Saate baktığımda neredeyse akşam olacaktı ama çocuklar hâlâ eve gelmiyordu. Arayınca açmıyor olmaları yüzünden benden güzel bir dayak yiyecek olmalarını düşünmeyi bırakıp tekrar aradım.
"Bari biriniz açın ya!" Kendi kendime konuşmama bir son verip karşı tarafın açmasını bekledim. Ama hayır, yine cevapsız bırakmışlardı beni. Daha fazla dayanamadım ve üzerime aldığım ceketi giyer giymez koşar adımlarla kapıya gittim. Ayakkabıyı elime alıp kapıyı açtığım sırada karşımda gördüğüm manzara şok olmama sebep olmuştu.
"İyi ki doğdun!!" diye aynı anda bağıran Jimin,Yoongi, Namjoon ve Lara'yı görünce içim rahat etmişti. Derin bir nefes alıp ayakkabıyı yere bıraktım ve içeri geçmeleri için yana kaydım.
"Siz var ya!" diye söylenirken Namjoon beni kolları arasına almış sıkıca sarılmıştı. Zaten uzun boylu olduğu için içinde kayboluyor gibiydim. Daha sonra diğerleriyle de sarılıp salona geçtiğimizde Jimin elindeki mumlu pasta ile gülerek yanımıza geldi. Bana değer veren insanların olduğunu bilmek iyi geliyordu. Ben bile doğum günüm olduğunu unutmuştum ama onlar biliyordu. Heyecanla mumları üfleyeceğim sırada Lara 'Dur' diye bağırınca şaşkınca ona baktım.
"Önce bir dilek tut" dediğinde gözlerimi kapattım ve kısaca düşünmeye başladım. Benim tek bir dileğim vardı o da belliydi.
'Taehyung ve diğer sevdiklerim ile hep birlikte mutlu olmak'
Mumlar söndüğü gibi Jimin hemen masaya bıraktı ve yanıma gelip aniden bana sarıldı. Saçlarımı karıştırması ile kaşım çatık bir şekilde baksam bile mutluydum.
"İyi ki varsın, iyi ki doğmuşsun"
"Teşekkür ederim Chimchim"
Ona genelde çok mutlu olduğum ya da onu seveceğim zaman böyle seslenirdim. Benden ayrılıp telefonunu çıkardı ve bir şeyler yazıp tekrar geri cebine koydu.
"Bu gece için gece kulübüne gidelim diyorum" diyen Lara'ya hepimiz şaşkınca bakınca omuz silkti.
"Ne? Sizde olacaksınız yanımızda"
Çalan kapıyı duyunca açmak için hızlı adımlarla gittim. Karşımda dikilen bedenleri görünce gerçekten sevinmiştim.
"Merhaba!" Heyecanla içeri giren ikiliye gülerken Jungkook bana aniden sarılmış ve doğum günümü kutlamıştı.
"Doğum günün kutlu olsun Jung!"
Ardından Hoseok'ta sarılıp aynı şekilde doğum günümü kutlayınca üçümüz içeriye doğru yürüdük. Herkese selam verip koltuğa oturan ikiliye bakınca gülmeme engel olamadım. Değerli hissediyordum kendimi. Sevdiğim insanlar buradaydı ama bir kişi eksikti. Kim Taehyung... Keşke burada olsaydı. Bugün beni ne aramış ne de sormuştu. Mesajıma cevap bile vermemişti. Sanırım işleri çok yoğun olmalıydı. Düşüncelerimden kurtulup kendime geldim ve yüzümde bir tebessüm ile bizimkilere baktım.
"Ben pastayı kesip getiriyorum" diyip mutfağa girdim ve hızla tabakları çıkarmaya başladım. Dilimleri keserken içeri heyecanla giren Lara'ya göz ucuyla baktım.
"Hoseok denen adam o mu?"
Başımı olumlu anlamda salladım ve kesmiş olduğum dilimleri özenle tabaklara yerleştirdim. Konuşurken aynı anda pasta koyduğum tabakları eline alan Lara büyülenmiş gibiydi.
"O kadar havalı ki uçacağım sandım!"
Yaptığı saçma espri yüzünden göz devirip içeri doğru yürüdüm. Herkese tek tek tabakları verip yerime oturdum ve pastayı yemeye başladım. Aradan biraz zaman geçmişti. Pastamız bitmişti ve sohbet ediyorduk.