Şifreyi çözmüştük. Ama bir sorun vardı. Şifre yoktu. Sadece ödevler yazıyordu. Ama neden bir insan ödevleri not almak için İspanyolca öğrenir ki? Neden? Bu pis sarı bir şeyler karıştırıyor ama ne?
***
Aradan iki gün geçmiş, kitapları bitirmişti. Ölmek istemediğine karar verdi. Kızlara yardım edecek, insanların ölmesini engelleyecekti. Bir Ölüm Yiyen olmaktan kurtulacaktı. İnsanları öldürmekten kurtulacaktı. Kimse ölmeyecekti. En azından öyle umuyordu.
Kitapları ve çantayı alıp hızla ortak salondan çıktı. Scarlett, Helena, Cherly ve Lily'yi bulmalıydı.
Hızla ilerliyor, adeta koşuyordu. Aslında koşuyordu. Aklına öldürdüğü insanlar geliyordu. Onlardan kaçıyordu, onların hayaletlerinden kaçıyordu. Karanlık Lord'dan kaçıyordu. Ölüm Yiyen olduğu güne lanet ediyor, Karanlık Lord'dan nefret ediyordu.
Gryffindor ortak salonunun önüne geldiğinde birkaç parola salladı. "Üç burunlu sümüklü böcek!" deyince kapı açıldı. İçeri hiç korkmadan girdi. 'Gecenin dördünde kim uyanık olabilir ki?' diye geçirdi içinden.
Kızlar yatakhanesine doğru ilerledi. Sırayla her yatakhaneye bakıyor, kızların orada olmadığını görünce çıldırıyordu.
Doğru yatakhaneyi bulduğunda içeride sadece kızların olmadığını gördü. Sarışın, bir prensese benzeyen bir kız daha vardı. Kızların ona kitapları anlatıp anlatmadığını bilemediği için kızları uyanırdı.
"Sen... Tanrı aşkına kabustan çıkıp böyle bir manzara görmek için ne günah işlemiş olabilirim ki?" diye isyan etti Scarlett. Karşısındaki kıza değil, Cherly ve Lily'nin yerde olmasına odaklanmıştı.
Lily gayet hanım hanımcık bir şekilde düşmüşken, Cherly'ın ağzında Helena'nın yastığı, kafasında bacağı duruyordu.
"Bu pozisyona gelmek için ne kadar uraştınız acaba?" dedi. Karşısındaki Slytherin öğrencisi kıkırdadı. "Sen... Neden buradasın?"
"Onları uyandır. Bir şey söylemeliyim." dedi sessizce.
"Sana neden güveneyim?"
"Bilmiyorum. Ama önemli. Gerçekten"
Scarlett mantığını kullandı. Eğer arkasını dönerse zarar görebilirdi. Elinde asası yoktu Scarlett'in. Kendini savunamazdı. Asası olsa bile onun kara büyüde usta olduğunu biliyordu.
"Helena, uyan." dedi yerde yatan kızın yanına gitti. Ayağıyla dürtükledi. Helena yerine Cherly uyandı.
"Ayağını ağzıma mı sokacaksın?" dedi uyku sesiyle.
"Kalk!"
***
"Kitapları sen mi çaldın?!" dedi Helena, hiddetle. "Neden?!"
"Ben nir Ölüm Yiyen'im. Karanlık Lord ile alakalı bir şey çeviriyorsunuz diye düşünüyordum." dedi. "Ona iletmemi gerektirecek şeyler çeviriyorsunuz. Ama yapmayacağım. Delirmek istemiyorum, katil olmak istemiyorum! Yardım edin. Lütfen" diye yalvardı.
'Ona hemen güvenemeyiz. Değil mi?' dedi Lily zümrüt gözleriyle.
'Verita serum?' diye çevirdim gözlerimi.
Scarlett çantaya büyü yapıyor, zarar gelmiş mi diye kontrol ediyordu.
"Temiz" diye söylendi Scarlett. "Peki kitapları merak ettin. Onu anladık da çanta ne alaka?"
"Karanlık Lord'a götürecektim. Onu ilgilendireceğini düşünmüştüm. Ama onları okuduktan sonra... O kadar acımasız olmak istemediğimi anladım" dedi. "Size yardım etmek istiyorum"
***
Verita serumdan hiç itiraz etmeden içti. "Sen Bellatrix Black, neden kitaplarımızı bizden aldın?"
"Karanlık Lord'a götürmek için"
"Hâlâ Karanlık Lord'a götürmek istiyor musun?"
"Hayır"
"Karanlık Taraf'tan talimat alıyor musun?"
"Evet"
"Onları uyguluyor musun?"
"Hayır"
"Sana güvenebilir miyiz?"
"Evet"
Scarlett'in soruları bittikten sonra bize dönüp "Başka sorusu olan?" dedi.
"Ben" diye atıldım "Kimden hoşlanıyorsun?"
Kızlar bana 'Gerizekalı' der gibi bakarken cevap vermek zorunda kalan Bellatrix konuştu; "Rodolphus"
"SHİİİİİİİİP"
***
Hogsmeade dolaşıyorduk, Sirius ve ben. Kayalıkların yanında oturuyor, sakince (!) konuşuyorduk. Yalnız kalmaya İhtiyacımız varmış diyeceğim de, kavga ediyorduk.
Neymiş efendim, onunla hiç ilgilenmiyormuşum. Sabah günaydın diyorum daha ne istiyo'n.
"Sürekli kızların yanındasın. Sevgili değilmişiz gibi davranıyorsun!"
"Öyle mi! Sana ilk söylediğim sözleri hatırlıyor musun?" dedim
"Hayır?"
"Ben aşık olmayı bilmiyorum, sevmeyi bilmiyorum, sevgili nasıl olunur bilmiyorum! Ben sadece arkadaş olmayı biliyorum"
"Belki de öyle olmalıyız"
"Anlamadım? Ayrılm-"
"Hayır tabii ki. Bir süre arkadaş gibi davranalım. Ayrılmak istemiyorum." derin bir nefes aldı "Senden ayrılmayı kaldırabilecek kadar güçlü, senden ayrılmayı göze alacak kadar aptal değilim"
Sarıldı, "Seni seviyorum Black" dedim
"Ben de seni seviyorum Black"
Sizce Sirius ve Cherly bu arkadaş oyununu başarabilecekler mi?
Modluk bir fotoğraf bırakıp kaçıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blossom ve Cooperlar (TAMAMLANDI)
FanfictionArkasından bir ses geldi genç kızın; "Avada Kedavra!" Ses soğuk ve korkunçtu. Her duyduğunda tüylerini diken diken ederdi o ses; Karanlık Lord'a ait olan ses. İçlerinden biri ölmüştü. Peki ya kim? Voldemort tarafından öldürülen kimdi? ~Tüm haklar...