sunfloweroce: let's start
❧
jeonjk: bugün sizin okula geleceğim
sunfloweroce: yani?
jeonjk: yanisi bana bir kahve ısmarlamak ister misin?
sunfloweroce: ne münasebet
jeonjk: ne demek ne münasebet?
sunfloweroce: ben seninle yüz yüze gelmeyelim konuşmak istemiyorum diyorum sen bana kahve ısmarla diyorsun
jeonjk: neden benimle bir şeyler yapmak istemiyorsun?
jeonjk: seni yemeyeceğim
jeonjk: alt tarafı bir kahve içeceğiz
sunfloweroce: seninle görülürsem ne olur biliyor musun?
sunfloweroce: okuldakilerin dilinden düşmem, Mina benimle uğraşır
sunfloweroce: ve ben bunu hiç ama hiç istemiyorum
sunfloweroce: hem seninle buluşacak kadar samimi değiliz
jeonjk: daha ne kadar samimi olabiliriz?
jeonjk: kısaca seninle görüşmek istemiyorum desene
sunfloweroce: seninle görüşmek istemiyorum
jeonjk: vay canına
jeonjk: bu kadar kaba olduğunu bilmiyordum
sunfloweroce: her zaman böyleydim ve görüşmek istemediğimi hep dile getirdim
sunfloweroce: ama ısrarla anlamıyorsun
jeonjk: anlamak istemiyorum
sunfloweroce: iyi de neden?
jeonjk: bu kadar aptal olma
Görüldü✔️✔️
jeonjk: bana bir fotoğrafını at ve ben de bugün okula gelince seni görmemiş gibi yapayım
jeonjk: ne dersin?
sunfloweroce: Jungkook
sunfloweroce: zorlama
jeonjk: sadece bir fotoğraf
jeonjk: lütfen
sunfloweroce:
jeonjk: hesabına kendi fotoğraflarını yüklemelisin bence
jeonjk: sonuçta artık seni tanıyorum
sunfloweroce: gelmeyeceksin değil mi yanıma?
jeonjk: fotoğrafı attığına göre hayır
sunfloweroce: okey
Görüldü✔️✔️
Telefonumun kilidini kapatıp yarım bıraktığım resmime döndüm. Yeni bir resme başlamıştım ve bu hafta içerisinde teslim etmem gerekiyordu ama Jungkook tam da en güzel kısmında bana yazıp resmi yarım bırakmamı sağlamıştı. Bu çocuk gerçekten sinir bozucuydu.
Ama onunla konuşmaya devam ediyordum, nedenini bilmeden. Benden hoşlanmış olması imkansız ve dünyadaki en saçma şey olabilirdi. Hem kendime karşı öz saygım vardı. Onu kabul edemezdim. Kızlarla öylece takılan biriydi ve bu benim de o kızlardan biri olabileceğim anlamına geliyordu. Bunu istemiyordum.
Tamam onu çok tanımıyordum ama konuşma sırasında mesajlarından kişiliğini biraz olsun anlamıştım, kendini beğenmiş ukala biriydi. Ama içinde iyi bir yanı da vardı. Nereden mi biliyorum? Bir gün okul çıkışı eve giderken caddede küçük bir sokak çocuğuna yardım ettiğini görmüştüm. Kadınları kolayca kırabiliyor ama bir sokak çocuğuna yardım ediyordu.
Amalarla bir yere varamazdım. Söylediklerimi amalarla onun iyiliğine çeviriyordum. Ne ara onu kendime karşı bu kadar savunur olmuştum?
Ve fark ettiğim bir şey daha vardı ki bu da beni kolayca tavlayabilecek biri olmasıydı. Gerçekten yakışıklıydı ve huzur verici bir sesi vardı. Kişiliğini saymazsak tam benim tipimdi ama kişiliğini göz ardı edemezdim. Ona o kadar seni seveceğimi mi sandın, sen kimsin ki mesajları atıp ağına düşemezdim.
Oflayarak elimdeki fırçayı kenara bıraktım ve iskemleden kalktım. Bu kafayla işimi bitiremezdim. Çantamı ve ceketimi alıp atölyeden çıktım. Nehir kenarına gidip temiz hava eşliğinde kafamı boşaltmalıydım. Şu an okuldan gittiğime göre Jungkook'la karşılaşma ihtimalimiz de yoktu.
Yolda yürürken kulağıma taktığım kulaklıkla düşüncelerimden biraz olsun soyutlanmak istemiştim ve rahatlatıcı bir şarkı açmıştım. Nehir atölyeye çok da uzak değildi bu yüzden yürümeyi tercih etmiştim.
Yaklaşık on beş dakika sonra boş bir banka oturup nehiri izlemeye başladım. Gerçekten huzur vericiydi ve bu kısımda pek kişi yoktu. Telefonuma gelen grup bildirimleriyle odağım ona döndü. Akşam Lisa'nın evinde parti vardı ve gruptaki çoğu kişi bu partiye gidiyordu. Diğerlerine göre daha fazla samimi olduğum Soo-Young bile ve benim de gitmem için bana mesajlar atıyordu.
Kafamı telefonumdan kaldırdığımda karşıdan gelen kişiye baktım. Siyah eşofman ve gri kapüşonlu giymişti. Başında şapkası ve yüzünde maskesi vardı. Gözleri dışında yüzünde görünen bir yeri yoktu. Kulaklığını takmış koşuyordu. Önümden geçti ve koşmaya devam etti. Gözlerimin üzerinde fazla oyalandığını düşündüğüm için kafamı tekrar telefonuma çevirdim. Fakat sadece üç saniye sonra sol tarafımda bir karaltı belirdi. Başımı kaldırdığımda az önce koşarak geçen çocuğun şapkasını ve maskesini çıkarmış, dağınık saçlı Jungkook olması beklediğim en son şeydi.
❧
tatile gitmiştim bu yüzden bölüm gelmedi fakat iki tane bomba bölümle geldim. umarım seversiniz, oy ve yorum bırakmayı unutmayın ♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
play me like a violin
Fanfictionsunfloweroce: insanları kolayca kırabilecek kapasiteye sahipsin sunfloweroce: ve ben sana bunu yapman için ikinci bir şans vermeyeceğim Görüldü✔️✔️ [ Jeon Jungkook & Rosé Park ] 2019