12. Bölüm

848 25 1
                                    

Sabah uyandığımda kalkıp üzerimi değiştirdim. Saat daha çok erkendi. Salonda kimse yoktu. Yapacak bir şey bulamayınca yavaşça üst kata çıktım. Ayaklarım adım atarken acıyordu. Hobi odasına girip başladığım puzzle a devam ettim. Düşünceler içinde boğulmaya başladım. Asu'yu sevme nedenim belliydi. Su yerine koydum onu ben. Ama Burak. Asu'dan daha çok benimsemiştim onu. Güveniyorum ona. Bu sadece bana zarar vermeyeceğini bilmem değildi. Bana zarar vermişti zaten. Bu evdeki kimsenin bana zarar vermeyeceğini biliyordum. İlk tanıştığımız zaman Asu dışında diğerleri nasılsa herkes tam tersiydi şuan. Burak ilk tanıştığımızda benden pek hazzetmiyordu. Ama şu an gözümün içine bakıyordu. Ali bey sert ve mesafeliydi ilk tanışmamızda, şu an yine mesafeliydi ama sert değildi. Aysun hanım ise ilk başta ne kadar sıcak ve cana yakın davrandıysa şu an tam tersi uzaktı bana davranışı.

Burak'a olan güvenim bambaşkaydı. Bir ihtiyacım olsa ona giderdim. Yardıma muhtaç olsam ondan isterdim. Bir zarar görsem ona koşardım. Bu beni korkutuyordu. İliklerime kadar korkutuyordu. Güvenimi boşa çıkmasından, hata yapmış olmaktan. O kadar ince düşünüyordu ki. Beni düşünüyordu. Düşüncelerimi önemsiyordu. Bu ilk defa hissettiğim bir şeydi.
Aysun hanım. Bana her bakışında gözlerindeki sevgiyi şevkati görüyordum. Özlemle bakıyordu bana. Ama benimle çok fazla konuşmaktan kaçındığını fark etmiştim.
Ali bey. Kanayan yaramdı o benim. İyi olmayacaktım ben. Nasıl iyi olunurdu ki? Ölmüştüm ben. Bir çok kez ölmüştüm. Önce çocukluğum öldü. Sonra kadınlığım. En son anneliğim ölmüştü. Hangisi iyileşebilirdi ki? Ailemin olmaması benim için büyük bir yaraydı. Ama ben yokluğuyla idare edebiliyordum. Yaşıyordum. Şimdi ise bilmediğim bir yolda bir elimden Burak diğer elimden Ali bey tutmuş sürükleniyordum. Aysun hanım ise hep oradaydı ama benden uzakta. Bu bilmediğim yolda ne kadar düşerim ya da elimden tutanlar beni düştüğüm yerden kaldırır mı bilmiyorum. Ama içimdeki isteğe engel olamıyorum. Yaşama isteğine, sevginin doğrusunu öğrenme isteğine, beni korumalarına olan isteğim ve ihtiyacım beni buradan, onlardan gitmemem için tek sebebim. Kaybedeceğim hiçbir şey yok. Tek bir şey dışında. Benim bile fark etmediğim şekildeki içimdeki güvenme isteğim. Onsuz da çok uzun süre yaşamıştım zaten kaybetsem yanmaz canım

Saat 9 gibi çıktım odadan ve düşüncelerimde. Merdivenlerden inerken Asu'yu gördüm.

'Günaydın abla bende sana bakmaya geliyordum. Erken kalkmışsın.'

'Günaydın'

Beraber salona geçtik. Kahvaltı neredeyse hazırdı. Diğer kişiler de gelince kahvaltıya başladık. Konuşmalarını dinlemedim çok fazla. Bir kaç parça bir şey yiyip çıktık Burak ile evden.

'İyi misin? Sessizsin bugün.'

Suratına bakmadan cevap verdim alçak sesimle.

'İyiyim.'

Kliniğe gelene kadar konuşmadık. Bir kaç dakika sonra içeriye girdim.

'Günaydın Hanne hanım'

Gülerek konuşmuştu Tuğçe hanım. Karşılıklı koltuklarda oturduk ikimizde.

'Ailenizin evine taşınmışsınız. Çok sevindim.'

'Burak ile ne kadar irtibattasınız?'

'Anlayamadım?'

'Burak burada konuştuklarımızın ne kadarını biliyor?'

'Bunu size düşündüren nedir?'

'Öyle olmadığını söyleyebilir misiniz?'

'Sadece o bana önemli olacağını düşündüğü durumları haber veriyor. Tavsiye için. Burada konuşulanlar burada kalır Hanne hanım. Emin olun hiç bir şekilde anlatmam.'

Bırak Beni Böyle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin