BURAK'TAN
Tuğçe Hanımın kapısını tıklayarak girdim içeri.
'Kusura bakmayın Tuğçe hanım randevum olmadan geldim ama bir an önce gelip konuşmam gerekiyordu.'
'Kötü bir durum yoktur umarım.'
'Bilmiyorum kötü mü iyi mi. Bana göre iyi ama Hanne nasıl tepki verir bilemiyorum. O yüzden size geldim.'
'En doğrusunu yapmışsınız dinliyorum sizi.'
Derin bir nefes alarak nereden başlamam gerektiğini düşündüm.
'Hannenin o zamanlar kaldığı hastaneye gittim. Amacım hem onun öldüğünden emin olmaktı hemde Su' nun mezarının yerini öğrenmek. '
Biraz durup olayları kafamda toplamaya çalıştım.
' Hastanede Su'nun ölüm raporunu bulamadım. Ona dair hiç bir şey bulamadım. Doğum kaydı da yoktu. Hannenin o zaman bahsettiği doktorlardan birisi hala hastanede çalışıyormuş. Onunla konuştum. Su ölü doğmamış. Yaşıyormuş.'
'Ama neden o zaman öldü demişler? Şimdi neredeymiş?'
'Hanenin yaşı küçük olduğu için ve psikolojisi normal olmadığı için Su' yu ona veremezlermiş. Kerim bey de Su'nun yaşadığını öğrenirse bırakmaz diye ona da söylememişler. Hannenin hamile olduğuna, bir çocuk doğruduğuna dair hiç bir bilgi yok. Su'yu hastane kapısında bulunmuş olarak kayıtlara geçirmişler. Ordan sonra onu da yetimhaneye göndermişler. Hanne 18 yaşına gelince ona haber vereceklermiş ama izini bulamamışlar. '
Tuğçe Hanımın şok olduğunu görebiliyordum. Bende çok şaşırmıştım. Öfkelenmiştim. Bu gerçeği kabul etmek zor olmuştu benim için. Bunu öğreneli üç gün oldu. Ama kafamı kurcalayan sorular vardı hala. Kerim bey gerçekten bilmiyor muydu gerçeği? Ölüm belgesi olmadan, cenazesi olmadan nasıl inanmıştı peki buna?
'Bu Hanne için büyük bir sınav olacak. Su' yu kabullenmeyebilir. İstemeyebilir. Nasıl tepki göstereceğini kestiremiyorum. Eminsin değil mi? Yaşadığına? '
' Eminim. '
Yüzümde oluşan gülümsem engel olunamazdı.
' Onun yanına gittim. Karşımda Hannenin küçüklüğü vardı. Hanne den biraz daha açık sarı saçları, burnu, ağzı, yüz hatları. O kadar benziyor ki ona. '
' Onunla gidip konuştun mu? '
' Hayır. Gitmeye cesaretim olmadı.'
'İyi yapmışsın. İlk başta bir yabancı gibi tanışıp sonra dayısı olarak karşına çıkmanız kafasını karıştırırdı. '
' Avukat arkadaşım var. Yakın arkadaşım. Bizim yan evimizde yaşıyor. Hanne ile tanışıyor. İlk başta onunla hukuki konuları konuşmak istedim. Su'yu almak velayet için falan. Ama sonra Hannenin tepkisinden korktum. Bilmiyorum zaten elbet öğrenecek arkadaşım bir şeyleri. Su eve gelince muhakkak görecek ama bilmiyorum. '
' Burak bey. Hanne Su'yu hiç istemeyebilir. '
Şaşkınlıkla baktım suratına.
