5 | Honey

1.9K 211 124
                                    

Evin içinde yaklaşık bilmem kaçıncı dönüşü olan yoongi koridordaki aynaya baktı.

'Nasıl anlatacağım?'

O kadar şey yaşamışken bunu ona sex kölesi olmasını isteyen birine neden anlatsın ki

'ahh saçmalık' diye geçirdi yoongi içten içe.

Ne yapsa da anlatmaktan kurtulabilirdi? Yada ne yapsa az yaralardı onu sadece anlatacakları?

Hiçbir fikri yoktu. Ki olsada bunu eyleme geçirebileceğini hiç sanmıyordu.

Yaklaşık 5 saattir evde ne yapacağım diye gezdiği için ayakları kırılacakmış gibi olduğunda kendini koltuğa attı yoongi.

'Evet yoongi anlatmak zorundasın yoksa fena halde becerilirsin. Bunu istemeyiz değilmi? Evet istemeyiz. Anlayışla karşılayacak ve yaralarımı kapatmak için elinden geleni yapmaya çalışacaktır. Kesinlikle. Yani Umarım'

Yoongi düşünmekten harab olmuştu. Bunları şimdilik bir kenara bırakarak saate baktı.

Hoseok'un gelmesine yakışık 2 saat vardı. Ona güzel bir masa hazırlayacaktı Yavaşça ayaklandı ve yemek yapmak için mutfağa geçti.

Buzdolabından çıkardığı brokolileri yıkmak için tencere almaya yeltenirken belinden sarılan hoseok'u farketti.

Arkasına döndü. Karşısındaki adam ile göz göze geldiğinde onu kendisi ve tezgah arasına aldı.

Yoongi elindeki bir parça brokoliyi yavaşça tezgaha bıraktı ve hoseok'a baktı.

Hoseok yoongi'nin dudağına küçük bir buse kondurdu ve geri çekildi.

"Hoşbulduk yoongi" affallayan yoongi konuştu.

"Hah özür dilerim. B-ben b-birden yani s-sen birden ö-öpünce ş-şey yani"

Çok kekelemişti ve kendine içinden sanatsal küfürler ve hakaretler yağdırıyordu yoongi.

Hoseok gülümsedi ve tekrar yoongi'ye yaklaştı ve bir öpücük daha kondurdu narin dudaklarına.'

'Hadi ama öldürmek mi istiyosun sen beni amacın ne kafayı yiyeceğim' diye geçirdi ikinci kez yoongi içinden.

Hoseok, yoongi'nin yeltenipte alamadığı tencereyi tekrar yerine koydu ve dolabın kapağını kapattı.

Yoongi'nin ellerini avcuna aldı.

"Bu akşam dışarıda yiyeceğiz yemeği. Ama istersen evdede kalabiliriz? Istermisin?"

Yoongi teklifine karşın konuştu.

"yok, dışarda yiyelim hoseok"

Onaylar bir biçimde kafasını salladı.

"Salonda bekliyor olacağım üzerini giyin ve gel. "

yoongi onayladı ve yatak odasına girdi. Gardolabının önünde durdu ve ne giyeceğini düşünmeye başladı.

O sırada hoseok gidecekleri mekanı ayarlama derdindeyi.

Tabiki de yoongiyi sıradan biryere götürmeyecekti. Bu ona göre hem saçma hemde öngörüş olarak kaba olurdu.

Yoongi aynadan kendisine baktı.

Üzerinde bacaklarını tamamen saran bir deri pantolon, göğsü açıkta kalacak şekilde dekoltesi olan beyaz bir tişört ve siyah bir ceketle oldukça ilgi çekici gözüküyordu.

Hemde bu hoseok'un hoşuna gitmeyecek şekilde fazlasıyla.

Yoongi aynada kendine son kez bakış atıp aşağıya indi.

Hoseok merdivenden gelen seslerle o tarafa döndü ve nutku tutuldu âdeta.

Bir insana sıradan şeyler bile bu kadar yakışabilir miydi?

'Hayır hayır olmaz olamaz bu çocuk bi rüya, ben bir rüyadayım' dedi içten içe Hoseok.

Tamam mükemmel olmuş olabilirdi ama bu haliyle ancak onun yanında durabilirdi. Çünkü onu görenlerin üstüne atlayacağını ve bu durumda katil olmak zorunda kalacağını biliyordu.

"Git değiştir.olmamış"

'ahh tam bir kalastı bu çocuk'

Etkilendiğini biliyordu yoongi ama zorluyordu işte

"neden olmamışmı ki?" Dedi ve kendini süzdü

"Olmuş. Tamam. Hatta mükemmel görünüyorsun ama bu pantolon ve tişörtle saçmalama yoongi siksen çıkarmam seni bu halde."

Sinirleri bozulmuştu yoongi anladı ve bu onun hoşuna gitmişti.

Biraz kötülük yapmaktan birşey olmazdı. Ama bir sınırı vardı tabikide.

"Ben bunları giyinmek istiyorum ama Hoseok-shi beni kırma, ama doğrusu sana sormadım ki? Öyle degil mi?"

Evet yoongi sınırını aşmıştı.

'Ölmeyi bayılmak mı zannediyor galiba' dedi Hoseok içten içe

"Yoongi. Gitmiyoruz. Şimdi odaya çık. Ve beni bekle."

Evet. doğru. yoongi bu sefer gerçekten boku yemişti.

Say what you want | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin