17 • Misunderstanding.

1.6K 135 146
                                    

Harry

Ne beklemem gerektiğini bilmiyordum. Tutkulu bir geri dönüş? Sert bir tokat? Bir sürü küfür? Pekala bunlardan herhangi biri olabilirdi. Ama beklediğim kesinlikle ve kesinlikle ihtiyaçla dudaklarıma karşılık veren dudaklar ve tuzlu gözyaşları değildi.

Siktir.

Öpücüğümüz devam ederken ve gittikçe derinleşirken durmak istedim. Gerçekten, çünkü neden ağladığını anlamıyordum, canını mı yakmıştım? Bilmeden kötü bir şey mi yapmıştım?

"Elise," Diye mırıldanmaya çalıştığımda beni susturdu ve o beni evin içine çekerken ben de ayağımla kapıyı kapattım.

Elleri yakalarımı bulduğunda ben de kendiminkileri beline indirdim. Adımlarımız bizi evin içine sürüklerken dudaklarımız birbirinden ayrılmıyordu. Hâlâ gözyaşlarını da hissediyordum.

Bir an ben de ağlayacakmış gibi hissettim. Onu belinden çekip vücudunu vücuduma yaslarken ve onun dudaklarından dudaklarıma minik mırıldanmalar yuvarlanırken oturup ağlamak istedim çünkü bu çok güzel ve güvende hissettiriyordu.

Ben koltuğa yönelecekken Elise başını iki yana salladı ve beni odasına doğru çekti.

Bu saniyeden sonra kalbim her an durabilirdi.

Aramızdaki uyum ve tamamlanmışlık duygusu beni deli ediyordu. Bu gerçek miydi? Gerçekten oluyor muydu? Bir çok kişiyle birlikte olmuştum ama bu, sikeyim bu çok farklıydı.

Bu çok doğruydu.

Kısacık bir an gözlerimi açıp Elise'e baktım. O kadar güzeldi ki bu bir adım geri çekilip ara vermeden onu izlemek istememe neden oluyordu.

Beni yatağa çektiği sırada dillerimiz buluştu ve sonra, onun üzerinde uzanıyor ve onu öpmeye devam ediyordum.

Elimi tişörtünden içeri ilerletip tenine dokunduğumda yine elektrik çarpmış gibi hissettim. O da titremişti. Ama sonra, tekrar gözlerinden yaşlar düşmeye başladı.

Elleri tişörtümün yakalarından pantolonumun beline indiğinde onu durdurdum. Gözlerini açıp bana baktı. Ne yaptığımı anlamaya çalışıyor gibiydi.

"Harry,"

Başımı iki yana salladım ve elimi yanağına çıkartıp gözyaşlarını sildim. Kısa bir an için gözlerini yumdu sonra tekrar bana baktı.

"Ağlıyorsun," Diye fısıldadım. "Bunu yapamam."

"Ben," Ağzını açtı ama konuşmasına izin vermedim. Bu haldeyken olmazdı. Ağlarken yapamazdım.

"Hayır hiçbir şey söylemene gerek yok,"

"Önemli değil, gerçekten." Tekrar dudaklarıma uzandığında onu öptüm. Ah, pekala Elise'in öpücüklerine alışabileceğimi sanmıyorum çünkü her seferinde nefesimi kesiyorlar.

Ama görünen o ki Elise bunu yanlış yorumladı ve kaldığı yerden devam etmeye çalıştı. Ben ise öpücüğü ikinci kez bozup tekrar gözlerine baktım.

"Şunu açıklığa kavuşturalım," Ağlamaktan kızarmış burnuna minik bir öpücük kondurdum. "Karşımda ağlarken seninle sevişmeyeceğim."

Söylediğim şeyle Elise ellerini yüzüne çıkartıp gözyaşlarını hızla sildi ve bana beklentiyle baktı.

"Çok tatlısın," Diye mırıldandım dudaklarımı yanağına değdirip. "Ama yemezler."

"Özür dilerim." Fısıldadığında başımı iki yana salladım ama yüzümdeki şu aptal gülümsemeyi silemiyordum.

The Love Song | H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin