2.4

4.7K 398 126
                                    


"Bir sorun mu var Rosé?" Başımı geldiğimizden beri ağzını ilk kez açan Chanyeol'e çevirdim.

"Hayır, bakınıyordum sadece." deyip onu cevapladığımda başını sallayıp içeceğinden bir yudum aldı. Getirecek bir kavalyem olmadığı ve tek erkek arkadaşım o olduğu için onu kavalyem olarak getirmiştim.

Bir zamanlar harçlık biriktirmek için kafede çalışıyordum, Chanyeol'de orada garsonluk yapıyordu. Bu sayede tanışmış ve arkadaş olmuştuk. Gerçekten iyi biriydi ve bana bir abi edasıyla yaklaşıyordu.

Davet başladığından beri masada oturuyor, içeceğimizi içip gelenleri izliyorduk. Birazdan Bay Lee konuşma yapacaktı ve gezmeye başlayacaktık.

Başımı girişe çevirdiğimde Mina ve Jungkook ikilisini kapıdan girerken gördüm. Arkalarında da Jennie, Jisoo, Lisa ve Taehyung çifti vardı.

Okulun gözde öğrencilerinin bu sergiye gelmeleri beklenmedik bir şeydi ki etraftaki bir anda yükselen gürültüden diğerlerinin de bunu beklemediği anlaşılıyordu.

Jennie ve Lisa dans bölümündeydiler, Jisoo ise konservatuvar okuyordu. Mina zaten benimle aynı bölümdeydi. Taehyung, Jungkook'un grup arkadaşıydı ve bizim okulda değildi, sadece Lisa'nın sevgilisiydi. Genelde kendi ya da arkadaşlarının bölümüyle ilgili olan önemli etkinliklere katılırlardı, onun dışında partilerde takılır ve çok fazla ortalıkta görünmezlerdi.

İki masa yanımıza geçerlerken bakışlarımı Chanyeol'e çevirdim. Karşımızdaki masada oturan kızla bakıştıklarını farkettim. Hafifçe kıkırdadım ve içeceğimi bitirip geriye yaslandım, zaten o sırada Bay Lee'de kürsüye geçip konuşmasını yapmaya başlamıştı.

Konuşma bittiğinde herkes ayaklandı ve eserlerin konulduğu alana geçip sırayla eserleri incelemeye başladık.

Yaklaşık iki saat sonra mekanın önünde Chanyeol'un çağırdığı taksiyi bekliyordum. Ayaklarıma karasular inmişti, bir an önce eve gidip şu topukluları çıkarmak istiyordum.

"Akşam bendesiniz değil mi?" Jennie'nin sesiyle bakışlarımı yanımdan geçen gruba çevirdim, bakışlarım direkt Jungkook ile çakıştı. Bana bakıyordu ama bakışlarını hemen kaçırdı ve ilerlemeye devam etti. Ben de bakışlarımı daha fazla onun üzerinde tutmadım ve önüme döndüm.

Bugün bana karşı hiçbir bakışını yakalamamıştım ve herhangi bir şey olmamıştı. Büyük ihtimalle kıyafetten tanıma olayını unutmuştu ve hâlâ ben olduğumu bilmiyordu. Bunun için mutluydum çünkü neredeyse tüm okulun önünde gelip benimle konuşması hiç hoş olmazdı. Üstelik yanında Mina vardı ve eğer böyle bir şey olsa Mina'nın ve okuldakilerin dilinden düşmeyeceğimi biliyordum.

Gelen taksiye bindiğimde adresi verip arkama yaslandım ve yol boyunca dışarıyı izledim. Çok yorucu olmasa da uğraştırıcı bir gündü.

Eve geldiğimde direkt ayakkabılarımı çıkardım ve kendimi sırtüstü yatağa attım. Birkaç dakika sonra gelen bildirim sesiyle hayıflanarak doğruldum ve telefonumu elime aldım. Ekrana düşen bildirime tıkladım.

jeonjk: keşke karşı masadaki kızla bakışmak yerine seninle ilgilenen ya da çıkışta seni evine bırakan bir kavalye seçseydin Rosé

texting ve normal hikaye karışık gitmeyi planlıyorum, umarım bu şekilde de hoşunuza gider ♥️

play me like a violin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin