Şarabından bir yudum daha alarak konuştu "Konseyi yarın topla. Biraz dinlenmek istiyorum." Şişman adam eğilerek selam verdi ve kapıdan çıkmaya yöneldi.
Çalan kapıyla Anthony şarabını kenara bıraktı "Gel."
Zırhın içindeki sarışın şövalye içeri girip şişman adama yol açtı. Adamın arkasından kapıyı kapatıp esmer olana döndü "Majesteleri."
Anthony gülümseyip sarışına baktı "Etrafta kimse yokken bana majesteleri demene gerek yok." usul adımlarla adama yaklaşıp yüzüne baktı. "Biliyorum. Alışkanlık."
"Hayır, bunu demek hoşuna gidiyor."Sarışın şövalye gülümseyip kısa olan adamın yüzüne baktı "Evet, gidiyor."
Anthony parmaklarının ucunda yükselip Steven'ın dudaklarına uzun bir öpücük bıraktı. Saçlarını karıştıran elleri çekip öptü "Seni çok özledim."
"Ben de seni sevgilim."Uzun boylu adamın arkasına geçerek zırhının kayışlarını açmaya başladı. Boynuna ıslak bir öpücük bırakıp zırhı omzundan çıkarmasını istedi.
Kenara koyulan demir zırhın altında bir yelek, onun da altında hiç zarar görmemiş bir gömlek vardı.
Esmer olan gömleğin yakalarını tutup dudaklarını sarışınınkilere kapattı. Geriye doğru adımlar atarken beline dolanan iki el onu yatağa götürüp sırtını yatakla birleştirdi.
•
Sarışın, esmerin dudaklarına hafif bir dokunuş gibi bıraktığı öpücükle kendini yana bıraktı. Elini başının altına koyup nefes alışlarını düzene sokmaya çalıştı.
Anthony yerinde doğrularak kafasını sevgilisinin göğsüne koydu "Seni seviyorum."
"Ben seni daha çok seviyorum."Gözlerini yumup dinlediği kalp atışlarına kendini bıraktı kral. Nefes aldıkça yükselen göğsündeki kafa kalkıp inerken Steven ellerini Anthony'nin saçlarına attı.
"Mecbur musun?"
"Neye sevgilim?"
"Onunla evlenmeye."Esmer adam kafasını kaldırıp sevgilisinin gözlerine baktı "Yarın konsey var. Babamla konuşacağım. Ben de Pottslar ile ilişki istemiyorum zaten."
Sarışının yüzüne yayılan gülümsemeyle Anthony dudaklarının kenarına öpücük kondurdu "Dünyada evlenmek isteyeceğim tek kişi sensin. Ve hatta bir gün tüm bu krallık işlerini bırakıp uzaklara yerleşmek istiyorum."
Steven gülümsedi "Seni bulurlar ama."
"Batıya gideriz o zaman. Orada haritalar bitiyor ve ben ne olduğunu merak ediyorum."Sarışın adam kollarını sevgilisine daha da sardı "Seninle her yere giderim ben." Bir süre daha birbirlerine sarıldıklarında Steven söze atıldı "Yarın gideceğim. Kaç güne dönerim bilmem. Özleyecek misin beni?"
Anthony yüzünü astı "Neden gitmek zorundasın? Seni her dakika özleyeceğim."
"Ülkeni birinin koruması lazım. Seni koruması lazım." Kafasına usul bir öpücük bırakıp saçlarıyla oynamaya devam etti."Çabuk gel ama. Güvende ol, Steve. Kazan."
"Olacağım, bir tanem. Olacağım."•
Kendisine bir bardak şarap doldurup konseyin başındaki yerini aldı. Yanındaki sakallı adama bakarak "Ekonomik durumda bir sıkıntı var mı, Sör Greathand?"
"Hayır efendim. Halkımız gayet iyi durumda ve yeni gemilerin yapımına başlandı."Kral oturağına yerleşerek "Gemiler demişken, Safir Denizi'ne giden donanmaların zarar gördüğünü duydum. Bunlar doğru mu, Sör Greyjoy?"
Saçlarına gri düşen adam toparlanıp krala yanıt verdi "Maalesef öyle majesteleri. Beklenmedik bir saldırı ile karşılaştık ve asker kaybettik. Ama sağlam gemilerimiz korsanları defetmeyi başarmış."