2. Bölüm

2.1K 61 2
                                    

Uyandığımda gözlerimi açmakta zorlandım. Kirpiklerim birbirine girmiş. Yattığım yerden yavaşça oturur hale geldim. Hem yerde yatmamdan hem de camı açık unutmamdan dolayı her yerim tutulmuş. Sanırım hasta olacağım yine. Yavaşça kalktım yerden banyoya geçtim

Saat 04.36 idi. Mutfağa geçip karnımı doyurmak zorundaydım çünkü yemezsem dışarıda bir şey alacak param yoktu. Peynir zeytin ekmek yiyip odama geçtim. Saat daha çok erkendi. Hava aydınlanmamıştı henüz. Salonda dün bozduğum puzzle a baktım kustuğum yeri temizlemem lazımdı. Yeri temizleyip bozulan puzzle parçalarını kutusuna koydum baştan yapmam gerekiyordu. Biraz puzzle ile uğraşıp vakit geçirdim. Evden çıkmam gerekiyordu artık. Üzerime siyah kazak siyah pantolon yeşil montumu giydim. Saat 6.22 idi çıktım evden.

Beyoğlu'ndaki kafeye geldim yine. Saat 07.04 de yine kafedeydim. Kapıyı ardımdan kilitledim bu sefer. Giyinme odasına geçip üstümü değiştirdim. Odadan çıkıp mutfağa geçerken kapının tıklatıldığını duydum. Yerimde sıçrayıp arkama döndüm. Dünkü çocuktu bu. Şaşırdım. Ne yapacağımı bilemedim. Kapıyı açmak istemiyordum ama... Arkamı dönüp mutfağa geçtim. Tabi ki açmayacaktım kapıyı. Dün yaptığım tatlıların aynısını yaptım.

Saat 09.38 de işim bitmişti bu sefer. Müşteriler vardı içeride. Bugünde çok kalabalıktı. Serviste yardım ettim. Saat 11.56 ya kadar müşterilerle ilgilendim. Müşteriler azalınca bende çıktım kafeden dün gittiğim parka gittim yine. Her zaman giderdim zaten. Oturdum banka çocukları izledim.

Ne kadar oturdum bilmiyorum ama iyice halsizlenmiştim artık. Ayağa kalkarken fark ettim yanımdaki kişiyi. Az kalsın bankta düşüyordum. Hızla ayağa kalktığımda kucağımda duran çantam yere düşmüş açık olan ağzından içindekiler yere saçılmıştı. Korkudan donmuş bir şekilde bankta oturan iki gün boyunca fazlasıyla gördüğüm yüze şaşkınlıkla bakıyordum o ise bana gülerek bakıyordu. Alaylı bir gülümsemeydi bu.

İç çektim anlaşılan bir şeylerin peşindeydi bu çocuk.

'Neden sürekli karşıma çıkıyorsunuz'

Bezgin ama daha çok tedirgin bir ses tonuyla sormuştum bunu. Bu kadar karşılaşma tesadüf olamazdı.

'Tedirgin olmana gerek yok. Seni bulmak için çok uğraştım. Kendimi tanıtmama izin ver'

Daha fazla tedirgin oldum. Beni tanıyordu. Nereden tanıyordu. Daha önce görmediğime eminim bu çocuğu. Nefesimin daraldığını hissettim. Titrek bir nefes çektim yorgun ciğerlerime.

'sizi tanımıyorum, beni neden arıyorsunuz? Kimsiniz? Ne istiyorsunuz?'

Banktan kalkıp bana doğru bir kaç adım atınca bende geriye doğru daha fazla adım attım. Yere düşen eşyalarımı incelemeden çantamın içine koyup bana uzattı. Yüzüne bakıp aldım çantamı. Elini uzatıp

' İsmim Burak. Seni bulmamı babam istedi. Çok aradım seni neredeyse iki yılımı aldı bulmak.'

Eline baktım ama elini sıkmadım. Babası kimdi de beni arıyordu? Ne diyeceğimi bilemedim.

'Babanız?'

Elini sıkmayıp soru sorar tarzda söylediğim şey ile elini ensesine götürüp mırıltı şeklinde bir şeyler söyledi. Duyamadım ne dediğini. Ama pekte iyi bir şey söylemediği belliydi.

'Ne istiyorsunuz anlayamadım?'

Ofladı, sabrı yok gibiydi. Sinirlenmeye başladığını anlayabiliyordum.

'Diyorum ya babam bulmamı istedi buldum. Seninle konuşacakları varmış. Uslu bir kız ol seni yanına götüreyim.'

Daha fazla dayanamayıp arkamı döndüm. Aceleci, hızlı bir o kadar da titrek adımlarla parktan çıktım. Bir an önce eve gitmek istiyordum. Ya şaşırdığından bir şey yapamamıştı ya da peşimi bıraktı diye düşündüm. Ama umarım ikincisidir. Bir kaç adım daha atmıştım ki kolumdan tutup kendisine çevirdi beni. Ağzımı açıp çığlık atmaya başladım. Çok fazla sesim çıkaramadan eliyle ağzımı kapattı. Beni ters çevirip sırtımı göğsüne yasladı. Deli gibi çırpınmaya başladım. Elini ısırmaya çalıştım, ısıramadım. Tekme atmayı denedim, fazla yakınımdaydı atamadım. Ellerimle uzaklaştırmayı denedim zaten tek kolum onun elindeydi. İki bileğimi birden yakalayıp tek eliyle tutturdu. Gücüm yetmiyordu. Gözlerimden yaşlar çoktan akmaya başladı. Etrafına bakındığını hissettim kimse yoktu etrafta. Yardım edecek kimse yoktu.

'Sana güzellikle gel dedim. Şimdi elimi ağzından çekicem ve sen sesini çıkartmadan duracaksın. Anladın mı? '

Kafamı olumlu anlamda salladım. Elini ağzımdan çekti etrafta kimse yoktu. Sadece parkta oynayan çocukların sesi geliyordu. Elini arka cebine götürdüğünü anladım sanırım telefonunu alıyordu. Tahmin ettiğim gibi telefonunu aldı birisini arayıp kulağına götürdü. Boşluğundan faydalanıp ellerinden kurtuldum. Parkın tersine doğru koşmaya başladım. Kalbim çok hızlı atıyordu. Nefeslerim çok hızlanmıştı. Arkamdan kükrer gibi sesini duyuyordum. Arkama bakmadan koşmaya devam ettim. Issızdı her yer. Kimse yoktu. Sokağın sonunda gördüğüm cadde ile daha hızlı koşmaya başladım. Saçlarımdan hızla çekildim. Geriye doğru düştüm. Tam dibimden araba kornaya basa basa hızla geçti.

Saçlarımı bıraktı. Oturduğum yerde arkamı dönüp sürünerek geriye gitmeye çalıştım ama yol vardı arkamda gidemedim. Nefes alamıyordum. Ayağa kalkmaya çalıştım. Kaçmaya çalıştım. Ama o sanki bunların hiçbirini yapamayacağımı biliyor gibi elleri ceplerinde öylece bana bakıyordu. Arkamı döndüm bir adım bile atamadan bacaklarım bir birine dolanıp yere düştüm kafamı yere çarpmıştım. Bilincimi açık tutamayıp bayıldım.

Ayıldığımda aklıma hemen son olanlar geldi. Gözlerimi açmadım. Sanırım arabadaydık. Gözlerimi yavaşça açtım. Karşımda sırıtarak bana bakıyordu. Yattığım koltuktan doğruldum. Etrafa baktım. Arabadaydık ve seyir halindeydik. Camdan dışarı baktım orman gibi bir yerdeydi. Çok fazla ağaç vardı. Hızla arabanın kapısını açmaya çalıştım ama sürgülü kapıydı ama benim gücüm açmaya yetmedi.

Kolumdan tutup beni hızla çekti. Bedenim sağa doğru savruldu. Kafamı arabanın kapısına vurmuştum. İnleyerek kafamı koltuğa koydum. Savrulduğum yerden kalkmadım. Dizlerimi iyice kendime çekip cenin pozisyonunda hıçkıra hıçkıra ağladım. Hava iyice kararmış bu da demek oluyor ki uzun zamandır baygın yatıyordum. Üşüdüğümü hissettim.

Dizlerimi kendime doğru daha çok çektim. Kusacaktım.

'kusacağım'

Sesimi kendim bile tanıyamadım. O kadar kısık ve cızırtılı çıkmıştı ki beni duyduğundan emin değildim.

'Biraz daha bekle geldik'

Kafamı koltuktan kaldırıp yere doğru öğürdüm. Midemde bir şey yoktu. Ama öğürmekten kendimi alamıyorum. Mide öz suyum bitene kadar kustum. Hıçkırıklarım ve titremem arttı. Onun da oflayıp söylendiğini duyabiliyordum ama ne söylediğini anlayamıyorum. 5 dk geçmeden araba durdu. Arabadan indiğini duydum benim tarafıma geçip kapıyı açtı.

'Kalk geldik'

Kalkacak gücüm yoktu. Tekrar ofladığını duydum. Kucağına çekip aldığını hissettim geri gitmeyi onu itmeyi denedim ama hiç gücüm yoktu. Bilincim açık ama algılayamıyordum.Bir kadının bağıran sesini duydum ne dediğini anlamadım. Daha fazla dayanamadım, gözlerim kapandı

Bırak Beni Böyle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin