20. Bölüm

491 21 6
                                    


Burak'ın kolunda, yetimhanenin önünde bıraktığı arabaya kadar yürüdük. Arabaya binmeden önce hala bahçede oynayan çocuklara baktık.

'Müdüre Su' nun mutlu bir çocuk olduğunu söyledi. Bugün evde işimiz olmasaydı onu görür tanışırdık. Ama söz yarın sabah erkenden buraya geleceğiz ve sen önce kızınla tanışacaksın, daha sonra DNA testi için onunla birlikte hastaneye gideceğiz. '

Sağımda duran bedenine belinden sarılıp yanağımı göğsüne dayadım. Rüyada gibiyim. Hatta, rüyasını bile kuramadığım şeyler oluyor. Yaşadığım 23 yılda ilk kez gözlerimden mutluluk ve sevinç yaşları akıyor. Bir kadının anne olacağını öğrendiği an ki mutluluğu, 15 yaşımdayken yaşayamadığım kadar şu an yaşıyorum. Öyle bir his ki bu, bedenimden taşıp beni öldürecek. Ve öyle bir his ki, hiç bir şey bana zarar veremez. Ben kızım için her zaman yaşayacağım.

Kollarımı abimden çekip kararmaya başlayan havayı başım ile göstererek :

'Hava karardı artık gidelim. '

Gülümseyerek beni onayladı ve arabaya doğru gittik. Arabanın kapısını açıp oturacakken aklıma gelen ile durup daha arabaya binmemiş Burak'a bakarak aklımdakini sordum.

'Gazete veya ona benzer bir şey var mı? Arabaya böyle oturup kirletmek istemiyorum.'

'Saçmalama, sen benim arabama kusmuş insansın. Ve onu ben temizledim bilgin olsun. Annem o zaman bana kızdığı için böyle bir ceza verdi. Yanlış anlama yani senden iğrenmiyorum tabi ki ama yine de kusmuk temizlemekten memnun değilim. Kusmadığın sürece arabaya istediğini yapabilirsin. '

Söylediklerine kahkaha attım.

' Kabul et hakettin o cezayı. '

' Fazlasıyla güzelim. Fazlasıyla. '

Arabaya binip kemeri taktım. Burak da arabaya binip eve doğru yola çıktık. Yine bir saatten fazla süren yol, konuşmadan Burak'ın açtığı müzik eşliğinde geçti. Yolda gördüğü bir eczanede durup ben arabada beklerken o krem ve sargı bezi alıp geldi. Sonunda eve vardığımızda Burak arabayı park edip eve geçtik. Kapıyı anahtarı ile açtığı için geldiğimizi duyan olmadı sanırım.

'Sen banyoya gir ben de annemlerin yanına gideyim.'

Tamam diyerek önce odama geçip siyah bir eşofman buz mavisi uzun kollu ve iç çamaşırlarımı alıp banyoya girdim. Hızlıca duş alıp banyoda üzerimi giyinerek tekrar odama geçtim. Ders çalışmak için kullandığım makyaj masasına oturup çekmeceden saç kurutma makinesini alıp  beceriksizce saçlarımı kuruttum. Kısa olan saçlarımı çok uğraşmadan kurutsam da, birbirine giren saçlarımı taramak hiç kolay olmuyor. Saçlarımla uğraşırken kapının çalması ile gel diyerek seslendim. İçeri giren Burak fazlasıyla ciddi duruyordu. Kapıyı kapatarak masanın karşısında olan yatağa oturmadan önce dönen sandalyede oturan beni çevirerek kendisine döndürdü.

'Babaannemin biraz eski kafalı olduğunu söylemiştim zaten. Biraz da açık sözlü birisidir. Düşündüğünü direk söyler. Sana kırıcı sözler söyleyebilir.'

'Birilerinin sözleri ile kırılmam. Ama senden bir şey isteyeceğim. Benim için bir şey yapar mısın?'

En ciddi surat ifademi takınarak sordum. Burak da yüzündeki ciddi ifadeyi bozmadan tereddüt etmeden cevap verdi.

'Tabii ki, istemen yeter.'

Elimdeki tarağı ona uzattım.

'Saçlarımı tarar mısın? İlk defa saç kurutma makinesini kullandım ve saçım karmakarışık.'

Kahkaha atarak elimdeki tarağı alıp beni tekrar çevirerek saçlarımı yavaşça taramaya başladı.

'Benim gibi kokuyorsun. Benim şampuanımla mı yıkadın saçlarını?'

Bırak Beni Böyle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin