13

27.6K 1.4K 633
                                    

Okul sona erdiğinde kızlara onlarla gitmeyeceğim hakkında birşeyler uydurduktan sonra bahçeye indim. Selim de kapının orda bekliyordu zaten. Yanına gittiğimde başını kaldırdı. "Selam" dediğinde ben de ona karşılık verdim.

Birlikte okul çıkışına doğru yürürken duvara yaslanmış ve bana kaşlarını çatmış bir şekilde bakan Çınar'ı görmemle kalbim yine hızlanmaya başlamıştı.

Biraz sinirli gibi görünüyordu. Gerçi bugün her gördüğümde sinirliydi ya, orası ayrı. Bu sinirinin sebebi de o kızdı zaten!

Umursamamaya çalışarak Selim'le beraber yürümeye devam ettim. Selim de bugün bir tuhaftı. Eski cıvık halleri yoktu. Ben bu halini tercih ederdim ama.

Neredeyse hiç konuşmadan şirin bir kafeye geldiğimizde boş bir masa bulup oturduk. Selim "Sana her zamankinden mi, Limon?" diye sorunca tebessüm ederek "Lütfen," dedim.

Selim siparişlerimizi verdikten sonra bana döndü. "Neden böylesin Limon?" diye sordu samimi bir şekilde.

Nasıldım ki?

"Nasılım ki?" diye sorduğumda hafif gülümsedi.

"Sessizsin ve alınma ama biraz soğuksun."

"Bilmem belki de böyle olmamın bir sebebi vardır?"

"Öğrenmek istiyorum."

"Buraya benim neden sessiz olduğumu konuşmak için geldiğimizi sanmıyorum," dedim rahatsız bir şekilde. O da hemen anlamışçasına konuştu.

"Çok pardon unutmuşum bir an," dediği sırada siparişlerimiz geldi. Teşekkür ederek limonatamı önüme aldım. Selim de kahvesini aldığında garson masadan uzaklaştı.

"Buraya asıl gelme sebebim, senden birşey rica etmekti aslında," dediğinde kaşlarımı sorarcasına çattım. Limonatamı yudumlarken "Okulda sevdiğim bir kız var. O da beni seviyor gibi ama hislerini pek anlayamıyorum," dedi. Ben şaşkınca baktığımda "Evet evet, bir aralar seni seviyordum. Ama bu sadece bir hoşlantıdan ibaretmiş," dedi.

Aslında rahatlamıştım. Artık beni sevmiyordu. Şu anda hiç değilse sevgisinden karşılık alabilirdi. Aklıma gelen şeyler kaşlarımı çattım ve "İyi hoş, birini seviyorsun da bunun benimle ne alakası var ki?" dedim.

Beklenti dolu gözlerle konuşmaya başladı. "Dedim ya sevdiğim kızın bana karşı ne hissettiğini anlayamıyorum. Diyorum ki, seninle sevgili taklidi yaparsak ben bu kızın bana karşı ne hissettiğini anlayabilirim. Anlarsın ya, kıskanır falan ben de anlarım seviyor mu sevmiyor mu diye."

Gözlerim kocaman açılırken limonatamı püskürtmemek için kendimi zor tuttum. Bunu hayatta kabul edemezdim.

"Selim, sen ne dediğinin farkında mısın? Hem bir sürü kız var senin için çırpınan. Onlarla yapsana sevgili taklidini," dedim hızlı hızlı konuşarak.

Selim rahatsız bir şekilde ofladı ve "Limon, hani ben uzun zamandır senin peşinde koşuyodum falan o yüzden seninle sevgili taklidi yapalım diyorum. Başka biriyle yapsam kız anlar herhalde," dedi.

Kesin bir dille "Olmaz," dedim.

Asla kabul etmeyecektim!

5 dakika sonra

"Limon çok teşekkür ederim kabul ettiğin için!"

Evet, kabul etmiştim!

Selim'e milyonuncu kez "Önemli değil" dedikten sonra kafeden ayrıldık. Selim'le vedalaştım ve eve gidip kendimi yatağıma attım.

LİMONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin