"Cesaret ve korkular, seni tamamlarlar..."***
Harry'nin sözleriyle donup kalırken, o sımsıcak nefesini kulağımın altına üfledi ve geri çekildi. Gözlerinin rengi koyu yeşile dönerken ve dudakları olduğundan çok daha kırmızı olmaya başlarken korkuyu hissettim. Onu sinirlendirmemem gerektiğini bilmeliydim.
O gittikçe daha farklı bir hal alırken, Harry'nin arkasında, pamuk şeker satan bir adamın yanında duran, dik dik bize bakan Kasey'i gördüm.
Harry hızla gözlerini kapattı ve duyamadığım tonda bir şeyler fısıldamaya başladı. Ellerini yumruk yaparken, titrediğini fark ettim.
Şuan ben korkudan, Harry ise nedenini bilmediğim bir şekilde birlikte titrerken dışarıdan ne kadar 'anormal' gözüktüğümüzü düşündüm. Umarım Kasey aklından saçma şeyler geçirmiyordur.
Durumun ciddiyetine vararak, Kasey'le göz göze geldim ve bakışlarımla 'kurtar beni' demeye çalıştım. Zihnimden bu sözü geçirirken, Kasey'in yüzü kızardı, gözleri ve ağzı aynı anda açıldı.
Neler oluyor?
Kasey'in attığı çığlıkla, Harry gözlerini açtı ve titremeyi kesti. Hızla Kasey'e döndü. Normale dönmüştü...
Kasey hızla bize doğru koşarken, derin bir nefes aldım. Lunaparktaki aletlere binen insanların çığlıklarından dolayı, Kasey dikkat çekmemişti. Birkaç ergen erkek haricinde.
Etrafımdaki herkes ya deliydi, ya da yavaş yavaş kafayı yiyordu.
Kasey birden kollarını bana sardı ve sarılma bahanesiyle beni Harry'den uzaklaştırdı. Harry az önce yaşadığı olayları düşünür gibi gözlerini yere dikti ve ensesini kaşıdı. Kasey'in fısıltılı sesini kulaklarımda işittim, "İyi misin?"
Ona ufak bir baş sallaması verirken, Harry'nin duymamasına özen göstererek geri fısıldadım, "Teşekkür ederim... Her şeyi anlatacağım."
O da benim sırtımı ovaladı ve ayrıldık. Kasey'in bakışları ben ve Harry arasında gezindi ve boğazını temizledi. Umarım saçmalamaz çünkü anladığım üzere şuan kafasında kuruntu yapıyor.
"Eee ne yapıyorsunuz burada? Yoksa birbirinizi mi kokluyordunuz?"
Kahretsin...
Benim gözlerim gökyüzündeki ayla eş değer olacak şekilde büyürken, Harry de gülmemek için kendini tutarak bana doğru baktı. Ona ters bir bakış atarak bizi izleyen Kasey'e döndüm.
Batırdığını anladığında, "Şaka yaptım!" Dedi. Harry ve ikisi gülmeye başladıklarında ofladım.
"Hey hadi gelin! Hız trenine bineceğiz!" Zayn elinde birkaç tane biletle bize doğru gelirken, arkasındaki Jade ise gülerek onu takip ediyordu.
"Ah, bende gidiyordum. Size iyi eğlenceler!" Harry sonunda gülmeyi bırakıp, gitmeye yeltendiğinde Zayn kolunu omzuna attı, Jade ve Kasey'e döndü.
"Kızlar! Bu Harry, Harry bu Kasey ve bu da..." Zayn kendine tanıtma görevini üstlenmişti. Çünkü benim tanıştırmaya falan niyetim yoktu. Sıra Jade'e geldiğini adını söylemeden dudağını ısırdı ve Jade'i süzdü.
"Ve bu da Jade." Jade utanarak başını eğdiğinde, yüzümü buruşturdum. Gözlerimi tiksintiyle onlardan çektiğim anda, sırıtan Harry de önüne döndü ve göz göze geldik.
Aman ne güzel!
Ortam iyice vıcıklaşmaya başlarken Kasey katlanamamış olacak ki, "Gece hız treni ne güzel olur! Ama ben gelemiyorum, biliyorsunuz başım dönüyor. Harry, benim yerime sen gitsene." Sinirle Harry'ye bakmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHECKMATE | harry styles.
Fantasy❝ Kendimi kaybettim, Şah. Seni kaybettim, Mat. ❞ ••• "Çünkü patronun bir numaralı elemanı Harry, ona çok güveniyor. Ve işin kötüsü Octavia, bende Harry'nin göz karalığına oldukça güveniyorum. Patronun verdiği talimatları dinler, anlar ve bahsi geçen...