Yaptığım salaklığın korkusuyla okula doğru yürümeye devam ettim.
Ne çeşit bir maldım ben acaba?
Gerçi Hale'nin tek arkadaşı ben değilim ki.
Anlamamıştır,
Anlamaz,
Anlamamalı,
Anlamayıversin,
Anlayagelmesin,
Anlayayazmasın!
Lan, birşey söylesenize!
Yanımda Hale ve Gülsüm, beynimde boktan düşünceler okula gelmiştik.
Bahçeye girdiğimizde Selim'i yine yanımda buldum.
Sahi, bu ne ara gelmişti ki yanıma?
Hmmm, ilginç...
"Limon" dediğinde tek kaşımı 'ne' anlamında kaldırdım. Dudakları iki yana kıvrılırken "Okul çıkışı boş musun" dedi.
"Evet."
"Ben diyorum ki okul sonrası seninle bi kafede buluşsak mı?"
"Hayır."
"Lütfen beni kırma. Bak bu sefer gerçekten ciddi konuşucam. Eğer bir hatamı görürsen bir daha yanına yaklaşmam."
Selim böyle söyleyince yumuşamıştım. Gerçekten çok nazik sormuştu ve sanki birdenbire değişmişti. Hem yine saçma bir harekette bulunursa yanıma yaklaşmazdı.
"Tamam o zaman."
Selim'in gözlerindeki mutluluk görülmeye değerdi. Gerçekten değişmiş miydi acaba?
Bunu, bugün öğrenecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON
Historia Corta•texting, tamamlandı. Bilinmeyen Numara: Seni seviyorum. Çınar: Siktir! Çınar adlı kişiye artık mesaj gönderemezsiniz!