12 | Deep

1.3K 132 8
                                    


'Life was a shit'

Tam olarak buydu. Herkesin eşitsizlik altında büyüdüğü bir hayatın, boktan olmamasına imkân yoktu.

Bazıları bunlardan sıyrılıp, yaşamlarını kurtarırken, diğerleri ise bir kuyuya atılıp, ölüme terk edilirdi âdeta.

Işte hayatın boktan olması da buradan gelirdi.

Bir gay, homofobiklere karşı hep kimliğini saklardı. Dışlanmamak için, ezilip, kırılmamak için. Ama bir kesimde bunu kudurturmuşcasına yüzlerine vururdu.

Insanların bazı istekleri veya bir başka kişilikleri hep içinde kalır, onu çıkartmak için çabalardı.

Tıpkı hoseok gibi.

Anlatmasını istiyordu yoongi. Hem de deli gibi. Bunca yılını kendi ruhunun gölgesi altında mı geçirmişti?

Hoseok oturduğu kumsalın manzarasına dalmıştı. Yoongi ise konuşmamış, sadece kafasındaki düşünceleri sorguluyordu kendi manzarasına bakarak.

Sessizliği bozan hoseok olmuştu yine. Dalgın ve yorulmuş ses tonunu yükseltmeye çalışırken yorulmuştu sanki.
"Kendim olmak için çabalamıştım. Elimdeki imkânların en muazzamını sunmuştum kendime. Ama engel olanlar vardı.."

Yoongi gözünü hoseok'dan ayırmamış, ona doğru çevirmişti kendini. Elini onun bacağına attı ve konuşmasına izin verdi.

"Sırf kudurdukları için herşeyimi elimden almaya çalışanlar vardı yoon. Ve istedikleri oldu da.."

Derin bir nefes aldı gözleri dolarken.

"En değerlimi elimden alırken, gözlerini bile kırpmamışlardı. O benim bu sikik hayatımdaki tek sığınağımdı. Tek bağımdı. Ve o gittikten sonra bi bağımda kalmamış, kopmuştum bünyesinde sadece zalimleri yaşatıp, kazandırdığı dünyadan. İçimdeki bütün iyilik ve vicdan duygusu çekilmişti sanki. Ne yaparsam yapayım, bitmiyordu. Bitirmek istiyordum. Çünkü ben bu değilim. Bunu içten içe biliyor olmam bana en büyük darbeyi vuruyordu.."

Kalın sesiyle yutkunmuş, adem elmasının aşağıda yukarı çıkışını izlemişti yoongi.

"Onlar almışlardı hayatımı elimden ve bende aldım. Canlarını, ailelerini, dostlarını, servetlerini aklına ne gelirse.."

Sonuna doğru sesi yükselmiş, içindeki sönmemiş intikam ateşi alevlenmişti.

"Ve almaya devam ediyordum. Ta ki sen gelene kadar. Sen benim içimdeki iyiyi, Benim unuttuğum hoseok'u kabuğundan çıkarttın. Ben buydum. Annemin bana öğrettiği gibi, karıncayı bile incitmeyen biriydim. Onlar bozdu ve sen düzelttin."

Yoongi ağladı. Gözlerindeki yaşları elinin tersiyle itti ve karşısındaki adama dikti gözlerini.

Neler yaşamıştı öyle? Ondan bu denli nefret etmekte neyin nesiydi? O bunu haketmiyordu. O ona sunulanın en güzelini hakediyordu. Ama bunun karşılığı annesini alıyorlardı. 'Hayat acımasızlıktan ibaret' dedi içten içe yoongi.

Elini yüzüne götürdü ve son kez sildi yanaklarını okşayan yaşı. En güzel manzarası hoseok'a bakmaya devam etti.

O artık iyidi. Iyileşiyordu yoongi'nin ellerinde. Içindeki heyecanı gizliyemedi ve babacığının üzerine çıktı yoongi.

Kumsalda olmaları umurunda değildi. Şuan önemli olan hoseok ve hissettiği duygu yoğunluğuydu.

Evet. Böyle başlamamıştı. Belki de böyle ilerlemeyecekti ama sorun değildi. Birbirlerini seviyorlardı. Hemde ikisininde beklemediği şekilde.

Ellerini hoseok'un iki yanına sabitledi ve derince baktı hiç bırakmayı düşünmediği adama.

Dudağını değdirdiği dudağı alev aldı birden. Serin bir kumsalda yandılar o dakikalarda.

Hoseok ellerini yoongi'nin ellerine geçirerek dahada derinleştirdi öpüşünü. Dilini dilinde gezdirdi ve son kez dokunup çıktı dudaklarının arasından yoongi. Nefes nefeseyken konuştu.

"Sana, sana olan aşkım üzerine yemin ederim ki, kim bozarsa bozsun ben düzelteceğim hoseok. Sana yemin ederim ki seni sonsuz seveceğim."

"Sana, sana olan aşkım üzerine yemin ederim ki, seni kim üzerse üzsün ben mutlu edeceğim yoongi. Sana yemin ederim ki seni sonsuz seveceğim."

Yoongi gülümsedi. Hoseok ona baktı ve gülümsedi.

Üzerindeki beyazı yanına indirdi ve ayaklarını kuma biraz daha basarak kalktı hoseok. Parmakları arasında olan meleğin ellerini daha sıkı tuttu ve koşmaya başladı. Yoongi nefes nefese güldü ve merak ettiği soruyu sordu babacığına;

"Hey! Nereye gidiyoruz böyle?"

Hoseok koşuşunu bi nebze yavaşlattı ve kafasını arkasından koşan yoongi'ye çevirdi.

"Evimize. Seni daha derinlemesine sevmeye gidiyoruz beyaz tenlim."

Say what you want | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin