"Tehlikede olan kurban..."***
Üstümüze düşen, alevlerle kaplı disko topunu gördüğünde aniden çığlık attım. Aynı zamanda gözlerimi de kapatmıştım. Vücuduma sarılan kolları hissettim, bir beden beni korumak için altına aldı. Sonra ise ani bir inleme duydum. Harry'ye aitti.
Beni korumak için kendini ateşin altına atmıştı. Gerçek anlamda.
Korkuyla gözlerimi açtım. Disko topu, nasıl olduğunu anlamadan birden karşımıza fırladı. Hala kargaşa devam ediyordu. İnsanlar koşturup bağırıyorlardı, bardaki çalan şarkı ve dönen renkli ışıklar hala açıktı. Kafamı kaldırdığımda Harry'nin acıyla buruşmuş ve terlemiş yüzüyle karşılaştım.
"Harry..." diye seslendim. Gözlerini açtı, etrafa baktı. Canının yanmasını umursamadan, ani bir hareketle bileğimden tuttu ve beni çıkışa yönlendirdi.
O an fark ettim, kolu yanmıştı.
Yanan disko topu, koluna temas edip fırlamıştı. Ama o bunu umursamıyordu bile. Canı yanmıştı, beni korumak için canı yanmıştı.
Çıkış kapısını açmaya çalıştı ama kilitliydi. Kim neden böyle bir şeyi yapardı? "Sikeyim böyle işi..." Sinirle saçlarını karıştırdı ve omuzuyla kapıyı zorlamaya başladı.
"Harry dur, kolunu daha kötü hale getireceksin." Bu söylediğim sadece bir cümleydi, bunun gibi onlarca cümle kurdum. Ama Harry durmadı, buradan çıkmaya odaklıydı. Sanki benim sesimi duymuyor gibiydi. Farklı biri olmuştu.
Sonunda kapıyı kırarak açtı, beni de beraberinde çekti ve yanan bardan kurtulduk. Arkamızda bizim kapıyı kırmamızı bekleyen bir yığın insanı ancak bardan çıkınca fark ettim.
Harry beni çekiştirerek bir ara sokağa soktu. Sadece sokak lambalarının aydınlattığı, tüyler ürpertici bir sokaktaydık. Arkama döndüğümde, aniden ayaklarımın bağı çözüldü.
Arkamızda bir karartı bizi takip ediyordu! Harry'nin adımları daha da hızlandı. Beni adeta sürüklüyordu. "Harry arkamızda bir şey var."
Bana cevap vermeden, bir kolunu belime diğer kolunu ise bacaklarımın altından geçirerek kucağına aldı. Eğer arkamızdaki o siyah şey olmasaydı şuan çığlıklar eşliğinde beni yere indirmesini söyleyebilirdim.
Ya da söylemezdim, bilmiyorum.
Harry hızını daha da arttırdı. Ama karartı bizi takip ediyordu. Aramızda fark yoktu, üstümüze atlasa bizi yakalayacak gibiydi. Sokak gittikçe karanlıklaşıyordu. Sokakta ilerledikçe, lambaların kapalı veya bozuk olduğunu görüyorduk. Harry sağdan bir sokağa saptı. Ve aniden durdu.
Çıkmaz sokaktaydık.
"Harry ne yapacağız?" Beni yere indirdi ve beni duvar ile arasına aldı. Hala beni korumaya mı çalışıyordu? Kolu beni kaldırdığı için çok daha kötü hale gelmişti. Bunun farkında mıydı emin değildim.
Bana döndü ve yüzümü ellerinin arasına aldı, "Korkma, hissettiğin korku onu daha da güçlendiriyor." Şaşkınlıkla ona bakarken, o ise gözleriyle yüzümü tarıyordu. Sanki bir şey arıyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHECKMATE | harry styles.
Fantasy❝ Kendimi kaybettim, Şah. Seni kaybettim, Mat. ❞ ••• "Çünkü patronun bir numaralı elemanı Harry, ona çok güveniyor. Ve işin kötüsü Octavia, bende Harry'nin göz karalığına oldukça güveniyorum. Patronun verdiği talimatları dinler, anlar ve bahsi geçen...