1 | Help me

3.2K 265 80
                                    


Jung hoseok her zaman gittiği bara gitti bugünde. Tıpkı ruh hali gibi, kafasıda dağınıktı. İçmesi gerekiyordu. Beyni uyuşmadan buradan çıkmayı planlamıyordu.

Arabasını valeye bırakarak içeri girdi. Yine o içki kokusu ve loş ışıkla baş başaydı.

Her ayın belirli günleri buraya gelir, içer ve orada gördüğü sürtüklerden birilerini becererek geceyi sonlandırırdı. Bu artık onun hayatında klasikleşmiş bir olaydı.

Kendi bildiğinde şaşmaz bir şekilde köşesinde yerini aldı. Birkaç dakika sonra yanına gelecek olan sürtüklerle göz göze geldiği an kafasını çevirdi.

Tamam, tek gecelik ilişkiler yaşardı ama, kullandığını birdaha kullanmazdı. Bu da onun seks hayatına koyduğu küçük kurallardan biriydi.

Gözüne çarpan ilk kişiye göz kırparak yanına gelmesini sağladı. Çekiciydi, hemde fazlasıyla. Kimse ona karşı koyamıyordu. Bir eroin gibi, içmek istemiyor ama zorlanıyor sanki.

Elindeki son yudumunu aldığı içki bardağını masaya bıraktı ince parmaklı naif elleriyle.

Jung hoseok her zaman dominant olan taraf oldu, bi ortamda eşcinsellerin ilgisini çekebilmesi pek uzun sürmezdi.

Beklediği adam gelmişti hoseok'un. Tam da yanına oturarak onu beğendiğini anlattı kendi diliyle. Ona sürtünmeye çalışması pek zaman almadı. Bayla konuşmaya başladığı dakikada yan masadaki gençle göz göze geldi.

Oda buradaki sürtüklerden biridir diye düşünerek yanındakiyle konuşmaya devam etti hoseok.

Klasik konulardı her zaman ki gibi. Kimsin? Nerede yaşıyorsun? Sıkılması gayet normaldi.

Yaklaşık 10 dakika sonra tekrardan ona muhtaçmış gibi bakan beyazla göz göze geldiğinde birşey olduğunu anlamıştı. Bir şeyler dönüyordu.

İsmini bilmediği beyazın yanındaki adam kalkar kalkmaz garsonu yanına çağırarak hoseok'un masasını işaret etmiş, kulağına fısıldamıştı.

Garson ilk raftan pahalı olduğunu belli eden şarabı alarak rotasını hoseok'un masasına yönelterek yürüdü ve elindeki şarap şişesini masaya koydu.
"Yan masadan hediye efendim. Afiyet olsun."

Hoseok gözlerini kaldırdı. Beyazın gözleri dolmuş, sadece karşısındaki adama bakıyordu. Yanına yaklaşan adam ile eli tutulmuş, odaya doğru sürüklenmeye başlamıştı âdeta.

Hoseok şarap şişesini eline alarak incelemeye başladığında üstünedeki küçük not dikkatini çekti
"Kurtar beni"

Kafasını kaldırdığında beyaz olanla göz göze geldi ve hemen ayağı kalkıp onlara doğru yürümeye başlamıştı.

Hoseok'a bunu yaptıran neydi? kestiremiyordu. Hangi güç veyahut kuvvet bunu yaptırıyordu bilmiyordu. Sadece içindeki sesi dinliyor ve ona göre hareket ediyordu. Ama şuan bu bayın peşini bırakmaya da niyeti yoktu.

Genç sürtük endişeli bir şekilde önüne döndüğünde düşündüğü tek şey yardım istediği adamın kim olduğuydu.

Hoseok adama sesledi.
"Hey! Baksana"

Adam arkasına döndüğünde duraksadı ve sorgularcasına cevap verdi.
"Dinliyorum" dedi aynı zaman da alaycı bir şekilde.

"Elini tuttuğun adamı bırak"
Şaşırmıştı karşısındaki ibne. Birden bire çıkan adamda neyin nesiydi?
Buradaki hiç bir sürtük şahsa ait değildi sonuçta. Onu elinden alamazdı

"Sebep?" Demişti onu döveceğine emin olduğu adamın bakışları altında

"Çünkü öyle istiyorum"

Beyaz olana kaydı gözleri. O korkuyordu, bu gözlerinden belliydi. Daha az önce bir not gönderdiği ve tanımadığı adamın ne yapabileceğini kestiremiyor, sadece izliyordu olanları.

"O benim!" Sesi yüksek çıkmıştı bu esmerin, hoseok'un hiç de hoşuna gitmişe benzemiyordu.

"Değil. Şimdi ölmek istemiyorsan o eli bırak ve siktir git burdan"

Adam korkmuştu, sebebi ise öldürücü derecede kötü baktığı adamdı. Odaya çıkarmayı düşündüğü sürtüğün elini bıraktı ve hoseok'a saygıyla eğilerek oradan hızla uzaklaştı.

Beyaz olan ne yapacağını bilemiyordu. Yere çömeldi ve ağlamaya başladı. Kötüydü, hiç olmadığı kadar iğrenç hissediyordu.

Hoseok o an ne düşüneceğini ne yapacağını bilemedi. Şuan burada olması bile saçmalıktı ona göre ama, birşey onu burada olması için zorlanmıştı sanki.

Beyaz olana bir süre baktı. Sonra ordan uzaklaşırken paçasındaki eli farkettiğinde duraksadı.

Dönüp arkasına baktığında paçasına yapışmış gözleri kıpkırmızı olmuş, acınası bir halde olan genci gördü.

Yavaşça arkasına döndü ve eğildi, tek parmağını beyaz olanın çenesine koydu ve hafifçe kaldırdı.

"Neden bu haldesin bilmiyorum ama seni ilk defa görmeme rağmen kalbim acıyor. Bunun nedeni ne?"

Say what you want | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin