LİMON

30

Limon: Defneeeeee

Defne: Efendim yawrum?

Limon: Defneeeeeem

Defne: Buyur güzelim?

Limon: Deeeeeefneeeee

Defne: Konuşmayı mı öğreniyon amk noldu?

Limon: Kantine gelsene bi'

Defne: İşim var

Defne: Şule'yi dövüyorum .

Limon: O da önemli ama benimki daha önemlii!!

Defne: Ehehhehehe

Limon: Noldu?

Limon: Niye psikopat gibi aniden 'Ehehhehehe' yapıyosun aq

Defne: Şule'nin yeni yaptırdığı tırnağını kırdım.

Limon: jföcjfldkdfk

Defne: Neyse ellerimi yıkayıp gelicem.

Defne: Malum az önce bi badanayı dövdüm.

Defne: Bütün boyası elime bulaştı

Limon: Amk harbi psikopatsın ha djkdkdld

Defne: Öyleyimdir huyum ıslansın.

Limon: Jgkfldfdk

...

Kantinden Defne'yle kendime birer kahve alıp masaya geçtim. O sırada Defne gelmişti zaten. Kahvesini önüne bıraktım. Teşekkür edip, "Eee, niye çağırdın beni?" dediğinde hınzırca gülümsedim.

"Hani bizim sınıfta Ali var ya," diye konuşmaya başlayınca anında yanakları kızardı.

Allah'ım biliyordum!

Defne, psikopat falandı ama söz konusu sevdiği olunca hemen utanıyordu.

"Evet var," dedi yavaşça.

"İyi çocuk dimi? Yakışıklı, boylu poslu, komik-" daha devam ettiriyordum ki Defne aniden dikleşti.

"Höst ulaaan o senin enişten!" dediğinde kahkaha atmaya başladım. O ise anlamaz gözlerle bana bakıyordu. "Ali'yi seviyorsun?"

"Sevmiyorum."

"Seviyorsun."

"Sevmiyorum."

"Aaa şu Ali'nin yanındaki kız kim?" dedim başka bir yere bakarak. "Sıçtım bacağına Ali" diye anında arkasına dönünce kahkahayı bastım. Önüne döndüğünde kandırdığımı çoktan anlamıştı.

"Seviyorsun?"

"Tamam lan, Seviyorum. Ne yapayım?" dedi heyecanla.

Kahvemden bir yudum alıp, "O da seni soruyor. Dedi ki, Defne'yi bana ayarlar mısın?" Defne ağzındaki kahveyi anında püskürtürken gözlerini kocaman açtı. "Şaka mı lan bu?" dedi.

"Değil," dedim başımı iki yana sallarken. Bütün kantinin bize dönmesini sağlayacak bir çığlık attı. Sonra kalkıp bana sarıldı. "Sizi baş göz edicem," dediğimde "Hayır," dedi.

"Neden" dedim kaşlarım çatılırken. "Bundan sonrası bende. Görürsün bak yarın el eleyiz Ali'yle. Teşekkür ederim aşkım," diyip yanağımı kocaman öptü ve koşa koşa gitti.

Ardından, "Deli kız," diye söylendim ve kahvemi yudumlamaya başladım. "Senden delisi var mı?" dedi Çınar.

Çınar mı?

Hemen yan tarafıma döndüğümde Çınar'la göz göze gelmeyi beklemiyordum. Aramızda bir kaç santim vardı. Hızla geri çekilip masadan ayrıldım. Arkamdan Çınar'ın sesini ve mükemmel kahkahasını duyabiliyordum.

"Limon Güzeli!"

Finale de az mı kaldı ne?