9 | Hell was boring

1.7K 172 30
                                    

İnsanlar neden yaşam için bu kadar savaşırken, ölmek için can atanları unuturlardı?

İnsanlar unutkandı. Insanlar bencildi.

Hayatın amacını iki günde anlamaya çalıştıklarında ne kadar aptal olduklarını anlamıştı yoongi.

Hayat bu değildi.

Yaşam cennet ve hep var olacak cehennem bunu kabul etmezdi.

Ve Hoseok' da yoongi için tam olarak böyleydi.

Yada sadece yoongi'ye öyle geliyordu.

Onun sınırları içerisinde yaşamak onu zorluyor ama buna katlanması gerektiğini bilerek yaşamaya çalışıyordu.

Yoongi o gecenin ardından sadece boş yaşayan bi insan haline gelmişti.

Yiyiyor, içiyor, jeon yorgun olmazsa akşamları dışarıya çıkıyor, ve sadece oturup canının sıkılmasını izliyordu.

Telefonunu açtığında sadece bildirim panelindeki mesajlara bakıyor ve çıkıyordu.

Hoseok yüzlerce mesaj atmıştı.

Sorunu neydi? Sadece bi sex kölesi değil miydi yoongi?

Bunun bu kadar peşinden koşması bile saçmalıktı ona göre.

Ama bu çekim ikisininde yolundan çıkmasını sağlayan çekimdi.

Ve hoseok'un zihni , ne mesaj atmaya ne aramaya ne de bulmaya çalışmaya karşı koyabiliyordu.

En son attığı mesaj yoongi'ye gerçek bir korku vermiş, onu eve gitmeye sürüklemeye çalışmıştı.

Sonunda ne olacağını biliyordu.

Ya ona ya da jeon'a bi zarar verecekti.

Kendisini geçmiş, sadece jeon'u düşünüyordu.

Hoseok:

Bu akşam evde olmanı bekliyorum.

Dün akşam yaptığım gibi.

Ama yine gelmeyeceksin.

Ve bu beni, seni aramaya çıkamama zorlanacak.

Ve ben seni aramaya çıkarsam, ne olacağını kestirebiliyorsun değil mi yoongi?

Yoongi elindeki telefonu koltuğa bıraktı ve başından aşağıya dökülen kaynar suyu soğutmaya çalıştı kendince yöntemlerle.

Ya gidecekti ya gidecekti başka bir ihtimal göz önünde bile bulundurulamazdı.

Burayı bulursa, -ki yoongi'yi aramaya çıkarsa her türlü bulurdu- hem kendisi hem de şuan kendinden çok düşündüğü jeon'a zarar verebilirdi.

Yoongi bunu yapmazdı. Elindeki telefonundan jeon'a mesaj attı;

Jeongguk :) ;

Ben bu gece evde olamayacağım gguk.

Akşam beni bekleme olur mu?

Hoseok bunu yapmak istememişti.

Onu bu denli korkutmak en son yapacağı şeyler arasına bile giremezdi.

Ama bunu ona yoongi zorlamıştı.

Ona gel dediğinde gelseydi, şuan bu durumda olamayacaklardı.

Evet bi bakımdan haklıydı. Ona fazla ve gereksiz çıkışmıştı, ama dediği şey onu çileden çıkartmıştı.

Ona fazlasıyla değer verirken böyle düşünmesi onu delirtmişti.

Hoseok elindeki içki bardağını fazlasıyla dağınık ve kirli olan masaya koydu.

Yoongi gittiğinden beri ne işleriyle ilgilenebilmişti ne de evi toparlamıştı.

Bu onun iş ortamı için kesinlikle garipti.

Bu hareketleriyle herkesin diline dolanmıştı.

Hoseok işinde her zaman bir numara ve hep konuşulan olmuştu.

Birden bu umursamazlığı insanların aklında 'acaba çökmesinde ki sebep ne?' Sorusunu uyandırmıştı.

Kenarda duran pizza kutusundan bir dilim aldı ve ısırdı.

Ölmemesi için bunu yapması gerekiyordu.

Ama zorlanmıştı yerken.

Elindeki dilimi geri yerine koymuş ve içkisinden bir yudum daha almıştı.

Saat akşama doğru dokuz'a geliyordu.

Hoseok yine gelmeyeceğini düşündü.

Söylediği lafın arkasındaydı.
Gelmezse onu aramaya gidecekti.

Tam ayağı kalkacağı sırada kapıdan gelen anahtar sesi ile irkildi.

Kafasını kapıya çevirdiğinde yoongi'nin elinde ki poşetle içeriye girdiğini gördü.

Içindeki heyecan ve anlamlandıramadığı karışık duygular bir anda alev almıştı.

Hemen ayaklandı ve ona doğru adımlarını hızlandırdı.

Tam önüne geldiğinde ikiside birbirinin gözlerinin içine bakmaktan alıkoyamadı kendilerini.

Hoseok onu gördüğünde deli gibi sarılmak, öpmek bırakmamak istedi o an.

Yoongi içinde aynısı geçerliydi.

Onu öylesine özlemişti ki şuan onu tutup bırakmayabilirdi ama yapamazdı ikiside.

Bir öfke vardı içlerinde ve onu hemen söndüremezlerdi.

"Nerelerdeydin?"

Diye sordu hosoek deli gibi özlediği ama bunu belli etmekten korktuğu yoongi'ye.

Elindeki poşeti bırakmak için mutfağa doğru yöneldi, ve hoseok'uda peşinden sürükledi.

Hoseok sorusunu yineledi aynı tonla

"Nerelerdeydin dedim yoongi bana cevap ver?"

Sonlara doğru sesini yükselttiğini farkettiğinde, soruyu cevaplaması gerektiği anladı beyaz olan.

"Bi arkadaşımda kaldım"

Poşetin içindeki yiyecekleri tezgaha yerleştirdi.

Hoseok gencin kolundan tuttu ve kendi ile tezgah arasına aldı kolaylıkla.

"Hangi arkadaşın o?"

"J-jeon" kekelemesine içinden küfürler etmişti.
"Hmm, anladım ve ben..."

"Özür dilerim, sanırım fazla çıkıştım"

Evet, yoongi bu özürü beklemiyordu.

Ve hoseok'un gözleri dudaklarına kaydığında olacaklar belliydi.

Hoseok o anki duygusuyla ne yaptığını bilmez halde yoongi'nin dudaklarına yapıştı açlıkla.

Bacaklarından tutup kucağına aldığında mutfaktan çıkarmış ve yatak odasına doğru yürümüştü.

Aralarındaki bu gerginlikten sonraki olanlar sadece bilinmeyen bir çekim olamazdı yoongi'ye göre.

Bunun tanımı ona göre aşktan başka hiçbirşey değildi.

Ve aşk her şeyi yaptırıyordu insana. Şuan da olduğu gibi...

Say what you want | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin