Kahvesinin son yudumunu da aldıktan sonra yatağının kenarındaki komodinin üzerine koydu bardağını. Kendini biraz esnettikten sonra saçlarını karıştırıp dolabında yöneldi.
Dolabın kapağını açtıktan sonra üst raftaki iki bayrağa uzandı. Bayrakları alıp yatağına bıraktıktan sonra Jarvis'in sesini duydu "Efendim, Bay Rogers geliyor." Yüzüne yayılan gülümseme ile yatağına çekildi.
Yatağına oturup kapıya baktı ve Steve içeri girdiğinde gülümsedi "Hoşgeldin, Cap. Nasılsın?"
"İyiyim. Sen?"
"Harikayım."Steve içeri girmeye çekinip kapının çerçevesine yaslandı "Üste kimse yoktu. Ben de senin yanına geleyim dedim. Müsait değilsen gidebilirim."
Tony ayağa kalkıp "Hayır kalabilirsin. Sadece kimse olmadığı için yanıma gelmene alındım doğrusu." Kendi kendine gülüp devam etti "İçeri gelsene."
Sarışın adam çekingen adımlarla içeri girdi ve Tony'nin yanında doğruldu "Aslında sıkça gelmek istiyorum ama sen hep meşgul gibisin. Ben de rahatsız etmeyeyim diyorum."
Tony oturması için yatağını gösterip kendisi de yanına oturdu "Gelebilirsin. Sana zaman ayırabilirim." yarım gülüşle Steve'in yüzünü inceledi. Sarışın adam ona bakmazken sessizce önüne döndü.
Steve sessizlik yüzünden odayı incelerken yanındaki renkli bezleri gördü "Bunlar ne?"
"Ah onlar," Tony uzanıp pembe, mor ve lacivert olanını aldı.Bayrağı açıp Steve'e gösterdi. "Bunlar bayrak. Elimdeki biseksüel bayrağı mesela." Bayrağı omuzlarına dolarken adama baktı "Biseksüel ne demek biliyor musun? Mesela ben biseksüelim ve-"
"Biliyorum, Nat anlattı.""Bu imkânsız Nat! Ben kadınlardan hoşlanıyorum." Natasha gözlerini devirdi ve içini çekti "Bak, ikisinden de hoşlanabilirsin. Ve Tony'e olan duygularından hâlâ nasıl emin olamadığını anlayamıyorum."
Steve oflayarak geriye yasladı "Hadi ama, yani o yanımdayken iyi hissediyor muyum? Evet. Her dakika onunla olmak mı istiyorum? Kesinlikle. Kâbus gördüğünde kollarımı ona sarıp, saçlarını öpmek istiyor muyum-"
Dediklerine karşı duraksayıp kızıl saçlı kadına baktı "Ona aşığım."
"Sonunda." bisküvisini ağzına atıp ellerini çırptı "Bir şeyler yapsan iyi edersin. Tony'i havada kaparlar.""Bayrağı hiç görmemiştim ama." yanındaki gökkuşağı renklerine bürünmüş bayrağı ellerine aldı "Ama bunu biliyorum."
Bayrağa gülümseyerek baktığında Tony biraz düşündü. Yanındaki adama gülümseyerek "Ben geçide gidecektim. Sen de gelmek ister misin?"
"Geçit?"Tony adamın sevimliliğine gülümsedi "LGBTQ+ üyelerinin Haziran -yani genellikle- ayında yaptıkları yürüyüşler. Tabi senin üye-"
"İsterim."Aceleyle yanıt vermiş olduğunu düşünüp "Özür dilerim seni bölmek istemedim. Gelmek istiyorum."
"Sorun değil, ben de yalnız gitmekten hoşlanmıyorum zaten."Ayağa kalkıp ensesini kaşırken Steve'e baktı "Ben duşa gireceğim. Sonra giyinir, çıkarız." Sarışın adam kafasını sallayarak onayladı.
Orada durup esmer olana bakarken düşünmeye koyuldu. Onu ne kadar sevdiğini ve onunla daha fazla zaman geçirmek istediğini düşünürken dalmış olacak ki Tony elini yüzüne sallıyordu.
"Cap, iyi misin?"
"Dalmışım, özür dilerim."
"Dilemene gerek yok. Ben duşa giriyorum." Banyonun kapısını açıp içeri girdi ve ardından kapıyı kapattı.