"Uyanma vakti, kovboy." dudaklarını adamın çenesine dokundurdu ve yerinden doğruldu. Steve de uyandığında gülümsedi "Günaydın."
"Günaydın."Dudaklarını birleştirdikten sonra kafasını adamın boynundaki çukura yerleştirip içini çekti.
"İyi misin?"
"İyiyim. Bir şey sormam gerek." Steve gülerek Tony'nin saçları ile oynamaya başladı "Sor.""Artık içebilir miyim?"
Steve kaşlarını çatarak Tony'i üzerinden kaldırdı "Beni hayatında istemiyorsan tabii." Yüzündeki kızgın bakış sönmezken esmer olanın yüzü suçluluk duygusu ile kaplıydı.
Sessizlik odayı kaplarken Steve yerinden kalkıp kıyafetlerine yöneldi. "Özür dilerim. Onu kastetmemiştim."
Steve pantolonunu giyip onu dinlemeye devam ediyordu. "İçmeyeceğim. Ama sen de bana yardımcı ol ne olur. Kolay değil."
Sarışın adam dizlerinin üzerine çöküp ellerini Tony'nin bacaklarına koydu "Biliyorum. Olacağım da. Buralardan gidelim, ikimize de rahat verecekleri bir yere. Belki de insanlardan çok uzağa. Seninle her yere giderim ben."
Tony adamın kafasını öpüp onu göğsüne çekti "Gideceğiz. Söz veriyorum." Usul öpücüklerine devam ederken Steve kafasını kaldırıp dudaklarını birleştirdi.
Tony onu tekrar yatağa çekip üzerine düşmesini sağladı ve boynuna öpücüklerini kondurdu. "Gitmemiz gerek." Cümlelerini sevdiği adamın dudaklarını öpmek için bölüyordu "Hava aydınlanmadan kulübede olmam gerekiyor. Seni seviyorum."
Tony birkaç öpücük daha verdikten sonra gitmesine izin verdi sevgilisinin.
***
Güneşin kavurduğu toprakta ayakkabı ile bile yürümek zor olsa da, Şerif sonundan kulübesine ulaşmıştı. İçeri girmek için kapıyı açmaya yöneldi fakat kilidin çoktan kırılmış olduğunu gördü.
Elini arkasındaki tabancaya atarak kapıyı ayağıyla ittirdi. Kimsenin olmadığını görünce ardından kapıyı kapattı.
Masasına yaklaştığında üzerindeki kırmızı lekeyi farketti ve elini sürdü. "Orospu çocukları." Sinirle sandalyesine oturdu ve silahını masasına koydu.
"Siktir!" Aklına şimşek gibi çakan düşünce ile yerinden fırladı.
Silahı yerine tekrar koyup hışımla çıktı kulübesinden. Tony'nin evine yol alırken etraftakiler ona ne olduğunu merak ederek bakıyordu.
Kimse ile göz göze gelmeden eve ulaştığında hızla kapıyı çaldı. Tony kapıyı açtığında içeri dalıp hemen ardından kapattı kapıyı.
"Steve ne oluyor?"
Sarışın adam sevgilisini kendine çekerek sımsıkı sarıldı. Kokusunu içine çekerken bulduğu her yerini öpüyordu adamın.
Gözlerinden yaşlar akarken Tony ona baktı "Tatlım, sorun ne?"
Steve dizlerinin üzerinde yere çöktü ve Tony'nin gözyaşlarını silmesine izin verdi. Biraz daha iyi hissettiğinde konuşmaya başladı.
"Biri kulübeye girmiş, kilidi kırmış. Masada da kan lekesi vardı. Bilerek olduğuna eminim Tony." Ellerini sevgilisinin yanağına koydu "Sana zarar verebilirlerdi. Çok korkuyordum."