11 | Only with it

1.5K 148 10
                                    


Aşk iyi hissetirmeye yönelikse biz neden acı çekiyorduk?

Içindeki yoongi 'buradan gitmek için ne bekliyorsun?' Derken kalbiyle bağlantılı çalışan yoongi 'sadece o' diyordu.

Hoseok, onu zehirliyordu.

Hareketleri, duruşu, konuşması, öpüşü herşeyi yoonginin yelkenlerini indirmesine sebep olurken aynı zamanda zehirlenmesine sebep oluyordu.

Bir sigara gibiydi. Bırakamıyordu. Zehirlendiğini bilerek tadı daha tatlı geliyor, vazgeçemiyordu. Ama sonunda ölüm olacağınıda bilerek yapıyordu bunu.

En büyük aptallığını düşündüğünde o masaya o kahrolası şarabı gönderdiği olduğunu anladı.

Onu götürmeseydi... 'iyi ki de götürdüm' dedi kendi kendine. Elindeki imkanların en mükemmelini yaptı.

Ve pişman değildi.

Elindeki kola bardağını masanın üzerine bırakarak bu düşüncelerini bi kenara fırlattı yoongi. Yoksa düşünmekten beyni çürüyecekti.

Koltuğa biraz daha yayıldı yanındaki görüntü ile. Kafasını omzuna yasladı ve izlemeye başladı.

Son zamanlarda işine bile gitmez olmuştu hoseok. Gün boyunca onunla kalıyor, sanki birşeyleri kafasından atmak ister gibi sadece onunla oyalanıyordu.

Eline aldığı içki bardağıyla kolununun altına giren yoongi'yi kendine biraz daha bastırdı.

Yoongi endişesini gizleyememiş, hoseok'a sormuştu

"Son zamanlarda işe bile gitmez oldun hoseok-sshi. Bir sorun mu var?" Sorulan soru ile kolunun altındaki beyaza bakmış, elindeki içki bardağını yanınaki koltuk başlığına koyarak cevap verdi.

"Bi sorun yok güzelim. Sadece, biraz seninle zaman geçirmek istiyorum." Dedi rahat görünen ama içten içe bi o kadar da kaybetme korkusu ile.

Yoongi gittikten sonra bir şeyler değişmişti. Bunu anlayabiliyordu beyaz olan ama tam bir tanımla konuşamıyordu.

Hoseok içkisinin son yudumunu aldı ve ayaklandı.

Yoon sorgular gözle;

"Nereye gidiyorsun?"

"Biraz hava almaya ihtiyacım var yoon. Benimle gelmek ister misin?"

Beyaz olana hafif bir kırgınlık gelmişti sanki. 'Neden kötü?' Sorusunu uyandırmıştı, son zamanlarda çok karışık olan zihninde.

Onun için elinden gelenin bile en iyisini yapıyordu. Sorun o değil ise neydi?

Hoseok üzerini giyinmiş, evden ayrılırken konsolun üzerinde duran arabasının anahtarını almış ve garaja inmişti.

O sırada yoongi'de hazırlanmış, babacığının peşinden gitmişti.

Bir buçuk saatlik yolculuğun sonunda kumsala gelmişlerdi.

Bu soğukta burada ne işleri vardı ki?

Hoseok ilk önce kendi ayakkabılarını çıkarmış, sonra eğilip beyaz olanın ayakkabılarını çıkarmıştı.

Yoongi'nin parmaklarını parmaklarına geçirerek yürümeye başlamışlardı.

"Bir sorunun olduğu aşikâr " devam etti konuşmasına
"Anlatmak ister misin?"

Beyaza dönerek;
"Istiyorum yoon. Hiç istemediğim kadar hemde. Dinler misin beni?"

Yoongi anlamıştı. Birşey olmuştu. Onu o kadar çok etkilemişti ki, bu işine bile yansımıştı.

"Tabii ki dinlerim. Anlatman yeterli."

Hoseok derin bi iç çekti.

"Şu an gördüğün kişi, içinde yarattığı hoseok'a benzemeye çalışan birisi yoongi." Ve devam etti yoongi'nin çok şaşırıp ona daha çok bağlanmasını sağlayacak konuşmasına.

"Ben bu değilim. Ben bu değildim. Hiç olmadım."

Say what you want | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin