurumuş gözyaşlarımla
Get on without my guy
Sevgilim olmadan devam edeceğim