Pepper'ın ansızın onu bırakıp gitmesi, zaten kötü olan durumunu mahvediyordu. Bir şimşek çaktığında karanlık oda beyaz ışıkla kısa bir süreliğine aydınlandı.
Ellerini gözlerine kapatıp gözyaşlarını akıttı. Saat kaç bilmiyordu, Pepper gideli ne kadar olduğunu da.
"Siktir!" Yataktan sıçrayıp üzerine gelen zırhla çığlık attı. Tony gördüğü kabustan sıyrıldığına şükrederek uyandığında onu daha beterinin beklediğini bilmiyordu.
Zırha durması için emir verip paramparça etti. Pepper nefes nefese ayağa kalktığında alnını ovuyordu. "Ö-özür dilerim. Uyurken çağırmış olmalıyım."
Sarı saçlı kadın bir küfür savurdu "Yeter Tony! Senden de aptal oyuncaklarından da bıktım! Bana yeteri kadar ilgiyi göstermiyorsun, hiçbir zaman da göstermeyeceksin! Bu iş burada bitti! Gidiyorum!"
"Pep-"Kadın hışımla odadan çıkıp kapıyı ardından çarptı. Tony kâbusun etkisiyle kendini yerde buldu ve gözlerini yaşardığını hissetti.
Çok acıtıyor, diye düşündü. Reaktörünü sıvazlayıp ayağa kalkmaya çalıştı. Ağlayarak dolabına gittiğinde üzerine giyecek birkaç bir şey aldı. Onun peşinden gidecekti.
"Pep, gitme. Lütfen. Sana ihtiyacım var."
Kadın sinirle gülerek taksinin kapısını açtı "Kendine robot bir sevgili yap. Ama onunla ilgilen olur mu?" Sarı arabaya binip kapıyı çekti. Birkaç saniye sonra da araba uzaklaşmıştı zaten.
Tony yağmurda öylece durmuş bir ihtimal geri dönmesini bekliyordu. Gözyaşları yağmurla karışırken ayaklarının onu götürdüğü yere gitti.
***
"İyi geceler, Sam." Telefonu kapatıp duvardaki yerine geri astı ve bardağındaki suyu bitirdi. Saat gece bire geliyordu. Uyku tutmadığı için kitap okumayı da denemişti. Hatta kuzulardan bir çiftlik bile kurmuştu ama nafile.
Bu sefer uyuyabilmeyi dileyerek odasına açılan kapıya doğru yürüdü. Eşiğe adım attığında çalan kapının sesiyle garipçe bakındı. Gözüyle kenardaki kalkanı kontrol edip kapının deliğine baktı.
Sakalından tanıdığı adamı içeri almak için kapının kilitlerini açtı ve araladı. "Tony?"
Esmer adam sırılsıklam içeri girdiği ve kendini girişteki yumuşak halıya bıraktı. Ağlamaya devam ederken kapının kapanma sesi ve ona doğru hızla gelen iki ayak duydu.
"Tony, Tony." Adamın ıslak ceketini üşümemesi için çıkardıktan sonra koltuktaki battaniyeyi getirdi ve omuzlarına örttü. Biraz da olsa rahatlaması için kollarını ona dolayarak kendine çekti.
Adamın başı göğsünde dinlenirken hıçkırıklarını duyuyordu. "Geçecek, Tony. İyi olacaksın." Tek eliyle kahverengi tellerle oynuyordu. "Her şey yoluna girecek."
Esmer, biraz daha sakinleştiğinde doğruldu ve Steve'in gözlerine baktı. "Bugünün geleceğini sana da söylemiştim. O gitti. Ve- ve bunların hepsi benim suçum."
Tekrar hıçkırıdığında Steve onu kendine çekti "Hiçbiri senin suçun değil. Sen harika bir insansın Tony. Sadece anlaşamıyordunuz." İstemeden de olsa kokladığı saçları kahve ve metal gibi kokuyordu.
Adam kollarının arasında titremeye başlıyordu "Üşüyor musun?" Tony titrekçe başını sallarken Steve battaniyeye sıkıca sardı onu "Kıyafetlerin ıslak."