Arkasından bir ses geldi genç kızın; "Avada Kedavra!"
Ses soğuk ve korkunçtu. Her duyduğunda tüylerini diken diken ederdi o ses; Karanlık Lord'a ait olan ses.
İçlerinden biri ölmüştü. Peki ya kim? Voldemort tarafından öldürülen kimdi?
~Tüm haklar...
Sonradan yazılmış bir not: Hermia'nın adını Helena yaptım.
Yine iğrenç bir gece salısı. Ne diyom lan ben. Neyse bir tanecik uykumdan kalkıp astronomi kulesine gitmek için hazırlanmıyordum. Aslında hazırlanmıyordum. Beyaz pijamamla yatakhaneden çıktım. İki çapulcu beni ortak salonda bekliyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hangi mal parfümle banyo yaptı?" dedim ben de parfüm kullandım ama bu kadar da fazla. "Ölüyom galibaaağ."
Birkaç dakika sonra astronomi kulesine çıkan merdivenlere gelmiştik. Ben Carpe Portus büyüsünü yapıp kuleye çıktım.
Yaklaşık yarım saat sonra yürüyen ölüler geldi.
"Nasıl" dedi gözlüklü olan.
"Bu da benim sırrım." dedim
"Söyle işte yorma bizi." dedi Bay Siyah Saç.
"Ne o ağlayacak mısın? Eğer ağlayacaksan oynamayalım." dedim çünkü şerefsizlik.
Asamı çıkardım.
"Bizi mi öldüreceksin manyak?"
"Evet Bay Dağınık Saç sizi öldüreceğim." dedim "Dur lan sen bana manyak mı dedin. Seni astronomi kulesinden aşağı sallandırırım!"
"Asanla n'apacaksın." dedi Bay Siyah Saç
"Büyü" dedim
"İnanamıyorum ben saçını toplarsın sanmıştım." dedi Bay Dağınık Saç.
"Profesör McGonagal cezadan sonra asaları kontrol edecek biliyorsun değil mi?" Siyah Saç söyledi bunu.
"Hallederim ben"
Merceklerin yanına geçtim ve "Scun-"
"Sen delirdin mi senin yüzünden daha fazla ceza alacağız." dedi siyah kafa.
"Senin adın ne?" hayır değişik isimler bulmaktan yoruldum.
"Sirius Black. Neden ki?"
"O kim?" dedim
"James Potter. Ayrıca soru sordum"
"Biliyorum. Hem bana karışmasana sen."
"Ne halin varsa gör"
"Scungify" mercekleri temizledim.
"Deletrius"
"Bu ne büyüsü?" dedi Potter
"Asadan büyü silme büyüsü."
"Toplan" dağınık olan yerler toplandı.
"Deletrius"
*Yarım saat sonra*
Neredeyse hiç iş kalmamıştı. Sadece toplanacak bir masa vardı. Onu toplamaya başladım. "Toplan" bu masa da bitmişti. (bayağı uzun sürdü haa) Hemen Deletrius büyüsünü yaptım. Dinlenmek için o masaya oturdum. Üzerine kazınmış yazıları okuyordum. Özlü sözler, yaratıcı küfürler ve isimler...
'RAVEN GRAY' yazıyordu. Gözümden birkaç damla düştü. O korkunç an aklıma geldi. Hiç gidiyor muydu ki?
Korkunç...
Neden ben diye düşündüm. Neden? O anı görmeyi hak edecek ne yaptım?
"Gelmeyecek misin?" dedi Potter.
"Gelirim ben siz gidin" dedim. Biraz orada kalıp ağlamaya ihtiyacım vardı.
*O sırada kütüphane* (üçüncü kişi ağızından)
"Hell müzik kutusunu aldın mı?"
"Aldım."
"Müzik kutusunu ne yapacaksınız?"
"Yemek yapacağız. Sen de yer misin?" Scarlett seni seviyom kız.
"Boş yapmayın da şu kitapların tozunu alın." Sakin ol Hell.
"Salak kardeşim benim. Cherly'ın bize öğrettiği büyüyü kullansan ya."
"Büyü kullanmamalıyız. McGonagal cezadan sonra asaları kontrol edecek."
"Hallederiz" dedi iki kız.
"Peki ama emin misiniz?"
"Tabii ki" dedi Scarlett
"Tergeo" bu büyüyü yapan Helena idi.
"Deletrius"
"Bu ne büyüsü" dedi Remy
"Asadan büyü silme büyüsü" bunu söyleyen Scarlett idi.
...
"Kafam!"
"Asıl önemli olan benim bacağım!"
"Kızlar sakin olun ikinizin de bir şeyi yok."
"ÜZERİMİZE KOCA RAF DÜŞÜYORDU! FARKINDA MISIN?!" Dedi iki kız.
"Tamam sakin olun. Bir şey oldu mu size?"
"Ne olacak Helena bacağıma düştü hiçbir şey yok(!)"
"Sen de kafamı ısırdın!"
"Ben bacağım acıdığı için yaptım."
"KIZLAR SUSUN! İkinizin de bir şeyi yok kalkın."
"Bunun içine Cherly kaçmış" dedi Scarlett.
Helena kahkaha attı.
"Tamam şimdi büyüyü kullanmanızın tam sırası."
"Toplan" bu defa büyüyü Scarlett yapmıştı.
"Deletrius"
En sonunda işleri bitti ve ortak salona gitmek için yola koyuldular.
Şişman Hanım portresinin önüne gelmek üzereyken Black ve Potter ile karşılaştılar fakat Cherly onların yanında değildi.
"Cherly nerede?" dedi Scarlett endişeyle.
"Astronomi kulesinde. Gelir birazdan. Neden ki?" dedi Black.
