"Ailen hakkında ne düşünüyorsun, Pamuk?"
Sonda kullandığı lakaba başka bir zaman olsa takılır uzunca konuşurdum ama şu an konumuz bu değildi. O da sanırım bu yüzden cesaret edip kullanmıştı. Sorduğu soru iliklerime kadar titretmişti beni. Neden böyle bir şey sorduğunu anlamamıştım. Belki alakası vardır diye yalan söylememeye karar vermiştim. Ne sorarsa dürüst cevap verecektim.
"Ailem hakkında bir şeyler düşünecek kadar vakit geçirmiyorum," kaşlarını kaldırarak anladığını belli ederek kafasını sallamıştı. "Neden peki?" Kaşlarımı çatıp hoşnut olmayan bir şekilde yüzüne baktım. "Klasik aslında. İşleri var farklı ülkelerde, şehirlerde... O yüzden ne görebiliyorum ne de vakit geçirebiliyorum," başını bir kez daha sallayıp rahat bir pozisyona geçti. Meraklı bakışlarımı üzerimden ayırmayarak onu izliyordum.
"Sana ailen bizim işlerimizi yapıyor desem, inanır mısın?"
Çatık kaşlarım sorusuyla havalanmış biçimsiz bir şekilde durmuştu. Aile konusunda her zaman gözlerim dolu olduğu için yine dolan gözlerimi engellememiştim. Bana öylece baktığında gözyaşlarım akmasın diye gözlerim yansa da kapatmadım, göz kapaklarımı. Hiçbir şey söylemeden ona bakıyordum. Çünkü beklenmedik ve farklı şeyler duyacağımı anlamıştım."Sadece sussam ve sen anlatsan olmaz mı?" Gözlerimi aşağıya indirip gözyaşlarının akmaması için gözlerimi kapatmıştım. Başımı kaldırıp 'hazırım' dercesine ona baktım. Anlatmaya başladığında ise duyduklarım sadece gerçekler değildi, bir inancın yıkılışıydı.
"Ailem ve senin ailen uzun zamandır tanışıyorlar ve uyuşturucu işi için çalışıyorlar. Sizinkiler başka yerlerde çünkü madde satıyorlar. Kardeşinin benim sayemde mi madde mi kullandığını düşünüyordun, değil mi?" Boğazıma oturan öküzü götürmek için derince yutkunduğumda gözlerini benim gibi bir saniye dahi çekmemişti. "Kai... Her zaman depresyonda olan bir çocuktu. Beomgyu'ya platonik bir şekilde aşık olduğunda ise çareyi uyuşturucu da buldu. Senin bir şeyden haberin yok ama kardeşinin hepsinden haberi var. Ailenden uyuşturucu istediğinde doğal olarak izin vermediler. O da Beomgyu'yu görmek, acısını azaltmak için ondan almaya başladı. Beomgyu ona verdiğini bilmiyordu tabi. Aile işleri olduğu için işin içinde olduğunu zannediyordu. Kai kullanmaya devam edince en sonunda hastanelik oldu işte."
Kalbime giren ağrıyla elimi kalbime götürüp kendimi sıktım. Gözlerimde ki yaşları tutmaya çalışıyor kalbimin acısına dayanmaya çalışıyordum. Nefes alamayacak gibi olduğumda ayağa kalkıp şelaleye doğru yürüdüm. Suyun sesiyle sakinleşmeye çalışıyordum.
Resmen ayakta uyutulmuştum. Ailem benden gizli işler çevirirken kardeşimin bunları bilmesi ve benim hiçbir şeyden haberimin olmaması... şu an o kadar küçülmüş hissediyordum ki. Bunları bir de onlardan değil yabancı birinden duymak ezici duygulara yer açmaktı. Hem utanmış hem de ne tepki vereceğimi şaşırmıştım.
Hızını kaybetmeden akan su gözüme çarptığında öylece kalakalmıştım. Normalde su bizi kendimize getirir ayılmamızı sağlardı. Fakat bu sefer donakalmamı sağlamıştı. Direğimde hissettiğim el ile yanıma döndüğümde kendimi tutamayacağımı hissediyordum. Yanağımda duran suya baktığında kendimi daha fazla tutamamış ve gözyaşlarımı özgürlüğüne bırakmıştım. Birkaç hıçkırıkla başlayan ağlamamla beni anında kollarına almıştı. Başımı omzuna koyup ağlamaya başladığımda kendimi düşürdüğüm konumla geri çekilecekken bunu hissetmişcesine konuşmuştu.
"Tutma kendini, ağla. Herkesin acısına göğüs geremezsin ki pamuğum," ne söylüyor o an duymuyordum sanki. Kulağıma tıkaç tıkamışlar gibiydi. Tek duyduğum hıçkırıklarımdı. "B-ben sadece iyi bir aile olmak istemiştim. Gerçekten bu hayatta başka hiçbir şey istemiyorum. Sadece birbirimizi sevdiğimiz bir ailem olsa yeterdi. Yemin ederim fazlasında gözüm yok," gözyaşlarım üstünü ıslatsa da bundan şikayetçi değildi. Elini saçlarımda hissettiğim de burnumu çekmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Say No | Yeonbin √
Fanfiction"Tesadüfen olduğunu düşünüyorsun ama başından beri vardın." *** Kapak tasarım; @beyzablnt