18. Bölüm

487 20 0
                                    

Arabaya geçip yola koyulmuştuk. Bir an önce kızımın yanına gitmek istiyorum. Tuğçe hanımın dediği mantıklı gelmişti. Kızımla bugün tanışmayacaktım, ama en azından onu görecektim . Burak'ın sesiyle ona döndüm.

'Yolumuz uzun, bir saatten fazla sürer. Seviyorsan radyodan müzik açabilirsin.'

Hafta sonu çalıştığım kafede arada çalan müzik dışında müzik dinlemedim hiç. Müzik dinleyecek herhangi bir şeyi almaya para ayıramazdım. Kendi ihtiyaçlarımı karşılar kalan küçük miktarı hep biriktirmiştim.

' Daha önce pek müzik dinleme şansım olmadı. Açabilir misin lütfen?'

Hayatımda ilk değildi arabaya binişim ama bindiklerimin hepsinde arka koltukta yolculuk yaptım. Radyonun nasıl açıldığını bilmem bu yüzden. Radyoyu açıp bir kaç kanal gezdi. Sonunda bir müzikte durdu.

' Sen telefonunu hiç kullanmadın mı? Eve geçince seninle biraz inceleyelim. Seveceğin müzikleri bulalım. Sana bir bilgisayar alalım film izlersin hem ders çalışmanda da çok yardımcı olur. Ne dersin?'

Kafamı salladım iki yana.

'Ben benim için bu kadar masraf yapmanızı istemiyorum. Rahatsız oluyorum. Özel hoca tuttunuz kursa gidiyorum psikolog hastane masrafları giysiler. Mahçup oluyorum. '

'Ne yani sen şimdi kızına bir şeyler almayacak mısın?'

'Alırım tabi ki ama kendim çalışıp kendi param ile alırım.'

'Annem ve babam da kendi çalışıp sana bir şeyler alıyorlar.'

Söylediğinde haklıydı tabi ki ama ben kendimi onların kızı gibi hissetmiyordum ki. Bir şey demeyip çalan şarkıya verdim dikkatimi. Su'nun nasıl bir tepki vereceğini düşünmeye başladım. Kızımın bana anne diyemediğini düşündüm. Düşüncesi bile nefesimin daralmasına neden oluyor ama ben bunu her gün yaşatıyordum  anneme, babama.

'Bir şey sorabilir miyim?'

'Zor olmasın lütfen.'

Diyip kısa süre bana dönüp güldü.

'Ben onlara yani onlarla konuşurken onların isimlerini kullandığım için üzülüyorlar mı?'

'Kimden bahsettiğini anlamadım güzelim.'

İç çekip içimden bile geçiremediğimi dile getirdim.

'Annem ile babam. Onlara anne ve baba demediğim için bana kızıyorlar mı? Kırılıyorlar mıdır?'

'Üzüldüklerine eminim. Kırıldıklarını sanmıyorum, kızmıyorlardır da. Anlayışla karşıladıklarından da eminim. Bunları düşünüp kendini üzme. Senin düşünmen gereken bir kızın ve derslerin var. Biz de sana yardım edeceğiz. '

Tamam anlamında kafamı salladım. Keşke dediği kadar kolay olsaydı ama değildi. Belki o benim gerçekten babam olmayabilirdi, ama bu gerçeğe alışmış ruhum yeni birisine baba dedirtmiyor. İçimdeki o vazoyu kırdığım günkü küçük kız çocuğu buna izin vermiyor. Korkuyor. Bilinmezlikler  peşimi bırakmıyor. Endişe hep kendini belli ediyor. Kendim için güven duymadığım o evde kızımı nasıl büyütürüm bilmiyorum ama kızımı yanıma alana kadar deneyeceğim. Kendimi o ailenin bir parçası yapmaya, onlara güvenmeye çalışacağım. Eğer başaramazsam kızımla orada kalamam.

'Aklıma bir şey takıldı.'

Konuşmasıyla Burak'a dönüp devam etmesini bekledim. O da gözünü yoldan ayırıp bir kaç saniyeliğine bana baktı.

'Kerim bey ile konuşurken, diğer kaldığın yetimhane hakkında bir şey dedin. Nasıl bir yerdi orası anlatır mısın?'

Zihnimde canlanan anılar ile nefesimin hızlandığını hissettim. Cevap vermeyip dikkatimi sağımdaki camdan dışarıya verdim. Hayatımın bir çok döneminde şiddet görmüştüm ama orada gördüğüm sadece şiddet bile değildi. İşkenceydi. Bedenimde bir sürü iz var bana orayı hatırlatan. Kollarımı kendime sarıp başımı koltuğa yaslayıp yolu seyrettim.

Bırak Beni Böyle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin