3 gün sonra
Okul çıkışı yüzündeki sırıtmayla eve giderken telefonuna gelen bildirimle duraksamıştı. Jeon Bey'den gelen bildirimi açıp okuduğunda kanlarının akışı çoktan başka yöne akmaya başlamıştı bile. Mesajda acilen hastahaneye gelmesiyle alakalı şeyler yazılmıştı. Telefonunu sımsıkı tutup koşarak hastahaneye girdiğinde onu danışma da bekleyen Jeon Bey ile yanına gitti. Kalbi tam anlamıyla ağzında atıyordu.
"Neler oluyor?" Nefes nefese konuştuğunda Jeon Bey gözlerini kaçırmıştı. Bir şeyler olduğunu anlayan genç çocuk yutkundu. Neden konuşmuyordu bu adam? "Bugün sabaha karşı Kai'nin durumu kötüye gitmeye başladı. Nabzı yavaşladı ve tahlillere göre ilaçlarını içmediği ortaya çıktı. Bir saate yakındır nabzı çok düşük. Çok kritik bir durumda," daha fazlasını dinlemeden hızla kardeşinin odasına çıkmıştı. Daha dün okul çıkışı geldiğinde her şey iyiydi. Güzelce konuşmuşlardı. Konuşmalarını hatırladığında veda eder gibi sözleri gelmişti aklına. Nefes alamadığını hissetti. Buna hazır değildi.
"Kai? Neyin var kardeşim? Bak ben geldim, hadi uyan."
Yanına oturup elini tutmuş saçlarını okşamıştı. Elini alnına koyduğunda soğukluğu hissettiğinde ürpererek elini geri çekmişti. Gözlerini anında dolmaya başladığında kardeşinin elini daha çok sıktı. Buna kendini hazırlamamıştı, gidemezdi."Neden gözlerini açmıyorsun?" Sesi titreyerek sorduğunda gözünden yaşlar kendini bırakmıştı. Bu günleri görmek istemiyordu eskisi gibi birlikte ona zorla oyunlar oynatmasını istiyordu. Ne olursa olsun gitmemeliydi işte. "Gitmene izin falan vermiyorum, Kai. Bir kere olsun sözümü dinle. Gidemezsin, anladın mı? Sen benim her şeyimsin. Sen yoksan ben ne yaparım? Lütfen gitme, Kai, yalvarırım sana," artık gözyaşları durak bilmeden hızla akıyordu. Elleriyle yüzünü kapatıp ağlamaya başladığında hıçkırıkları susmuyordu.
"Soobin," Jeon Bey odaya gelip genç çocuğu çıkarmak için elini uzatmıştı. Hızla başını iki yana sallasa da doktorun ısrarları ile çıkartılmıştı. Çıkar çıkmaz Taehyun'u aramış ve yanında olması için onu çağırmıştı.
Soobin'in odadan çıkmasının ardından odayı çatık kaşları ile süzen diğer genç içeriye girmişti. Kapıyı kapatıp yüzü bembeyaz olmuş çocuğun başında durmuştu. Ne diyeceğini bilmiyordu. Soobin okul çıkışı hızla koştuğunda o da peşine takılmıştı. Yeonjun bugün okula gelmemişti ve arkadaşından ona göz kulak olması için ricada bulunmuştu. Anlaşılan hasta çocuğun durumu iyiye gitmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Say No | Yeonbin √
Fanfiction"Tesadüfen olduğunu düşünüyorsun ama başından beri vardın." *** Kapak tasarım; @beyzablnt