Nine

356 29 12
                                        


"...kulak misafiri..."

***

Nefesimi tuttuğum, yüzüme sertçe işleyen rüzgârı bile hissedemeyeceğim kadar heyecanlandığım bir an yaşamıştım. Bu heyecan korkudan mı yoksa yakınlığımızdan dolayı mı emin değildim ama Harry hızla arkasını dönüp arabaya ilerleyince, heyecanım da korkum da uçup gitmişti. Tabi yerine gelen sinir gecikmemişti de.

Onun yüzünden dönme dolaba binememiştim, arabada da beni evime bırakana kadar suratını asmıştı.

Biri beni görmezden geliyormuş gibi hissettiğimde direkt o kişiye bakmaya başlarım ki beni fark etsin. Yol boyunca Harry'ye baktığım halde ısrarla dönüp bana bakmaya tenezzül etmemişti.

Benim tanıdığım Harry, en azından çarpıştığımız günden beri gözlemlerime dayanarak, Harry de ciddi bir anormallik seziyordum. Değil onu dakikalarca süzmek, ufak bir bakış attığımda bile çapkınca sırıtıp, imalarda bulunurdu.

Ya kafası çok doluydu ya da çok sinirliydi.

İki seçeneğin de benimle uzaktan yakından alakası olmadığını biliyordum. Ama çok hassas biri olarak, görmezden gelinmek beni kırardı.

Üstelik gecenin sonuna doğru yaptığı konuşmayı baz alırsak...

Dengesiz herifin tekiydi.

Şuan ise, okulun saçma sapan bir şekilde dizilmiş banklarından birine oturmuş, elimdeki sıcak çikolataya üzgünce bakıyordum. Cidden neydi bu başıma gelenler?

Henüz bulamadığım yüzük, gittiğim her yerde belayı çekmem, Harry'nin her zaman gelip dengemi bozması, barda çıkan korkutucu olay, siyah silüetin bizi kovalaması, gördüğüm rüya, sınıfta olan gizemli olay, bilinmeyen numara...

Sahi, yüzüğü kaybettiğimden beri bilinmeyen numara hiçbir şey yazmamıştı. Garip.

Düşünmekten kafayı yiyecek bir raddeye ulaştığımı tahmin etmeye başladım ve sinirden hızla masadan kalktım. Hızımla çarptığım masanın sallanmasından dolayı bir dolu sıcak çikolata, şortumun açık bıraktığı bacağıma döküldü.

Ve siktir, yandım.

Etrafta ki banklarda oturan birkaç kişi bana bakıp gülerken sinirle küfür savurdum. Cidden bacağı yanan bir insanın ne haltı komikti merak ediyordum.

Daha çok merak ettiğim şeylerden biri ise, böyle bir olaya gülecek kadar aptal olan insanlarla neden aynı havayı soluduğumdu.

Gülenlere dik dik bakmayı ihmal etmeden hızla merdivenlerin yolunu tuttum. Üzerimi silsem iyi olacaktı, biliyorum artık çoktan yandım ve fayda etmeyecek ama-

"Ne demek gözcü kızı öldürecek?!"

Kafam düşüncelerle o kadar doluydu ki, yanlışlıkla erkekler tuvaletine girdiğimi, duyduğum erkek sesiyle anladım.

Aslına bakarsanız kimseye çaktırmadan geri dönecektim, ama istemeden duyduğum 'öldürmek' fiili günlük hayatta fazla kullanmadığım bir kelime olduğundan, köşedeki kabine geçip kulak kabartmamı sağladı.

"Sikerim böyle işi! Kızın o kişi olmadığını anlayıp, tüm sinirini bir masumdan mı çıkaracak!"

Aniden bir yumruk sesi geldiğinde az daha çığlık atıyordum, muhtemelen konuşan kişi sinirle duvarı yumruklamıştı.

"Bu konuyu çözeceğiz, Kevin'a söyle. İki gün sonra her zaman ki mekanda."

Herhangi bir veda faslı geçmeden konuşma sonlandı, dinlediğim kişi tuvaletten çıktı ve gelen su sesiyle elini yıkamaya başladığını anladım.

Duyduklarım hakkında ne düşünmem veya ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Ama merakıma yenik düşerek kapıyı aralayıp, konuşanın kim olduğuna bakacağımı tahmin etmiştim.

Tanrım, keşke merak etmeseymişim.

Konuşan kişi, bizim yıllardır bir ilişkisi olmayan Jade'in flörtüydü.

Zayn.




Why you gotta be so rude?
Neden bu kadar kaba olmak zorundasın?

Don't you know I'm human too
Bilmiyor musun, bende insanım.

CHECKMATE | harry styles.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin