"Ve dengeler bozulmaya başlar..."***
Koca iki hafta.
O garip ama güzel olan lunapark gününden sonra Zayn'in telefon konuşmasına istemeden şahit olup, beynimi kemiren düşüncelere daldığım koca iki hafta.
Jade için mi endişelenmeliyim, yoksa Zayn'in birileri için insanları öldürme ihtimaline mi kafa patlatayım, kaybolan yüzüğümün ardından iz mi süreyim, yoksa tüm bunların nasıl beni bulduğuyla ilgili bir falcıya mı danışayım diye oturup iki hafta boyunca düşündüm.
Sonuç mu?
Koca bir hiç.
Yüzüğü kaybettiğimden beri, bilinmeyen numaradan ses çıkmıyordu. Bunun beni rahatlatması ve "sonunda kurtuldum" diye derin bir nefes aldırması gerekirken, olmaması gereken bir şekilde tedirgin hissediyordum. Sanki iplerin kontrolünü kaçırmışım gibiydi. Yapmam gereken yüzüğü bulmakmış gibi hissediyordum.
Haftalar önce yüzükle ilgili gördüğüm bir rüya vardı. Kendimi korkunç bir ormanda bulmuş, sonra ise ne olduğu belirsiz uçan bir balık tarafından kovalanmıştım. Harry'nin sesini duymuştum, sonrasında da cadıları andıran bir kadın tarafında öğütler dinlemiştim. Uyanmamla, kızlar transa geçtiğimi ve yirmi üç saatte aşkın bir süredir uyuduğumu söylemişti.
Rüyamla ilgili en belirgin durum ise, cadının yüzüğü korumamı söylemesiydi. Onun beni güvende tuttuğu vurgulanmıştı ama bu bir rüyaydı. Sizce bu rüya, bilinç altımın hileli bir oyunu muydu yoksa üstüne anlam yükleyerek harekete geçmem gereken bir uyarı mıydı?
Kendimi, bir anda gerilim filmlerinde bulmuş gibi hissediyordum. Bundan önce ki hayatım da çok normal sayılmazdı tabii; ortalıkta olmayan bir anne, babalık yapmayan, siyasi oynayan bir baba... "Yuvamda" hissetmemi sağlayan tek şey kızlarla beraber yaşadığım bu evdi, tabii ev işleri sırası bana gelinceye kadar.
Kızlarla beraber ders çalışır, pijama partileri yapar, okuldaki kendini havalı sanan ama ergenliğin dibine vurmuş kızları çekiştirir ve hayatımıza devam ederdik. Yaşadığımız en büyük aksiyon, okulda çıkan kavgalardan ibaretti.
Sonra ise bir anda hayatımız değişime girmişti. Yıllardır kimsenin yüzüne bakmayan ve beğenmeyen Jade, bir anda Zayn'e vurulmuştu. Bu da yetmiyormuş gibi; sokakta gayet korkutucu bir şekilde tanışmak durumunda kaldığım Harry, Zayn'in en yakın arkadaşı çıkmıştı. Dolayısıyla çocukla hep karşılaşıyorduk, ki ben bu çocuktan cidden hiç hoşlanmamıştım.
Garip biriydi ve kendisinin garip olmasının yanı sıra, olduğu ortama da belalar getiriyordu. Hayır, bunu fark etmem için çok zeki olmam gerekmemişti.
Peki ya, bir anda ortaya çıkan yüzük? Pencereden fırlatmama rağmen, tekrar yanıma gelen ve asla kurtulamadığım yüzük... Veya durun, durun! Ben kurtulmaya çalıştığımda bir türlü başarılı olamadığım ve beni "acaba delirdim mi?" diye şüpheye düşüren yüzüğün, bir anda ortadan kaybolması?
Başa çıkamadığım, düşünsemde çözüm bulamadığım o kadar olay vardı ki... Ve ben kimseye bahsedemiyordum, olanları bilen ve şahit olan tek kişi Harry idi. Ama çocukta taş sabrı vardı sanki, hiçbir olanı garipsememişti bile. Hiçbir şeye anlam veremiyordum, sanki birileri tarafından oynatılan bir kuklaydım ve beni hangi tarafa çekeceklerini beklemekten başka bir şey yapamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHECKMATE | harry styles.
Fantasía❝ Kendimi kaybettim, Şah. Seni kaybettim, Mat. ❞ ••• "Çünkü patronun bir numaralı elemanı Harry, ona çok güveniyor. Ve işin kötüsü Octavia, bende Harry'nin göz karalığına oldukça güveniyorum. Patronun verdiği talimatları dinler, anlar ve bahsi geçen...