Three

686 89 185
                                    


"Rüyalar ve zihinden çıkamayan yeşil gözler..."

***

Karanlık ve kurtların uluma seslerinin yankılandığı bir ormandaydım. Yerdeki yaprakların kokusundan ve renginden ateşte yanmış olduklarını anlayabiliyordum. Gökyüzü normalden çok daha parlaktı. Gökyüzündeki yıldızlar ise güneş gibiydiler. Öyle ki, eğer o yıldızlar olmasaydı ormanın zifiri karanlık olacağına emindim.

Yerde korkusuzca oturuyordum, orman çok fazla ürkütücüydü ama ben cesurca kömürlerle dolu olan toprakta oturuyordum.

"Hıssss..." arkamdan gelen tıslamaya benzer sesle hızla ayağa kalktım. Gözleri bembeyaz olan, benden yaklaşık on kat büyük olan siyah bir balık havada yüzermiş gibi uçuyordu.

Ne?

Hızla atan kalbimi hissettim, ayaklarım benim haberim olmadan hızlıca hareket etti. Koşmaya başladım. Hızımdan adeta uçacak düzeydeydim ama balığı atlatamamıştım. Hala arkamdan tıslıyor ve beni takip ediyordu.

Korkuyordum, hiç korkmadığım kadar çok korkuyordum. Sonra her şey karardı. Orman, peşimde olan balık ve gökyüzü kayboldu. Bir ses yankılandı.

"Ben yanındayım..."

İlk önce anlayamadığım ses, söylediği cümleyi bir kez daha tekrarladı. Sahip olduğum korkum, güven duygusuna dönüştü. Gözlerimdeki endişe yerini boşluğa bıraktı.

Bu ses Harry'nin sesiydi. Bana sesleniyordu. Ben buradayım diyordu.

"Harry! Harry, buradayım! Neredesin?"

Seslendim ama gelmedi.

"Harry, neredesin? Neredesin, yeşil gözlü çocuk?"

Sonra tekrar etraf aydınladı. Orman, peşimde olan balık ve gökyüzü geri geldi. Balık karşımda duruyordu. Aniden yenilgiyle yere düştü. Sonra ise kendini bir kadın bedenine bıraktı.

Kendimi hemen geriye attım ve yere düştüm. Karşımdaki kadın yaşlıydı ama tanıdık gözüküyordu. Bana gülümsedi.

Bana doğru geldi ama ben geri geri sürünüyordum. Burada ne olduğuyla veya bu kadının kim olduğuyla ilgili bir fikrim yoktu. Aslına bakarsanız, son günlerde hiçbir şey ile ilgili bir fikrim yoktu.

"Korkma, korku kötüdür. Gücüne inan, gücünü değil o balık, gökteki yıldızlar bile yenemez." Bana yaklaştı, yaklaştı ve yaklaştı. Önümde eğilerek, "Yüzüğü koru, o seni hep güvende tutacak. Beni bekle, yine geleceğim."

Sonra ise her şey kayboldu.

"Octavia, kendine gel! Octavia!" Kasey'in sesini duyduğumda, gözlerimi araladım.

"Tanrıya şükürler olsun, iyisin." Jade beni kollarına alırken, koluma gözyaşı damladı. Neden ağlıyorlardı?

"Noldu bana?" Sesim tahminimden güçsüz çıkmıştı. Kızlar birbiriyle bakıştı ve bana döndü.

"Çok fazla fırtına olduğu için Zayn ile olan tanışmamızı erteledik. Eve kendimizi zar zor attık. Sen gelir gelmez başının ağrıdığını söyleyip, odana çıktın. Birkaç saat sonra seni uyandın mı diye Jade kontrol etmeye geldi. Ama seni yerde transa geçmiş bir şekilde bulduk. Doktoru aramaya çalıştık ama hatlarımız çekmiyor. Dışarıdaki fırtına hala tehlikeli." Kasey sözünü bitirip derin derin nefes aldı.

Kalkmaya çalıştım. Dediklerinin hiçbirini hatırlamıyordum ve bu garip olaylara alışıyordum sanırım. Gördüğüm rüya ise bu olaylardan çok fazla etkilendiğimi gösteriyordu.

CHECKMATE | harry styles.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin