25

26.8K 1.3K 836
                                    

Ağzımızı bir metre açmış gelenlere bakıyorduk çünkü bizimkilerin yanında okulun en gevşek kızları vardı.

Doğukan'ın yanında Pelin,

Çınar'ın yanında Şule,

Mert'in yanında Seda,

Ümit'in yanında...Ümit yoktu amk.

Çifte kumrular gülüşerek gelirken kızlara döndüm.

Hale, "Şimdi sıçtım bacağına Doğukan"

Gülsüm, "Sıçtığın boku sana yedirmezsem n'oliym Mert"

Ben, "Bileydim beyle olacaanı"

Kızlar benim lafımla bana dönerken omuz silktim ve "Bi bok yaptığımız yoktu. E, hepsi de yakışıklı. Kaparlar böyle" dedim. Kızlar çaresizce başını salladı.

Gülsüm, Mert'i seviyordu. Mert'de Gülsüm'ü seviyordu ama niye böyle kızlarla yakın anlamamıştım.

Hale de Doğukan'ı seviyordu. Doğukan da Hale'yi. Hale bana Doğukan'ı sevdiğini söylemişti. Doğukan'ın Hale'yi sevdiğini de İnstagram'dan anlamıştım.

-Bunu anlatana kadar yazarın götü çıktı kfldjdk-

Başımı tekrar bizimkilere çevirdiğimde gevşek kızlar yoktu. Bizimkiler masada oturmuş kendi aralarında konuşuyorlardı. Kızlar da bunu fark etmiş olmalı ki gülüyorlardı. Gülsüm bir anda yerinden fırlayarak "Kalkın gidelim şunların yanına. Neymiş dertleri öğrenelim," dedi.

Hale de ondan gaza gelip "Aynen, biz burda bok başı mıyız!" diyip kalkınca ben de sap gibi kalmamak için kalktım.

Kızlar gibi birşey söyleme gereksinimi duyunca "Ha, aynen, aynılarından, tabi, yani gidelim, gitmeliyiz, gitmek zorundayız, yani gitmemiz şart tabi, hani gitmezsek kaparlar. Kapmasınlar dimi? Yani kötü olur sonra, uf olur," diye saçmalamaya başladım.

Kızlar bana bir süre anlamsızca baktı. Ardından uzatmadan sevdiceklerimizin masasına yürümeye başladılar. Ben de hızla peşlerine takıldım. Masaya geldiğimizde boş kalan sandalyeleri çekip oturduk.

Ameleler sesimizi fark edince bize döndü.

Dönmez olaydılar.

Ah, kalbim!

O nasıl bakışdır, Çınar yiğidim! Kalbime geldi aq!

Sonunda konuşmayı akıl edebilen en zekimiz Gülsüm kinayeli bir şekilde, "Ooo keyifler iyidir umarım beyler!"

Mert sıçtığını anlamış olacak ki sertçe yutkundu. Diğerleri de keyifli olduklarını belirten sesler çıkarırken, Hale bir anda masaya vurdu. "Sizin keyfinizi s-" söyleyeceği şeyi fark edince onu hızla dürttüm. "Sizin keyfinizi severim, hem de öyle bir severim ki kimse alamaz elimden. Dimi kızlar?" dedi ve bana fısıldadı. "Birşey söylesene, sarı."

Olaya hemen müdahale edip sanki merak etmiyormuş gibi yaparak - ya da yapamayarak :( -
" O kızlar niye yanınızdaydı sizin öyle?" diye sordum. Bu soruma karşılık Çınar tek kaşını kaldırarak imalı bir şekilde bana baktı.

Kaşını ıstırdıgımın evladı!

"Bilmem, konuşmak istemişler bizimle," dedi Çınar yine imalı bir şekilde.

Sinirlenmiştim.

Kızların da sakin kalmaya çalıştıklarını anlayabiliyordum.

Gülsüm tuttuğu nefesini sert bir şekilde dışarı verdi. "Ne konuşacaklarmış acaba?" diye sordu.
Doğukan, "Bilmem, dış görünüşümüzün güzelliğinden falan bahsettiler. Sıradan şeyler işte," dediğinde Hale hızla ona döndü. Gülsüm de Mert'e. Ben de doğal olarak Çınar'a.

LİMONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin